- 591 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BERLİN-2 (Günlüğümden)
06.08.1999
Diğer insan ilşkilerimde oldukça tetdbirli bir yapım var.Randevüye geç gelen insanlar beni deli eder! Bir şey zamanında başlamamışsa ben çıldırım...Ülkemizde de bu okadar zor işki...Bu anlayışla yine olması gereken saatte,05.00’de uyandım ve kahvaltı yapmadan sokağa çıktım.İki araba değiştirerek Krozberk’e ulaştım. Çalışma arkadaşlarımla buluşup iki tren değiştirerek Şpandau’ya ulaştık. Şpandau Berlin’de bir kenar semt,yeni oluşturuluyor. 80 m2.lik dairelere mada döşeyecektik. Köpükten yapılmış bu yalıtım malzemelerine yalnız biz Türkler mada diyoruz.Ses ve ısıya karşı yalıtım malzemesi. Almanların en büyük özelliği sağlamlık.Alman deyince benim ilk aklıma gelen budur.Binaların sağlam ve sıhhatli olabilmesi için akılalmaz masrafa girerler...
Bulunduğumuz yer, yeni yerleşime açılacak onlarca blok apartmanlardan oluşan bir kompleks. Bir binanın 2.kat dairesini döşedim. İyi bir arbaytın (İşçi) için 3 saatlik bir işi benim gibiler ancak dört saatte yapabilirler. Altına 2 Cm.köpük,üstüne camsı elyaf,sonra süngerimsi bir yalıtkan malzemesi kullandım. Üzerine gerektiği gibi naylon çektim. Betonla duvar arasına rayştayf denilen bir bant kullandım. Ayrıca boruların üzerine granül toz döktüm. İşim saat 13.00’de sona erdi.
Benimle birlikte Bulgaristan Türklerinden üç kişide vardı. Hepsi iyi insanlar, işlerini dürüstçe yaptıklarını gördüm. İş bitimi on dakika yayan yürüyerek Şpandau’dan kalkan Hanov trenine bindim.Yine ısrarla okumaya çalışan bir çok Alman gözlemledim. Uyumaya çalışan biz Türkler çok azınlıktık. Sonra bir gitar sesi yükseldi. Genç bir çocuk gitar çalıp söylerken elindeki içi dolu top şeklindeki zili ile eşlik ediyordu. Nihayet küçük bir keseyle dolanmaya başladılar, para vereni görmedim ve bir sonraki durakta treni terk ettiler. Hermanplast’ta inerek eve geldim. Berlin Sonalle caddesinde akşamın saat tamıtamına 22.00 çok eski olduğunu tahminettiğim binasıyla Sonella karakolu karşımdaydı. Burası dört katlı bir bina,beşinci kat yerine, ortasında kartal bulunan,sağında,solunda ikişer pencere ve pencerelere bitişik kule olduğunu zannettiğim bir tür bekçi kulübeleri yerleştirilmiş. Karakol gündüzün hareketliyken,geceleri inadına sessizdir. Sadece birinci katın ışıkları yanar.. Polisler ne kadar ürkütücüyse,karakolları inadına munis ve sessiz.Giriş kapısına insanlar gelip otururlar,kimse bomba koyarlar diye şüphe etmez.
Şuan Sonella’ya bakıyorum;kırmızı ışık yandı ve karşımda iki araba durmakta,köşede hemen balkonumun altında,başı sıfır tıraş,bira içen bir Alman,sadece fanila ve kısa şort giymiş. Parmaklıklara bağlı dizi dizi bisikletler..Burası bir dörtyol kavşağı. Araba sesleri kesintisiz devam ediyor. Bu saatlerde nedense yalnız gezen kadınlar çoğalırlar..Eczanenin önünde saat 22.12’yi gösterirken sıcaklık 25 dereceyi panodan okuyorum. Hava çok nefis avucunuzu açsanız oksijen dolacak!..Sigaramı bugün için son kez yakıyorum,sabah yeniden işe gitmeliğim...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.