Beni Halil Öldürdü (Üçüncü bölüm)
Katil zanlısı Halil Kızmaz: Afyon’lu
1.Maktül Ramazan : İzmir’li
2.Maktül Tuse Mehmet : Aydınlı
3.Maktül Mehmet Ali : Manisa-Turgutlu’lu
4.Maktül Zülfikar bey: Ankara’lı
5.Maktül Sedat hoca : Afyonlu
6.Maktül ben : Kuşadalı
Tuse Mehmet Köyümüz yazlık sitelerinden birinde bekçiydi. Kendi halinde, genelde
herkesi seven, sevilen bir insandı. O da ölümünden önce en son Halil’in gördüğü
kişilerden biriydi.
Gökçen TÜTÜNCÜ: Tüpgaz bayii, buraları avucunun içi gibi bilir. Yakışıklı, havalı
bir genç.
Anlattığına göre o gün Tuse’nin sitesine tüpgaz götürmüş, bekçi evinin önünden
geçerken Halil ile Tuse’nin şiddetle tartıştığını görmüş. Duyduğu kadar Tuse
Mehmet Halil’in hiltisini almış. Bir kaç gün sonra iade ettiğinde hilti arızalıymış.
Tuse hiltiyi sağlam olarak teslim ettiğini söylemesine rağmen, Halil ısrarla
sen bozdun diye bağırıyormuş. Gökçen’in en son duyduğu. Halil’in ben 700.-Tl verdim
bu hiltiye, bu iş burada kalmayacak hesabını soracağım sana Tuse dediği.
Halil’in bu tür malzemeler konusunda çok titiz olduğunu bilirim. Ancak yine bildiğim,
aslında çok temiz bir kalbi olduğu, bu tür olayların pek beşine düşmediği, defalarca
verdiği malzemelerin başına iş gelmesine rağmen canınız sağ olsun diyerek geçiştirdiği.
Hiç bir zaman sıkıntı yaratmadığıydı.
O halde ne olmuştu. Tuse’nin ölümünün Halil’le bir ilgisi var mıydı. Gökçen gerçekten
doğru mu söylüyordu? Yoksa olayın Gökçenle’mi ilgisi vardı?
Ben Tuse’nin ölümünü duyduğumda, Halil’le bir ilgisi olacağı aklıma bile gelmezdi.
Şöyle eski günleri bir düşündüm. Bir kış akşamı Adnan beyin mekanında oturuyorduk.
O gün salon çok kalabalıktı. Neredeyse yedi sekiz masa doluydu. Oturanlar içinde,
bir kaç gün önce tartışarak küsen iki arkadaş vardı. Bir tanesi emekli öğretmen Sedat
hoca, diğerini tam olarak hatırlayamıyorum. Bir an onları barıştırma sevdasına kapıldım.
Konuyu açmak için oturduğum masadan kalkarak Sedat hocanın masasına gittim. İlk masada
değerli bir çakmağımı unutmuşum. Arkadaşları barıştırmayı başardım. Ancak döndüğümde
masada çakmak yoktu. Bir kaç kişiye sordum, sonunda benden sonra masaya gelen Tuse’nin
çakmağı alarak cebine koyduğunu öğrendim. Durumu Halil’e söyledim. Halil işin peşine düştü
ve bir kaç gün sonra Tuse çakmağı getirdi.
Tuse’nin böyle huyları var mıydı? Yoksa o akşam çakmağı sahipsiz diye mi aldı? O an
kendisine çok kızmıştım. Ama ölümünü duyduğumda herkes gibi ben de çok üzüldüm, hatta
keşke çakmağın peşine düşmeseydim diye düşündüm.
Bilmem bu anlattıklarımdan bir şey çıkarabildiniz mi? Tuse Mehmet neden öldü? Yine
Tuse’nin ölüm nedenini, ya da onu kimin öldürdüğünü son bölümde diğer maktüllerin ölüm
nedenleri ile birlikte bulacaksınız.
Üçüncü bölümün sonu
Mehmet Fikret ÜNALAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.