- 598 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ FİLM NOTLARI
ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ FİLM NOTLARI
"Eğer birşeyden eminseniz, kendinizi buna bir de başka açıdan bakmaya zorlayın; bunun yanlış ya da aptalca olduğunu düşünseniz bile."
1989 yılında çekilmiş ama hala günümüzde etkisini koruyan unutulmaz bir film. başroldeki robin williams, bir edebiyat öğretmenini canlandırmakta. okuldaki tutumu ve öğrencilerini eğitme anlayışı, şuan tüm okullarımızda asıl olması gereken şeyi gösteriyor.
Öğretmenimiz etrafında toplanan öğrencilerden birisine, söylediği sayfayı açıp oradaki şiiri okumasını söyler.
Öğrenci – (şiiri okur)
Vakit varken tomurcukları topla
zaman hala uçup gidiyor
bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir
Öğretmenimiz – Vakit varken tomurcukları topla. Bu duygunun latince ifadesi “carpe diem” ne demek olduğunu bilen var mı?
Öğrencilerinden Birisi – Carpe diem, yaşadığın günü kavra.
Öğretmenimiz – Çok doğru, yaşadığın günü kavra. Vakit varken tomurcukları topla. Yazar bunu neden yazmış?
Öğrencilerinden Birisi – Acelesi olduğu için.
Öğretmenimiz – Bilemediniz dongg! Önemli olan yarışmaktı… Çünkü, hepimiz solucan yemi olacağız. İster inanın, ister inanmayın her birimiz bir gün nefes almayı kesecek. Kasılıcak ve öleceğiz. Şimdi öne doğru bir adım atın (fotoğraflara doğru) ve geçmişten gelen bu yüzleri biraz inceleyin çocuklar. Buradan bir çok kere geçtiniz.
Öğrenciler, fotoğrafları incelemeye başlar…
Bu filmi ve yazılmış kitabını en çok sevmemin nedeni nedir diye sorarsanız ‘Sıra dışı öğretmenlik’ derim. Günümüzde maalesef ‘al maaşı salla başı’ lakayd düşüncesinde olan öğretmenler var. Maalesef kitap okumayan bir topluluk bu öğretmen topluluğu. İstisna %1’e tekâmül eden öğretmenler hariç. Çevremde öğretmen olan çok arkadaşlarım var. Tabii oturuyoruz kalkıyoruz. Emin olun anlattıkları vahim. Öğretmenler odasında araba değiştirdin mi? Ev aldım. Şu makyaj malzemesi süper. Tabii bu arada püfül püfül sigara dumanı da öğretmen odasını kaplamış şekilde. Gerçi Milli Eğitim Bakanlığı performans getirecek öğretmenlere ama ne kadar faydalı olur bilemem. Tek bildiğim maaş düşünen, içi boş kitap okumayan öğretmen kitlesinin çocuklarımızın eğitimlerine hiçbir şey veremeyeceği.
Son olarak başka bir diyalogsa öğretmen ve müdür arasında geçmektedir.
Müdür – Çok ilginç bir ders sundunuz.
Öğretmenimiz – Sizi şaşırttığım için üzgünüm.
Müdür – Özüre gerek yok, büyüleyici olmasına rağmen yanlış yere yönlendiriyordun.
Öğretmenimiz – Öyle mi düşünüyorsunuz?
Müdür – Bunları sanatçı olmaya teşvik etme riskini göze alıyorsunuz, Shakespeare olmadıklarını anladıkları zaman, sizden nefret edecekler.
Öğretmenimiz – Ben sanatçı değil, özgür düşünen beyinler peşindeyim.
Müdür – 17 yaşında özgür düşünceler mi? Haaa..
Öğretmenimiz – Alaycı biri olduğunuzu hiç düşünmemiştim.
Müdür – Alaycı değilim, gerçekçiyim. Aptalca hayaller peşinde koşmayan bir kalp gösterin. Bende size mutlu bir insan göstereyim.
Öğretmenimiz – İnsanlar yalnızca hayallerinde özgür olur. Her zaman böyleydi ve her zaman böyle olacak.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.