- 403 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bırak Hiphapı Latini Gel Atabarına
Gençlik yıllarımızda halk oyunları ile epeyce uğraştık başkent Ankara’da. Zevklide olurdu bizim çalışmalarımız ve gösterilerimiz. Bizim memlekette yani güzel yurdum Artvin’de hemen hemen herkes ya bir şey çalar ya da oynar mutlaka. Oynamayan ya da bir şey çalmayanı adamdan saymazlar, gerçi onlarda ıslık çalıyoruz, kapı zili çalıyoruz biz de diye hava atarlar ama ıslık çalmak, kapı zili çalmak para etmez memlekette, hani askere gitmeyeni adamdan saymamak gibi bir şey bu bizim oralarda. Yağmur damlasıyla, rüzgârın fısıltısıyla, yaprakların hışırtısıyla, horlayan bir adamın horultusuyla bile horona tutuşuruz biz Karadenizliler, kendimizi de övmeyi hiç sevmeyiz, benim şimdi yaptığım gibi, onu da belirtelim...
Benim oğlan iki üç sene önce Latin danslarına başladı. Güzel bir sosyal faaliyet, ama ben her zaman halk oyunları yapmasını tercih ederdim yine de. Tabi ki bu konuda bir baskı yapacak halim yok o özgür iradesi ile kararını vermiş, bize de saygı duymak düşer, yapacak bir şey yok. Adım Hıdır elimden gelen budur. Kızımda ilkokul zamanlarında halk oyunlarına gitmişti, sonra o da abisinin gazı ile bu tür danslara yöneldi, ev de folklorcu bir ben kaldım şimdilerde. Ne yapsam hanıma mı öğretsem bu bizim havaların oyunlarını? O zaman eşitliği yakalarız çocuklarla. Az da olsa biliyor hanım aslında. İki folklorcu, iki modern dansçı. Eşitliğin bozulması için aileye bir beşinci kişinin girmesi lazım; Eee bu saatten sonra onlara kardeş yapacak halimiz yok ne yapalım berabere isek. Biz de sıraya koyarız bu işi, bir gün onlar modern dans yapar, bir gün biz ata barı, deli horon, düz horon oynarız.
Kız da biraz biliyor ilkokulda folklor oynadığından, oğlanı da ben sıkıştırıyorum ’’Oğlum bırak şu hiphapı filan gel biraz bizim tarafa atabarı oynayalım deden de milli folklorcu idi, ben de biliyorsun, adamın kemikleri sızlayacak senin folklor oynamadığını duymuş olsa.’’ diyorum, diyorum ama kime diyorum ki adam tınmıyor bile. İlla da modern dans modern dans. Bazen oğlumda kızımda öğretmeye kalkıyorlar bize o modern dansları, ama eskisi gibi yeteneklerimiz yok, eee yaş da ilerlemiş, kemale ermiş haliyle, iki hareket yapıp tıkanıyoruz sonunda...
Dur bakayım bizim Artvin havalarını bir de söyleyeyim belki Artvin sevdaları depreşir de biz hanım ile oynarken ekibin sonundan bize katılırlar. Katılsalar da en başta ekip başı benim, mendil benim elimde ha onu da kimselere kaptırmam peşin peşin söyleyeyim de sonra mızıkçılık etmesin kerataların ikisi de...
Defalarca söylüyorum şaka yollu olarak. ’’Oğlum modern dans dediğin nedir ki yani hayır küçümsediğimden değil asla o da güzel bir faaliyet ama bir kız ile dans edersin orada. Hâlbuki bizim halk oyunlarımız öyle mi, ekibin başında ya da sonunda değilsen, ortalarda isen en az iki tane kızın elinden tutarsın.’’ Bende ki de ne akıllar ama. O’da ’’Olsun baba ben bunu daha çok seviyorum.’’ diyor. Ne yapalım belki ileride fikir değiştirir de her ikisini birlikte yapar kerata.
Bir gün televizyonda baktım bizim oraların tanıtımı Artvin ile ilgili bir program var. Kalbim küt küt atmaya başladı, heyecanlandım, içimden aha da biraz sonra halk oyunları da girer demeye kalmadı akordeoncu aldı eline o güzelim muhteşem aleti başladı ufaktan ufaktan dımbırdatmaya. E tabi Ahmet durur mu, yerinde oturur mu o güzelim müziği duyarda? Bağırıp çağırıyorum ’’Hanııım, çocuklaaaar, kızıııım, oğluuuum !!! ’’ millet birden heyecanlandı, ne oluyor memlekette savaş mı çıktı, darbe mi oldu, ayakkabı kutularında yeni dolarlar mı bulundu derken, ben gayet sakin ’’Geçin bakayım peşime el ele tutuşun.’’ mırın kırın ve ya baba dersim var yakınmaları olsa da tuttular elimden, isterse tutmasınlar. Başladık ekibi ve müziği sürüklemeye en memleketlisinden. ’’Bahçası var bağı var, ayvası var narı var Ata’mızdan yadigâr biz de atabarı var.’’ hop hop öyle gidiyordu ekip üç beş dakika, terde sırtımdan değil, başka bir yerimden çıkıyor onuda söyleyeyim, ama bir de şu yere çökmeleri yapabilsek. Eskiye nazaran çok kilo almışız orada biraz zorlanıyoruz işte. Çökmeden de oynanıyor nasıl olsa ne yapalım. Kaç kere söyledim benim oğlan ile kıza ’’Bırakın şu hiphapı, Latini, gelin atabarına, deli horona, düz horona hem çökemesem de eskisi gibi ben de katılırım bazen gençlerin arasına hem vallah hem de billah...
YORUMLAR
Güzeldi... hem güldüm hem okudum... hiç yorulmadım...
İlk yazını okuduğumdan beri içimden diyorum bu uşak sanki bizim buralı...
Bak, düşündüğüm gibi imiş... çok sevindim... Bir Adil Yazar hayranlığım var; Şavşatlı.
geçen gün, yazmıştım.
Hemşerim, kan ne ise oyun oraya çeker... bırak uşaklar biraz tam-tumla eğlensinler...
Atabarının müziği çalarken, çaktırmadan el ve ayaklarına bak... kıpırdıyorsa korkma!.
Sağlıkla kal... gene yaz okuyacağım... Trabzon Hurması memleketlim...
Not: yazılarının altına ismini ekle... eksik kalmasın(arama sırasında isminle bulunur).
Kadir Yeter. 28.12.2016 Stad yanı- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/160645-birak-hiphapi-latini-gel-atabarina/
Ahmet Zeytinci'ye