ŞOK ŞOK ŞOK
Gerçek arkadaşlıklar çok eski zamanlarda mı kaldı kuşkuya düştüm. İnsan öncelikle arkadaşını düşünmez mi
kendinden sonra. Bu gün gerçekten kuşku duyuyorum, içim acıyarak.. İnsanlar yoksa bu yüzden mi sana
arkadaşlıklardan medet umuyorlar..
Aranızda facede benimle arkadaş olanlarınız varsa görmüştür arkadaşlarımı Keçiören Belediyesi Türk Sanat
korosu konseri duyuru mesajımı. İçinde benim de bulunduğum koroya arkadaşlarımı davet ettiğimi.Sağolsun
pek çok arkadaşım yazarak ve beğenerek ilgi gösterdiler. Konser Pazartesi akşamı olacaktı.Olacaktı diyorum
çünkü iptal edilmiş ve iki arkadaşımda telefon numaram olduğu halde beni aramamış. Özellikle koromuzun
çalışmaları sırasında yan yana oturduğumuz, herkese göre daha çok konuştuğum arkadaşımın beni arayarak
haber vermemesi beni çok üzdü.
Dün geç yattığım için yine geç kalktım. Her şeyim hazır diyordum. Kahvaltımı yapar giyinir giderim. Dahası
konserde okuyacağımız şarkıların bazılarına bile biraz çalışabilirim. Beklediğim gibi olmadı. Bulaşığı kaldırıp
öyle gideyim derken zaman geçti. Konserde giyeceğim tuvalette sorun çıktı, düzeltmek zorunda kaldım ve
böylece yapmak istediğim her şeyi yapamadım. Kuaföre gittiğimde saat bir hayli ilerlemişti. Allahtan fazla
müşteri yoktu da saçımı yaptırabildim. Gözüm sürekli saatteydi. Saat beşte konser salonunda olmam gerekti
hiç oyalanmadan gitmeliydim.Saçım tam istediğim gibi olmasa da güzel olmuştu. Ücreti verip koşa koşa yola
koyuldum. Otobüs durağı kuaförün karşı tarafındaydı. Koşarak durağa vardığımda otobüs önümde durdu.
Yolculuğum hiç güzel geçmedi. Ne hikmetse belediye otobüslerinde çift yönlü koymuşlar oturulan koltukları.
Ters yönde bir yer düştü payıma. İçim bulanarak gittim konser olacağı yere. Ayrıca dolmuşta ayakta sıkış
sıkış gittiğim de cabası. Geldim diye sevinirken deyim yerinde, sevincim kursağımda kaldı.Yunus Emre kültür
merkezinden içeri girdiğimde saat beşi çeyrek geçiyordu. Çevrede tanıdık kimse görünmüyordu. Doğrudan
alt kata konserin yapılacağı salonun kapısına gittim. Bir gariplik vardı. Ne saz, ne müzik, ses duyulmuyordu.
Kapıyı açmaya çalıştım açılmıyordu. Kilitliydi. Yoksa diğer salonda mı diye oraya yönelip, kapısını açtım. Ne
yazık ki orası da kapkara bir boşluktu. O an ben de karanlık bir boşlukta kayboldum sanki. Ne yapmalıydım?
Tekrar yukarıya çıktım. Önce yine bekleme salonunda oturanlar arsında tanış yüzler aradım, yoktu. Bir yere
Oturup müzik çalışmalarımız sırasında her zaman yan yana oturduğumuz en çok konuştuğum Hatice hanımı
aramaya çalıştım telefondan. Bir türlü ulaşamıyordum.Bir ses duyulur gibi oluyor, tekrar ses gidiyor yeniden
başa dönüp aramaya çalışıyordum. Olmadı. Masasına konuk olduğum gence, ben arayamadım, rica etsem siz
dener misiniz dedim. Genç telefonun burada çekmiyor olabileceğini söyledi. Dışarıya çıktım. Orada da genç
toplulukları gurup gurup durmuşlar, sesler nerdeyse ayyuka çıkmıştı. Kapının önünden ayrılamıyordum sanki
bir tanıdık çıkıp gelecek de ümit veren bir şey söyleyecek gibi. Acaba kâbus mu yaşadığım diye kendime
soruyordum. Orada da iki arkadaşımı aradım, yine bir türlü ulaşamadım.Yanımda donarak duran genç kızlara
yardımcı olur musunuz dedim. Biri telefonu aldı eline facen açık dedi. Olsun diyerek telefonu aldım elinden.
Yine ulaşamadım arkadaşa. İçeriye geri dönerek girişte oturan görevliye sordum:
- Bugün Türk sanat müziği olacaktı burada, ne oldu?
-Konser cumartesi günü oldu.
- Onu biliyorum. O da bizi hocanın konseriydi. Bu gün olacak olan bizim konserimiz.
Görevli önündeki bir kâğıda baktı. Bugün konser yok. Olması gerek dedim ısrarla. Bu ne biçim iş.
Resmen yaşadığım kâbustu. Konser yok, arkadaşlar yok. Telefon çalışmıyor. Sanki benim ruhsal durumuma
dahil oldu telefon da. Ani kararla kardeşimgile gitmeye karar verdim. Şu kanıya varmıştım. Konseri başka bir
salonda yapıyor olmalılar. Şimdi de tam prova zamanı. Telefonları yanlarında değil arkadaşların. Çubuk’ göre
buranın havası biraz ılık olmasına rağmen üşüyerek vardım kardeşimgile. Orada yeniden aradım arkadaşımı.
Bu kez telefon açıldı. Konser diye ağzımı açtığımda olanı biteni anlattı. Konser şehitler olduğu için- sanki her
gün şehitler olmuyor gibi- iptal edilmiş. Arkadaşa da başka bir arkadaş haber etmiş. Vatsaptan duyurmuşlar
bizim gibi oraya bağlı olmayan da şokları yaşamış benim gibi. Arkadaşım sen de söyle Aylin hanıma vatsaba
kaydetsin dedi. Arkadaşıma demeyi unutmuşum şok halinden kurtulamadığım için. Sen neden beni haberdar
etmedin diye. Bir de biliyor benim iki araçla geldiğimi. Yaptığın, ya da yapmadın şey,hiç iyi olmadı arkadaşım.
14. 02. 2017 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Merhaba Nazik hanımefendi, yazınıza bir başladım bir de bitirdim. Ruh halinizi o kadar güzel betimlemişsiniz ki, aynı telaşe ve duyguları kendim yaşıyorum havasına kapıldım. Kutlarım. Anlatım güzel. bu ülkenin galiba çivisi iyice çıktı. Umar ve dilerim sonumuz aydınlık olacaktır.
Gelelim arkadaşlık, dostluk olgusuna. o güzelim duygu da maalesef buharlaştı bitek topraklarımızdan. Yazılarımda da vurgulamaya çalışıyorum, yalansız, riyasız yaşayamaz mıyız? Birbirimize niçin güvenimiz kalmadı. Etik değerlerimizin böylesine önemsizleştiği günleri görmeyi hiç beklemiyordum. Neyse ki, sanat var, okuyup yazmak var. Sizler gibi kalem dostlar var.
Emeğe ve sanata saygımla esen kalın
İBRAHİM YILMAZ tarafından 2/15/2017 1:10:05 AM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
dost arkadaş bildiğiniz kişilerin sizi önemsememesi üzüyor çektiğiniz sıkıntıların yanı sıra..
Gerçekten insanda sorgulamamız gereken çok şeyler var.
selam ve saygımla..
Oysaki dost kelimesi nasıl naif nasıl derin bir anlam içeriyor hele ki yanımızda olduğuna inandığımız insanların bir anda başka bir kimliğe bürünmesi.
Sevgili arkadaşım, sıkma canını asla sıkma ve üzülme de hele ki insan kendini bildikten sonra.
Öylesine etkin sağanaklara maruz kaldım ki bir ömür ve hep de suçu kendimde aradım oysaki biz çıkarsız seviyoruz ve sebepsiz ve içten çok da yalın ve yoğun bir iklim üstelik sahip olduklarımızı yine sevdiklerimizle paylaşmanın getirdiği.
Yeri geliyor güven duygun sarsılıyor bu da çok sağlıksız bu kez paranoya gelişiyor zaten sevmekten ve inanmaktan vazgeçmek asla mizacımıza uygun değil ama insan çok da yoruluyor.
Bu da bir tür kazanım-bu gün olanlar- ama yıkıma da uğramak olası.
Anlam veremediğimiz belki de hiç de üzerinde durmaya değmeyecek ama kırgınlığın ne olduğunu da iyi bilirim.
Canın sağ olsun ve sağlık olsun.
Sevgimlesin canım arkadaşım.
glenay
İnsanın daha çok sevdiği kişilerden oluyor beklentisi. Arkadaşlarıma özellikle Hatice hanıma çok kırıldım ama bir kaç gün sonra onu görünce
unutabilirim ama yaptığı hareketin iyi olmadığını da söylerim tabii..
selam ve sevgimle canım..
Ne denir bilemedim şimdi ama üzüldüm yaşadığın sıkıntı için .Geçmiş olsun :-(
glenay
başlık gibi bir yazı...
hayatın cilvesi diyelim ama ileri yaşlarda insan daha bir alıngan oluyor ve sorumsuzlukları kaldıramıyor.
her nasılsa geçmiş olsun diyelim bir başka bahara Nazik Hanım..
glenay
Arkadaşımın beni arayıp, bunu söylememesi üzdü.
Kış günü onca çektiğim yol çilesi de cabası.
Çok teşekkür ederim..
Sözünde durmayan arkadaslar ah mutlaka herkesin hayatinda vardir. Onlara en buyuk ders ise bir daha dogru soylese dahi temkinli.davranmak olacaktir.
Belediye otobusune gelince bende halen cozemedim ters koltuklari cok sacma geri geri gidiyor sanki insan ...
Tebrikler guzel paylasim. Size teselli de bu yazi olsun
Boyle olumsuzluklar olmasa bu guzel yazi olmayacakti...
glenay
Kalbim kırıldı.
Arkadaşımı arayıp, neden böyle yaptın diye sorayım diyorum.
Canım istemiyor.