- 1391 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
GÜLCE-DİYE BİR GARİP!...DEVAMI GELECEK!
.
GÜLCE-DİYE BİR GARİP!...DEVAMI GELECEK!
Gülce’ Bir hayat bir düş, bir hayal, bir yok;oluş.....Güzel bir kasabanın güzel sayılan kızıdır Gülce.Onbeş yaşına geldiginde annesi -seninle ilk okulu bitiren arkadaşların çoluk çocuga karıştı sen evde kaldın demişti.
Gülce kimseyi sevmedi.Okumayı istiyordu okumaya aşıktı.hayalleri vardı ya öğretmen ya ebe olacaktı insanlara faydası dokunsun istiyordu olmadı ...bir elinden tutan, okul birincisiydi öğretmeni okusun bu çocuk ziyan olmasın demişti.Ama durum elvermiyordu, hayalleri birbir sönsede hala umudu vardı Gülcem’in ta ki bir akrabasına sözü kesilene kadar...
Kiz arkadaşları amca kızları övgüler yagdırır kaşına, yeşil gözüne, hayranlık duyarlardı. Çok isteyenleri vardı, hepsini red ediyodu annesinin o söylemine rağmen evlenmek yoktu aklında.hatta çok sevdiği teyzesi haber getirmişti seni çok beğenmiş istekcek ailesini göndercek haftaya demişti.hayır dedi teyzesine ben daha evlenecek yaşta değilim ben okuyacam teyze...
Bir gece uzaktan ansızın yakın akrabaları geldi habersizce, çok iyi tanımıyordu akrabaları olsada onların kızı amcasının geliniydi Gülce’nin iki amca kızıda onlara gelindi.Hayrola dedi babası, karnımız ağrıyo dediler, karnı ağırmak bişey istiycez ama red edilirmiyiz anlamında bir imaydı bizde...
Söyleyin diyor baba! nedir.. karnınızın ağrısı -biz oğlumuza kızını istiyoruz.Baba diyor -benim ahtım var ben sevdiğimi alamadım yemin ettim ki çocuklarım kız erkek her ikiside roman bile sevseler yok demiycem kızım kabul ederse olur diyor ve yarına erteliyor. Baba sorduruyor Gülce’ye -seni istiyor Şaban abi oğlu Osman’a!...- Kızım ne diyosun ?...
Gülce; mahcup. Gülce; çaresiz, yabancılara yok dedi hayır dedı gülce, şimdi ne yapsın...Sabaha kadar uyuyamaz...Hayalleri var okuyacak o...Annesi razı değil akraba evliliğine çıkıp gidiyor tarlaya arkasında durmuyor Gülce’nin.Korna basa basa geliyorlar alacaklarından emin.O’ an tüm hayalleri geçiyor gözünden film gibi sönüyor tüm umutları Gülce’nin.Razı değil oda akraba evliliğine ama bunu söyleyebileceği kimse yok yanında.
Hoş geldiniz diyor gelenlere, onların yanında durmuyor Gülce kardeşinin beşigine sarılıyor hüzünle kafası allak bullak. Giriyolar konuya isteme faslı başlıyor ağlamak istiyor ağlayamıyor Gülce.Göz kapakları isyanda...baba yineliyor kızım isterse olur Şaban abi! Ne hayır diyebiliyor, evet; zaten demek istemiyor ki, Gülce.Amca kızlarıda orda sıkıştırıyorlar evet de diye... demiyor, demiyor ama; bir işgüzar amca kızı çıkıp kız susuyor, susmak kabul etmek değil mi ? kiz hayır demiyor ki istiyor diyor...hemen söz kesiyolar.
Gülce ağlıyor içi kan ağlıyor kimse bilmiyor, firtına kopuyor küçücük yüreğinde daha yaşı onaltı 2’5 ay olmuş onaltıya gireli.Artık herşey bitti tüm hayaller gitti.Evlendikten sonra dışardan okuyacağım diyor başka çaresi yokki!...İki günde karar veriliyor nişan oluyor, başı önde Gülce’nin. Hiç elini tutmadığı gözlerine bakmadığı tek kelam etmediği biriyle nişanlı artık...bir yıl sonrasına düğün sözü bile kesiliyor.
Hiç görüşmüyolar iki ay istanbul’da nışanlısı. Soruyor amca gelini mektup yazıyor mu sana! o zaman mektup var sene 1980.Hayır diyor Gülce hiç yazmadı.Nasıl nışanlısınız siz nasıl anlaşacaksınız tanıyacaksınız birbirinizi, o yazmadıysa sen yaz diyor...yazıyor Gülce! bir arkadaşa yazar gibi ...selam kelam vesselam!...
Cevap geliyor. Isınmaya sevmeye çalışıyor Gülce.Şiir yazıyor on dört yaşından beri zaten. her mektuba iki şiirini iliştiriyor, bilmiyor ki nişanlısı şiire boş şeyler diyor.Bir yıl geçiyor yurt dışındakı kaynı gelecek düğün olacak, haber geliyor düğün erteleniyor bir yıl daha’ çok mutlu oluyor Gülce! bu habere. ...diyorlar neden seviniyosun üzülmen lazım.Seviniyor çünkü bir yıl daha Gülce olarak özgür kalacak hayallerinde...
Şeker bayramı ziyaretine geliyor nişanlısı yeğeninide peşine alarak yeğen kız Gülce’nin yaşlarında. Seviniyor Gülce.O gece kalıcaklar.
Baba evde yok o’an anneden izin alınıyor, bayram ziyareti dayılara diye ...anne yalnız olmaz kardeşi Meryem de dayı kızı Ayşe de gelecek sizle.Tamam diyor dağmat Osman.Yürüyorlar yol boyu konuşmadan konuşamıyolar kı Gülce utancından başını kaldırmıyor yerden.Dayı kızı Ayşe -biz az önden gidelim siz arkada rahat konuşun diyor, kardeşi Meryem’i misafir yeğen Sema’yı, da yanına alarak ilerliyor.Ama kurnaz dayı kızı yol boyunda dikenliklerin arkasından ne konuşuyolar dinlemek maksat ama iyi ki de öyle yapmış.
Konuşsa; Osman cevap verecek Gülce, nede olsa nişanlısı sus pus Osman.ikide bir saatıne bakıyor ayaklabısıyla oyalanıyor dikkatını çekiyor Gülce’nin.Hisleri; var bişeyler diyor bu işte!.uzaktan bir aracın ışıgı yansıyor agır agır geliyor nedense!
ve ...Osman araca yöneliyor.-O Hasan abi ne işin var senin buralarda, -birini getirdim. diyor -onu bıraktım.- abı bizide bıraksana bayram ya el öpmeye gidiyorduk bizde, açıyor kapıyı gel diyor, Gülce’ye hayır diyor Gülce, -tek binmem, zaten iki adimlik yer ne gerek var.. kızlar saklandığı yerden çıkıyorlar...
Ayşe -sizi yakaladım kaçacaksınız demi diyor -hayır diyor, Gülce; - niye kaçayım zaten nışanlıyım ...kızlar önden binerse bende binerim diyor, araca çok israr ettikleri için en son Gülce biniyor, üç kızıda kaçıramazlar ya! ...plan bozuluyor dayıya gidiliyor eve dönülüyor geç saatte! saf Gülce art niyet aramıyor...
Sabah oluyor, anne dayı ile tedavi amacıyla istanbul’a gidiyor randevusu var doktor da.
Baba Cemal; bayram ziyaretine gidecek evi emanet ediyor Osman’a sana emanet sende oğlumsun diyor.Baba gittikten sonra nikah için resim çektirelim hazır olsun diyor, izin alınıyor yengeden önce dedeye gidilecek sözde el öpmeye sonra resim çektirmeye ...bir diger ilçeye! diye... çıkılıyor yola yeğen, nışanlı ve Gülce.Erkek kardeş takılıyor peşlerine onu çeviriyor para vererek dedeye yürüyerek gidilecek mesafede ama gelen otobuse el ediliyor.
Gülce-dedem şurda otobuse niye biniyoruz -ilk resim çektirelim sonra dönüşte dedeye gideriz diyor ...ister istemez kabul ediyor, biniyorlar inecekleri yere yanaşınca -inecez demen lazım yoksa durmaz diyor Gülce Osman’a.Vazgeçtim; burda inmiyoruz merkezde çektiririz diyor, durdurmuyor aracı Osman.Merkezde iniyorlar yürüyorlar tabi maksat fotoğraf diye biliyor Gülce. ..bir çok fotoğrafcı geçiliyor -nereye gidiyoruz. diyor Gülce.-Burda az ilerde Hanife hala var seni illa getirmemi istedi benden beni çok sever seni merak ediyor ona gidelim önce diyor...
Ve otobuslerin oldugu yere geliyorlar. -...burası terminal halan terminalde mi oturuyor ...diye soruyor Gülce kuşkuyla Osmana....Ve itiraf ediyor -ben seni kaçırıyorum.-buna ne gerek var biz zaten nişanlıyız ve bir yıl sonra düğünümüz olacak ...diyor. hayır, hayır diyor, Gülce. Yeğen konuşuyor -dedemler öyle karar verdi düğün masrafı yapmayalım sen kaçır nışanlını...
Ve ekliyor Osman -eğer gelmezsen her şey burda biter, aileler birbirine girer, baban sana inanmaz ona göre karar ver ya dön ya gel....Çaresizdir Gülce! içinde çığlıklar kiyameti kopuyor, feryat figan dil ...suskun! Zorakı biner ve derki Osman’a -benden sevgiyle sana eşlik bekleme!...
NOT: Çok uzun olunca okunmadığını bildiğimden arkası yarın yaptım öyküyü.saygılarımla...
29 Ekim 10:32
Mlk
YORUMLAR
çok içli bir şarkı gibi hayat olmuş gülcenin hayatı..insan sevdiğine bunu yapmamalı. 1980 yılları benim dünyaya geldiğim yıllar ; küçük yaşta babamı kaybettim .Anam bizi çok zorluklarla büyüttü .ne tesadüfdür ki eskiden büyüklerimizde aynı şeyi yaşamış..galiba bu o zamanların yokluğundan kaynaklanmış birazda cahillik..
Gülce üzülmesin gülsün..selam ve dua ile
Sevenlerin acıyan yanıdır şiirler ve hüzünler..Yaz ve kış gibidir kimi sevdalar..
Ömrünüz her zaman yaz ,
Ağızın tadın bozulmasın değerli dost,herşeyin gönlünüzce olmasını ve kaleminizin daim
emeklerinizin değer bulmasını dilerim.Bazen yüreğinden geleni bir an dilinden söylersin..
Sonrası dilinden gelenin acısını,bir ömür yüreğinde yaşarsın...
Şiir dilin daim çağlasın değerli kalem dostum,nice güzel paylaşımlara..
Selam dua ile
Şimdi öğrendim
Kanadı kırık kuşların
Neden uçamadığını.
Klavuzsuz olmak,
Bahtı kara olmak.
Çaresiz,bi-çare olmak.
Uçamazsın,
Kaçamazsın,
Yolunsa yokuş.
Hayatın boş..
Meğerse
Yaslandığın dağ değil
Pamukmuş meğer