- 395 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanın Kendine Kendini Anlatması-1-
Yaşadığımız bu dünyanın içinde, kendimize yeni dersler almak gerekirse elimizden geldiğince yanlış olan dersleri de düzeltmeye geldik dersem umarım hatalı söz söylemiş olmam. Hayat bize bir okul, bizler onun öğrencisi olarak, ruhumuzu içine engin güzelliklerle doldurmadan, başkalarının boş olan gönlünü ruhunu doldurmamız hiç te mümkün olmayacaktır. Güneş doğarken içinde olan kendine verilen enerjisi ile dolu olduğu için, içindeki ısıdan bizlere sınırsızca ayrım yapmadan vermektedir. Yoksa biz insanların gönlünde sakladığı güzellikler gibi içindeki ısıyı saklasaydı güneş hepimiz ısıtmadan donardık, burada ne demek istediğimi umarım anlatmış oldum. Doğruları öğrenmeye aday akıl ile deneyerek yanılmayı seçmeden, sadece doğru bilinen bir kuralı baz almak onu hayatımıza geçirmek ve öylesine yol almak, hayat dershanesin de okulunda dersimize çalışmadan sınıfta kalmamıza yarar sağlayacaktır ancak. Hayat okulu yanılma öğrenme, yanlış olanın karanlık derinliklerine hakkın gözlüğü ile inerek, onu imanın Nur Kur’an’ın nuruyla aydınlatmadan doğru olanı bulmamız mümkün hiç de değil.
Gerçi bu hakkın gözlüğü hatta imanın Nur Kur’an’ın gözlüğünü takarak bakan pek olmazsa da, belki bir yerlerde bakan onunla görenler elbette vardır. Belki de insanın kolayına geleni seçtiği için böylesine, zahmet ve sorumluluklarla dolu olanı seçmemesi bu yüzdendir. Lakin bunu seçmeyen toplumlar, yapay gündem mutluluklarla nefis ve şeytanın elinde oyuncak ya da kukla olmaktan da kurtulamazlar, bir adım ileriye de adım atamazlar bunu da bilmek gerekir. İnsanın hayatını kendisini sorgulaması gerekir, ara sıra masaya yatırarak kendini hayatını bakış açısını gözden geçirmesi ne yaptığını neleri yapmadığını, eksikliğini görmesine olanak verir. Yaptıkların doğruyu kendine mal ederken, yanlışlarını başkalarının üstüne atarak, bir kenara çekilmek kişiye bir yarar sağlamayacaktır, kendini kandırmasından öteye gitmeyecektir. İnsanın kendine, kendini anlatması hatta anlatırken kendini dinlemesi, meydana çıkmayan saklanan hatta çıkmaya korkan kendisini ortaya çıkarmasına sebebiyet verir.
Bu anlatılmlarla da kendini ortaya çıkararak bulduktan sonra, toplum için yapması gerekenler nedir onu da bularak ortaya çıkarması hayata geçirmesi gerekir. Bu kendimizle barışık hoş yaşamak adına kendimize vereceğimiz, bir ödül olarak görmek ve bu doğrultuda çalışmak bizi diri genç tutacaktır. Düşüncelerimizi anlatırken karşımızdaki insanların düşüncelerine, pranga vurarak önemsemeyerek bir anlayış içinde olmamız, bizi yarı yolda yıkılmış bir birey olarak bırakacaktır. Yaptıklarımızı kendimizin eseri olarak görmek yerine, el ele gönül Gönül’e birlikte meydana getirdiğimiz eserler olarak görmek ve topluma mal etmemiz, bizi daha onurlu ve başarılı kılacaktır.
Öz benliğine bir insan tek başına sahip çıkmak yerine, toplumun öz benliğine sahip çıkması hem kendini hem de toplumu, yükseltecek bir olgunlukla hayata geçirmek ona sarılmak, sarılanların yanında olmak tevazudur, bunu budalalık olarak söyleyenler çıksa da, onlar sadece kendi çıkarlarını düşünen acımasız despot zalimler olmaktan öteye gitmeyen, düşüncesiz insanlardır. Kendine değeri sen değil, yaptıklarınla taşıdıklarınla verdiklerinle karşındaki insanlar vermedikten sonra yapay suni değerler birer sabun köpüğü gibi anında sönmeye mahkûm olacaktır. İyilik güzellikle yalan bir arada olmaz, yalan iyiliği öldürdüğü gibi, iyilikte yalanı öldürür götürür. Hangisi kalıcıdır derseniz ebetteki ”iyilik” derim kalıcı olan. İsterseniz bir nefeslik ara verelim daha sonra kaldığımız yerden devam ederiz kardeşlerim. Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.