Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Bedri Tokul
Bedri Tokul
VİP ÜYE

GARA BAKKAL

Yorum

GARA BAKKAL

27

Yorum

4

Beğeni

0,0

Puan

2457

Okunma

Okuduğunuz yazı 7.1.2017 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
GARA BAKKAL

GARA BAKKAL

Yoksul mahallenin tek bakkalıydı. Aslında esmer değildi bakkal. Hatta sarışın bile sayılırdı. Burnunun ucuna düşürdüğü gözlüğünün üzerinden bakar, hiç gülmezdi. Dirseklerine kadar taktığı siyah kolluklar, elleri hep kirliydi.

Dükkânında satacak çok ürünü olmadığından ya da düzensizliğinden mi ne “Gara Bakkal”a çıkmıştı adı. Hani özensiz işler için”gara düzen” denilir ya. Onun gibi bir şey işte…

Bir oğlu vardı. Adı Devran. Şımarık, kavgacı biriydi. Çocuklar ondan korkardı.

Elindeki paraya göre istenmeden verilen yiyecekleri vardı Gara Bakkalın. Beş kuruşa iki tane -erden şekeri-, on kuruşa- iki bisküvi arası bir lokum-…

Çocukların yeri mahallenin boş arsasıydı. Orada buluşurlar,orada da konuşurlar, orada oynarlardı.

Yine bir gün arsada bazı çocuklar top koştururken, bazıları da güvercin taklası oynuyorlardı.
Devran oyunlarla ilgilenmiyor, bir elindeki kâğıt külahdaki zeytinle, diğer elindeki ekmeği iştahla yiyor, zeytinin çekirdeğini de uzattığı dudaklarının arasından üfleyerek ileri fırlatıyordu.

Çocuklar kendi havalarındaydı.Oyunlar kurulduğu için O dışarda kalmıştı. İmrenerek Devran’ı seyretti bir süre. Dünyanın en iyi yiyeceği zeytin- ekmek gibi geldi ona. Koşarak eve gitti. Annesinden istedi. Zeytinleri yoktu. Ekmek verebildi sadece.

“O zaman para da ver !”

Ak yemenisinin ucundaki düğümü çözdü . Çıkardığı on kuruşu uzattı.

“Başka yok oğlum. Hepsi bu.”

Çaresiz elindeki on kuruşla bakkala koştu. Avucunu açtı. On kuruşu gösterdi.

“Buna zeytin ver.”

Bakkal önce on kuruşa, sonra çocuğun yüzüne baktı gözlüğünün üzerinden.

“ Senin bir ağabeyin var mı?”

“Var.”

“Adı ne?”

“Bilal”

“Hah işte o Bilal ağabeyin bana para bırakmıştı.-Kardeşim gelir de bir şey isterse verirsin-demişti”

Alışkın ellerle, kâğıt külaha koyduğu zeytinleri uzattı.

“Hadi bakalım bir güzelce ye bunları. O on kuruşu verirsen ona da sana iki bisküvi ile bir de lokum veririm.Karnın doyunca lokumu korsun büskivilerin arasına üzerine de onu yersin.”
İlk defa güldüğünü görmüştü Gara Bakkalın. Koşarak ayrılırken arkasından bağırdığını duydu:

“Devrana da söyle buraya gelsin.”

Evet, Bilal ağabeyi vardı. Ama o burada değil Almanya’ daydı.Ora da işciydi.Bakkala para bırakmış olamazdı. Üzerinde fazla durmadı.”Boş ver” anlamına elini havada salladı.

Devranın yanına oturdu. İştahla yedi. Onun gibi çekirdekleri ileri fırlattı.

Yemesi bittikten sonra:

“Baban seni çağırıyor” dedi.

Belki de babası Devranı dışarı da yediği, çocukları özendirdiği için azarlayacak, o da birazdan gelecek kendiyse kavga etmek isteyecekti.

Korkutana boyun eğdikçe korkular daha da artardı. Korkmamak lazımdı. Korkutana karşı durulursa korkutan da korkabilirdi. Kararlıydı.

Çok sürmedi geldi Devran:

“Gel lan buraya!”

“Sen gel.”

“Korkmuyor musun benden?”

“Korkmuyorum.”

Devran karşısındakinin dik duruşunu görmüş, pes etmeyeceğini anlamıştı.Kavgaya girse belki de dövülecek bütün havası yok olacaktı.

“Hadi neyse vaz geçtim.”

O da uzatmadı. Oynayanları seyretmeye daldılar.

……………………………………………………………………………………


Yıllar sonra uğradı mahallesine. Çocukluğunu aradı. Arsaya kapalı spor salonu yapılmış, yıkılmamak için birbirine yaslanan eski evlerin yerine yüksek apartmanlar dikilmişti. Ama Gara Bakkalın olduğu ev iki apatmanın arasında boynu bükük garip kalmıştı.

Kalın bir zincir vurulmuş, bir çok anıyı içinde hapseden koca bir kilitle de kilitlenmişti Gara Bakkalın kapısı…

Bitişikteki apartmanın önünde bastonuna başını koymuş oturan bir ihtiyar, onun dikkatli bakışlarını görünce:

“Sen muteahhit misin?Baktığın yer eskiden bakkalmış. Sahibi öleli de çok olmuş.”

“Değilim.Burası benim mahallem. Sen bu mahalleden kimlerdensin?

“Biz dışarıdanız. Benim memur oğlum oturuyor bu apartmanda. Ben yanlarında kalıyorum. Sabah oğlum işe giderken onunla birlikte evden çıkar, akşam o dönünceye kadar da burada otururum.”

Belkide gelini, oğlu gelinceye kadar onu eve almıyordu. İhtiyarla sohbete dalsa anlatacakları onu üzecekti. Üzerinde durmadı.

“Belki duymuşsundur. Bu bakkalın bir de oğlu vardı. O na ne oldu?”

“O kaçakmış. Birçok suçu varmış. Hatta cinayeti bile var diyorlar. Buraya bakmaya çok müteahhit geliyor. Ama tek sahibi oğlu, o da kaçak olduğundan burası böyle yıkıntı olarak kalmış işte.”

Çocukluğunun Gara Bakkalının perişan hali onu çok üzdü.

Sadece Gara Bakkalın oğlu Devran mıydı kayıp olan?
Yıllar bu devranı da değiştirmiş, birçok değer de kaybolmamış mıydı?

Sadece zincirlenen, kilit vurulan Gara Bakkal mıydı?

Şimdilerde;

Gözler kilitli, dillere de zincir vurulmamış mıydı?
Beyinler kilitli, fikirlere de zincir vurulmamış mıydı?
Vicdanlar kilitli, yüreklere de zincir vurulmamış mıydı?

Bir sigara yakacak oldu. Elini cebine attı. Yoktu. Üç gün olmuştu bırakalı.

Ah şimdi bir sigara olacaktı ki…

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gara bakkal Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gara bakkal yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GARA BAKKAL yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli., @ibrahimcelikli-
17.1.2017 08:00:24
Öyle günler olur ki pişman olurum icmedigime
Birbirine yaslanmis evler gibidir hayatlar..
Bir zeytin tanesi nelere kadirdir

Ustalık yaşamaktır.. yasatmaktir yazmaktır


Eyvallah Hocam
Oya gedik
Oya gedik, @oyagedik
11.1.2017 14:43:55

Şimdilerde;

Gözler kilitli, dillere de zincir vurulmamış mıydı? EVET
Beyinler kilitli, fikirlere de zincir vurulmamış mıydı? EVET
Vicdanlar kilitli, yüreklere de zincir vurulmamış mıydı? EVET
YAZINIZIN ÖZETI MUTHIS.

EVET KIYMETLI KOMUTANIMIZ YAZININ GEC OKUNMUSU OLMAZ ,GEC KASLMISLIGIMLA KUTLARIM EFENDIM. SELAMLARIMLA.

SAYGILARIMI BIRAKTIM.
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
10.1.2017 20:59:35


Bedri Tokul tarafından 1/10/2017 8:55:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Genç Ozan
Genç Ozan, @gencozan
10.1.2017 16:58:22
Saygıdeğer üstadım yüreğinize sağlık güzel bir yazı okudum kaleminizden ve yüreğinizden
Daim saygılarımla ...
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU, @aysegul-akdag-barutcu
9.1.2017 17:08:08
Nostalji yaşadık sayenizde Hocam ve hak ettiği kurdelayı da almış.
Çok tebrik ediyorum Hocam
Mehmet Ali Akça
Mehmet Ali Akça, @mehmet-ali-akca
9.1.2017 16:46:53
Güzel bir hikayeydi, tebrik ederim.
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
8.1.2017 22:51:38
Çok güzel ve yüreğe dokunan bir hikayeydi.
Zevkle okudum.

Yüreğinize sağlık ...

Sevgiler
Aynur Baş
Aynur Baş, @aynurbas
8.1.2017 22:23:15
Zihni dert elinden her zaman ağlar
Sordum ki bağ ağlar bağ u ban ağlar
Sümbüller perişan güller kan ağlar
Şeyda bülbül terk edeli bu bağı

Kesit hepimizin anılarındandı evet ama... yer yer serpiştirilen o cümleler, hayatın gerçekleri ve gerçeklerin acılığıydı sanki. Hani üzmeden, üzerinden geçermiş gibi ne güzel saklamışsınız siz, onları yazarken... Okurken manşete çekesim geldi. Ki onlar başka öykülere gebe birikimleri kaleminizin.

Beğenim, paylaşım için teşekkürüm ve tebriklerimle Bedri bey.
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
8.1.2017 21:45:04
Merhabalar Ustam. Yorum yazdığıma eminim ama akibetini bilemem.

Çok güzel, bizden olan bir öykü okuttun VAROL Ustam.

Selam ve saygılarımla..
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
8.1.2017 20:08:50
Hüzünlü bir hikayeydi Bedri Abi. Abin bana para bıraktı kısmı özellikle. Kutluyorum canı gönülden. Sevgiler saygılar Bedri Abi.
ismetim
ismetim, @ismetim
8.1.2017 18:04:38
Abim sen harikasın, mazide bizimde seninle ortak bir bakkalımız vardı biliyorsun .::))) gerçektende o günleri unutamıyorum. Yazılarını çok severek takip ediyorum ,kalemine ve yüreğine sağlık seni seviyorum , hürmetler..
Halit Kesler
Halit Kesler, @halitkesler
8.1.2017 17:41:54

Korkutana boyun eğdikçe korkular daha da artardı. Korkmamak lazımdı. Korkutana karşı durulursa korkutan da korkabilirdi. Kararlıydı.
Çok yerinde bir söz komutanım Bedri yazını severek ve yaşayarak okudum çünkü bizimde bir Ziver bakkalımız vardı ve bu yazdıklarını birebir yaşadık güne de haklı olarak seçilmiş sonradan gördüm hak ettiği yerde olmuş.

Birde şu kilit meselesi her zaman söylemişimdir "anahtar ve kilit"insanlığın yüz karasıdır ne benzer "gara bakkal'ın karalığına.
Eğer gerçek insanlık olsa kapı kilitlemek için kilit ve anahtara gerek kalmazdı.Gece kilitsiz kapılı evde uyuyabilmek ne güzel olurdu.

Seni kutluyor selamve saygılarımı sunuyorum.
Halit Kesler.
Ayhan Sarıkaya
Ayhan Sarıkaya, @ayhansarikaya1
8.1.2017 17:12:33
Sana böyle yazılar yazmak yakışıyor be abi. Yani kalemin döktürüyor, orjinalliğini bozmadan.
Nostaljik ve duygusal yanı ağır basınca insanın içi bir tuhaf oluyor.
Gara Bakkallar, biz yaştakilere derin izler bırakmışlardır şüphesiz. Kırık leblebi, delikli şeker, cam şekeri v.b. vaz geçmediğimiz alışkanlıklarımızdandı.
Şimdi ise...Neyse yazmayayım. Yazdıkça üzüleceğim boş yere...
Seni dünya ile güneşin uzaklığı kadar seviyom bedroşkis abim.
Kendine iyi bak. Gış günü pek dışarı çıkma.Sobanın başında otur, kestane çizip yemeye bak.
Sevgilerimle kal.
Angaranın soğuğundan sıcacık selamlar yolluyom.
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
8.1.2017 15:24:15
Öncelikle günün yazısını ve yazarını can-ı gönülden kutluyorum.

Eskiden sevelim ya da sevmeyelim mahalle bakkalları adeta evimiz halkından biri gibiydi.

Bir yerlere telefon etmemiz gerektiği zaman bile koştuğumuz yer bakkal dükkanlarıyd.

İllevalakin Beykoz'da dükkanının önüne koyduğu boş gazoz kasalarından boş şişelerini çalıp sonra tekrar kendisine sattığımız Laz Bakkalı asla unutmam.

Yıllar sonra gittiğimde o bakkal tabii ki hayatta değildi ama market olarak hâla varlığı devam ediyordu.

Velhasılıkelam güzel günlerdi eski günler. Her türlü yokluğa rağmen. Şimdi her şey var ama o mutluluk yok.

Selam ve sevgilerimle.
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
8.1.2017 14:02:28
Bedri Bey, tek kelime ile rüştünü ispatlamış bir yazı ki; çok çok uzaklara gittik, hemhal olduk kalemle, andık ve andık maziyi.
Çok şey evrim geçirdi aslında bizler yitip gittik ve yitirdik ne ise huzura ve sevgiye delalet ve hala aramaktayız eksik olduğunu bilip de dile getirmediğimiz,yanlı olsak bile yansız olduğumuzu haykırdığımız...
Nerede masumiyet? Nerede sevginin sıcaklığı ve nerede eski insanlar, çalınmış mutluluğumuz?
Yüreğinize, kaleminize sağlık: Güne yakışan ve yüreğimize sakladığımız bir paylaşımdı şu soğuk ve karlı güne sıcaklık katan.
Kutluyorum can-ı gönülden.
Selamlar, saygılar efendim...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
8.1.2017 13:33:17
Yaşı elliyi aşmış herkesin hatıralarından silinmeyen gara bakkali, bakkallı günleri mutlaka vardır. Vardır da o anilar beyninde taptaze durduğu halde böyle dupduru anlatamaz ki.

Eski yoksul ama mutlu günlere götürdün komutanim.

Tebrik ederim, selamlar...
su_misali(Gülhun Ertilav)
su_misali(Gülhun Ertilav), @su-misali-gulhunertilav-
8.1.2017 13:05:14

ne kadarda içimizden, ne kadarda hayattan

ve nasılda özlemişiz geçmişi

güne ve yerine yakışmış Bedri Bey

kutlarım

saygılarımla

Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
8.1.2017 12:52:11
Benim bilgisayarda mı, yoksa defterde mi bir problem var, anlayamadım gitti?
Orijinal sayfaya ulaşmakta güçlük çekiyorum.
Saçma sapan dizaynlı bir sayfa açılıyor karşıma.
Günün yazıları bölümünden girdiğimde ancak açılabiliyor alışageldiğimiz orijinal sayfa.
Bu gün de çok uğraştım.
Hikayenin yarısını ancak yayınlamış sayfam.
Epeyce bir uğraş sonucu tamamına ulaşabildim.

Güzel,
biraz da hüzünlü bir hikaye.
Çocukluğumuza olan özlemin,
geçmişi geri getirmenin mümkün olmamasının verdiği hüznün,
yok olan, sadece hatıralarda kalan güzelliklerin acı realitesi,
gerçekten komutanımın hoş üslubu ile aktarılmış yazıda.
Çok güzeldi.
Kendimizden çok şey bulduk içinde.

Yaşadığım mahalle 1985 yılında sit alanı ilan edildi.
O nedenledir ki,
benim hatıralarımı barındıran o ortam,
hala eski güzelliği ile yaşamaya devam ediyor.
Bu günlerde,
o mahalleyi konu alan bir yağlı boya tablo çalışması yapmaktayım.
Bu nedenle gittim gördüm, inceledim yine çocukluğumu geçirdiğim sokakları.
O eski ve güzel tarihi evleri inceledim.
Şimdi içinde yaşamayan bir çok güzel insanı hatırladım.
Ölenlere rahmet, yaşayanlara uzun ömür diledim.
Gerçekten güzel bir olay.
Her köşesinde anılarınız var.
Orada yaşamak, oraları yeniden koklamak, oraların havasını solumak güzel.
Hüzünlü olsa bile.

Bu tür güzel hikayeler çok yazmamız gerek.
Etrafımızı saran kasvetli atmosferi bir nebze dağıtmamız mümkün olur böylece.
koçiko
koçiko, @kociko
8.1.2017 11:01:02
Günümüzde kaybolan değerleri çok güzel akıcı bir üslup la anlatmışsın ,teşekkürler esinlerin bol olsun .
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
8.1.2017 10:54:56
'' Şimdilerde;
Gözler kilitli, dillere de zincir vurulmamış mıydı?
Beyinler kilitli, fikirlere de zincir vurulmamış mıydı?
Vicdanlar kilitli, yüreklere de zincir vurulmamış mıydı? ''

Aynen budur ahvalimiz Bedri kardeş. Çok da yürekten dile getirmişsiniz bu acınası ahvalimizi.
Tebrikler, selâmlar.
Suat Zobu
Suat Zobu, @suat-zobu
8.1.2017 10:31:06
Ahh o "Gara Bakkal"lar..

Bizim Gara Bakkal da "Nos"tu. Adı Mustafa'ydı ama herkes ona Nos derdi.

Baharın Turfanda üzüm gelince (Beyaz üzüm) elinde bir salkımla bakkalın önüne çıkar, bir tane kopararak ağzına atar "Immhhh kınalı bağın üzümü buuu" der, hepimizi ağzına baktırırdı..

Bizler "umma" olurduk, onun umurunda mı.. 'Çükümüz şişer' mi demezdi.

Karpuz gelince de aynı şeyi yapardı.

Ahh o gara bakkallar.

Ustam eskilere götürdün VAROL. Bir o kadar da hüzünlüydü.

Selam ve saygılar..
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
8.1.2017 08:33:58
bizim kuşağın gara bakkalları vardı...yalnız parayı almazsa hiç bir şey vermezlerdi. erdem şekerini bisküvi arası lokumu.. şimdi bile özlettin öyle güzel yazıyorsunki seyrettiğimiz bir film gibi hemen gözlerimizde tülleniyor... bakkalın oğlu gibiler şimdi daha çok çoğaldı....soğuk günde içimizi ısıttın usta ellerin dert görmesin.
Mahmut Mücahit Özdemir
Mahmut Mücahit Özdemir, @mahmutmucahitozdemir
8.1.2017 02:45:19
Baştan sona heyecanla,ilgiyle okuduğum güzel bir öyküydü.Gerçekleri anlatan final ise muhteşemdi.Yürekten kutluyor,selam ve saygılarımı iletiyorum..
Uyumsuz_PenGuen
Uyumsuz_PenGuen, @uyumsuz-penguen
8.1.2017 02:11:18
ben hala dogdugum sokakta oturuyorum.. damdan dusenin halinden damdan dusen anlar elbette.. seviyorum vicdanli ve vefali seyleri.

herkese selam.
Dilek USTA
Dilek USTA, @dilek-usta
8.1.2017 02:03:24
Çok içimizden,
çok tanıdık ve çokta ustaca yazılmış,
bir solukta okuduğum, okurken de gözümde canlanan bir filmdi sanki hikayeniz.
Özellikle şu erden şekeri :) ne çok severdim. Hatta babamın verdiği iftarlık harçlığımla bakkal Mehmet amcaya koşar şekerlerimi alır, top patladığında, ilk kakaolu erden şekeriyle açardım orucumu..
Çocukluğuma götürdünüz beni üstadım....


Yazan kaleminize ve yüreğinize binlerce selam olsun..

Selam ve sevgilerimle
Numan Kurt
Numan Kurt, @numankurt
8.1.2017 00:53:53
Her zaman şunu savundum. "Elin kalem tutuyorsa yaz kardeşim, kendi yaşadıkların en büyük kaynağındır. Söz uçar gider, yazı kalır. Kaç kişi okursa okusun yaşadığını, gördüğünü, düşündüğünü, duygularını yaz!"
Bedri Bey de bunu çok güzel yapıyor. Sağlık içinde yıllarca kalemi (klavyesi) durmasın.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL