KIRIK GÖLGELER
Biliyor musun?
Artık seninle konuşurken rahatlayamıyorum. Ses tonun o kadar değişiyor ki bana karşı bırak sevgini, saygının bile kalmadığını düşünmeye başladım.
Oysa eskiden sesimi duymadan gün geçiremezdin. Sesimi duymadan uyuyamazdın. Şimdi normalde bile iki cümleyi yan yana getirip konuşamaz olduk.
Paylaşacağımız hiçbir şey kalmamış. Aynı evin içerisinde iki yabancı gibiyiz. Her hangi birinden farkım kalmamış. Aramızda öyle uçurumlar var ki bunu neyin dolduracağını bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey varsa o da ben artık senin sevdiğin “kadın “ değilim.
Bazen ses tonunu değiştirip kızar gibi onu nerden çıkardın diyorsun. Ses tonun seni ele veriyor farkında değilsin. Heyecan yok, sesinin tınısında. Sevgiyi hissettiren sıcaklık yok.
En kötüsü de ne biliyor musun? Bunu söylerken yalan olduğunu sen de biliyorsun.
“Zamanla azalırmış sevgiler” derlerdi. Sanırım, bu sözün doğru olduğunu kanıtlamak için başkalarının hayatına ve aşklarına bakmak gerekmiyor.
Sevdaya dair ne notlar varsa düşlerimizde hepsini tükettik.
Söylenmesi gereken ne kadar şiir varsa hepsini fısıldadık kulaklarımıza.
Mutluluktan bahseden ne kadar cümle varsa bitti hazinemizde.
En kötüsü de ne biliyor musun, birbirimize bakarken gözlerimize yansıyan kırık gölgelerimizin olması.
M./S. 2008
kahramanmaraş