- 606 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Ah ne yazık bana, ne yazık…
Ah ne yazık ki bana, ne yazık…
Size şu anda başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.Bu olaydan sonra bu yardım kuruluşlarından nefret ettiğimi anlatacağım ve umarım anlarsınız.Hak verip vermemeniz tamamı ile size kalmış bir olay.
Yıl 2003. Üniversiteden yeni mezun olmuş ve harıl harıl iş arayan genç bir kızım o zamanlar.
Okuduğum mesleği yapmak istiyorum fakat devamlı servis, mutfak v.s işleri ile işçi bulma kurumu beni oyalıyor. Sonunda 2003 yılının (yanlış olmasın) tamda bu aylarında dışarda gezerken Afrika’ ya yardım için broşür dağıtan lise öğrencilerine denk geldim.Heyecan ile eve gelip okudum.
Şansa bakın ki 2 hafta sonra Afrika’ya yardım kabilesi gidiyordu ve sağdan soldan, oradan buradan derken, oraya gidecek kişilerin yani yardım derneğinin başkan yardımcısını buldum ve bir randevu koparmayı başardım.
İçim içime sığmıyordu. Başkan yardımcısı ile 2 gün sonraki randevuyu İsviçre’den gelen özel misafirlerini ağırlamak için ayırttığı otelin lobisinde ayarlamıştık.
İşimden dolayı ben meraklı biriyimdir.Herşeyi merak eder, herşeyi bilmek öğrenmek isterim ancak buradaki sorularımın amacı eğer ben bu yardım derneğinin desteği ile gitseydim ne gibi artılar ve eksilerim olacağı v.s gibi temel şeylerdi.
Bir iş olduğu içinde normal olarak kalacağım yeri ve alacağım miktarı sordum.
Adam duraksadı ve gülmeye başladı
-Bir dakika şimdi, bir yanlış anlaşılma var sanırım.Biz sizi sadece bizim istediklerimizi yazın diye götürüyoruz.
Bu arada Türk lirası ile senede İsveç’in Eu adına gönderdiği miktar 878.250.000 tl olarak cevireyim ve bu miktarın 2003 yılında ne kadar olduğunu kendiniz düşünün.
Garipsedim adama bakıp sordum:
-İyi de şimdi ben oraya gördüklerimi yazmaya, resimlerini çekmeye, insani yardımlar nasıl ulaşıyor.Toplanan paralar nerelere gidiyor?
Buradaki mağdur insanlar ne kadar faydalanıyor onu yazmak onu görmek için gidiyorum, dedim.
Adamın ukala gülüşü birden yerini sert bir konuşmaya çevirdi:
-Bakın hanımefendi, biz size 4000 euro aylık vereceğiz. Kalacağınız yer, diğer meslektaşlarınızın kaldığı lojmanlar gibi olacak ve bayanlar ile kalacaksınız.
Fakat bunların karşılığında biz ne istersek onu yazacak ve fotoğraf karesinde göstereceksiniz.
Anlaştık mı?
Beynimden vurulmuşa dönmüştüm.Farkettirmemeye çalışıyordum ama pek başarılı olamamıştım anlaşılan çok kızmıştım ve adama son bir soru sormadan oradan gitmeyi hiç düşünmüyordum.
-Pardon, 4000 euro benim gibi çaylaklar için güzel hatta harikule bir miktar ama merak ettiğim birşey var. Senede 2,5 miljar kron (878.250.000 tl) bugünün kurundan yani. O zaman bu miktar 1 miljar falandı.
Ben biraz araştırdım ve bu sene adı geçen bu dernek Afrika’ya 1 miljar isveç kronu yardım topladı.Yani bir yere gideceksek ne olduğunu bilmeliyim değil mi? Neyin ne olduğunu v.s dedim.
Bu 1 miljar nereye gidiyor? İnsanlar o kadar para yardımı yapıyor, o paralar Afrika’yı dünyanın en zengin kıtası yapardı acaba biraz anlatsanız dedim.
Tabi o zaman herkeste ses kayıt edici telefon yok.En azından yeni mezun olmuş fakir ve iş arayan genç bir kız için. Her neyse…
İş görüşmesi olarak gittiğim için yanımda minik kaset kayıdımıda götürmemiştim.
Adam gözlüklerini çıkartarak cebinden çıkarttığı gözlük bezine gözlüklerini silerken sesinin tonu iyice sertleşmişti ama bozuntuya vermeden devam etti:
-Bakın küçük hanım bu işte yenisiniz ve biz size bir şans vermek istiyoruz hem bizim sayemizde yolunuz açılır hem de eve geri döndüğünüzde iyi para biriktirmiş olursunuz.Tamam size söylenmemesi gereken şeyleri söyleyeceğim şimdi, dedi.
Madem sordunuz ben de cevap vereyim.
1:
Afrika aslında kendi içinde hem zengin hem de fakir bir ülke çünkü sömürge altında yaşamış bir toplum ile karşı karşıyasınız ancak Afrika’daki arapların yaşadığı bölgeler aslında zengin yerler ama bunların diğerlerine faydası yok ve yardım yapılmasını istemiyorla çünkü işlerine gelmiyor.
2:
Yardımı siz 1 miljar olarak mı okudunuz ? Aman ne komik bir rakkam kimden aldınız bu bilgiyi? Çünkü nereden aldıysanız size yanlış bilgi vermişler çünkü bu miktar sadece 2002 in sonda 3,5 milyara yakındı.
3: Bu paraların sadece ve sadece % 1 i insani yardımlara gidiyor ve geri kalan paraları yukarıda oturan insanlar ve aradakiler yiyorlar.
4:Siz bizim diğer basından olan bayanlarla kalacaksınız onlardan alırsınız gerekli bilgiyi dedi.
Adamın bu kadar rahat konuşması midemi bulandırmıştı.
-Evet artık çoğu kimseye açıklamadığımız rakamlar ve konularıda bildiğinize göre bizimle geliyorsunuz, değil mi Hatice hanım?
-Bana 1 gün müsade verin, dedim. Olayları annemle konuştum ve zaten ertesi günü adamı tekrar arayarak gelmek istemediğimi anlattım.
Sonra uzunca bir zaman sonra şöyle bir yazı yazma ihtiyacı hissettim.
Gözlük olarak tabir ettiğimiz nesne, daha iyi görmemize
Kulaklık, olarak bildiğimiz nesne daha iyi duymamıza
Protez, dediğimiz nesneler el ve kollarımızı yeniden kullanmamıza yararlar.
Bunları seçenekleri olmayanlar yaparlar.
Peki ya seçenekleri olupta inadına protez takmaya çalışanlara ne yapmalı acaba?
O kadar insan var ki etrafımda ve o kadar acımasızca haksızlıkları gördükleri halde, gözlük takmayı, duyduğu halde sağır olmayı, elleri kolları sapasağlam ve tuttuğu halde kullanmamayı tercih eden insanlar.
Bunlar ne kadar zavallı insanlar. Neden böyle bir rezilliğe dahil oluyorlar ki?
Böyle düşünenler arasında yaşamak , onlarla aynı havayı solumak
Ah ne yazık bana, ah ne yazık
Keşke gözlükleri takarak görmek istemediklerimi görmesem,
Kulaklık kullanabilsem duymak istemediklerim için
Uzatabilsem ellerimi, kollarımı yardım çığlığı atana
Âmâ, ahraz, kötürüm olmuşlar insanlar
Nefret ediyorum bu gerçeklerden. Sağlıklı olmayı istemiyor insanlar; çünkü sağlıklı olunca sen istemesen de, sakat yapıyor seni bu zaman, bu sistem. Kimsenin işine gelmiyor senin doğru bir insan olman. İşlerini bozuyorsun. Dikkat et sende başkaldıranlardan olursun.
Dışlanır, tefe konulursun.
Bu kadar şeref yoksunu ile aynı dünyada yaşamak aynı havayı solumak…
Ah ne yazık bana, ah ne yazık
İçinde bulunduğumuz zaman,
O zaman bu zaman
İşte bu da gerçek yaşam...
YORUMLAR
Yazınız çok güzel, 70 yaşını aşmış birisi olarak sana kızım diye hitap etmek istiyorum, Yazınızın her satırını teker teker okudum, şerefini kaybetmiş insanların bu memlekete verdiği yıkım, telefi edilemeyecek kadar büyük, Yazınızın tek eksiği biraz geç kalınmış olması , ama yine de size şunu söylemek istiyorum, Eğer içinizde, iç dünyanızda asillik varsa ne etiketiniz, ne de aldığınız eğitim buna asla engel olamaz, Köhneleşmiş, düşünce fakiri bir toplumdan yardım bahanesiyle para toplayanların vebalini alarak çeşitli hilelerle kendilerine tahakkuk edenlerin Allah belalarını versin. Doyumsuzluk aç köpek gibidir, verdikçe daha çok ister. Dünyanın hiç bir yerinde, milletin parasıyla sefa sürüp yediği, içtiği kaba pisleyen bu ve benzeri yaratıklara rastlamak mümkün değildir.. Unutulmasın ki İHANETİN bedeli ağır olur. Bunu idrak edecek olan toplum kaldıysa...
Size yine de teşekkür ederim. Hayatın bayınca sağlıklı, mutlu ve huzurlu gürler siz ve sizin gibilerin olsun kızım..
Hatice Müge
Sonra düşündüm. Ben onlar gibi rahat bir insan değildim ve dedikleri gibi yapamazdım.O yüzden epey zaman aldı.Gel-gitlerde kaldım. Ama inanın şimdi rahatladım. İnsanlar sanki daha ne istiyorlar onu bilemiyorum.Allah sağlık versin yeter, demiyorlar ama daha fazlasını istiyorlar. Allah kimseyi açgözlü yapmasın.Saygılar.
Özünü kaybeden insanlık kendini bulmadan, doğru ile yanlışı ayırt etmeden, aklını insanlığa hizmet için kullanmadan ne yapsa yıkıcı bir etki bırakıyor. Bir gün değişir belki inancı var ve de olmalı diye düşünüyorum. Kötülük bitmez, ama onu yaratan koşullar doğaya ve canlılara evrilebilir. Çok humanist görünüyor fikir, biliyorum. O da kötülüğe karşı iyilik dolu yüreğimiz olsun. Bizi kötülükten ayıran da bu zaten. Elinize sağlık her anlamda özel bir yazıydı. Umut dolu günler için yazmaya devam diyorum.