Gıcırt
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Kendine Gel Kendine
Kendine gelmezsen, işte böyle getirirler seni kendine!. . .
Ağustos ayının beter sıcaklarından bir gün. Adamın biri, trafiğe kapalı mekandaki mağazaları tek tek incelemesi ile gözüme çarpıyor. Bunda bir iş var diyorum, ayaklarımla yüreğimin peşinden gitsem mi? Sözlerinin, kulak misafiriyim. Hani bazen insanın iç sesi olurmuş, kendi kendisi ile konuşurmuş falan filan derlerdi. Ne yalan söyleyeyim inanmazdım. Benim iç sesim, o güne kadar beni hiç kandıramamıştı.
Ama o gün. . .
Bir elinde çok dolu olmayan bir poşet, diğerinde küçük bir pet şişede su. Durduğu her vitrinin önünde şişeyi açıp numaradan bir yudum su içip kapağı kapatıyor, vitrini inceliyor yürüyüp gidiyordu. Bu yol boyunca böyle devam ediyordu fakat o sıcakta, o küçücük su şişesi bir türlü bitmek nedir bilmiyordu. Kendi kendime gülümsedim, peşinde bir ajan olduğunu fark etseydi acaba suyu o zaman kaç yudumda içerdi?
Derken; bizim kahramanımız bir mağazanın önünde durdu. Suyun kapağını tekrar açtı. Bir iki yudum daha. Kapak kapandı.
Kendimi o kadar kaptırmışım ki, duyduğum tek ses kapağın kapanma sesiydi. Gıcırt.
İçerdeki tezgahtaki genç rafa yeni gelen malları yerleştiriyordu. Onu gördü. Sessiz ve sakin bir şekilde mağazaya girdi eline aldığı ilk triko kazağı poşetine attı. Tam çıkıyordu ki, içerideki genç yeni malların devamını almak için başını çevirdi. Gördü.
-Bir şey mi bakmıştınız beyefendi?
-Yok öylesine işte.
-Poşetinize koyduğunuz nedir o zaman?
-Aa o mu ben onu deneyecektim de, sizi göremeyince çevrede sizi aramak istedim.
-Buldunuz işte beni ne güzel. Buyurun şimdi deneyebilirsiniz.
-Yok vazgeçtim.
-Bir deneyin belki beğenirsiniz.
-Peki madem ısrar ediyorsunuz.
Kahramanımız kabine girdi. Bu arada elindeki poşet ve yarım kalmış pet şişe suyu da kenara bıraktı. Gülerek izlediğim kapanış sahnesi vardı ki olmaz böyle bir şey.
Gıcırt dıye bir ses geldi kulağıma yeniden.
Sonra da fıs fıs fısss
Ya bu cam sil kokusuna benziyordu. Yeniden gıcırt.
Kahramanımız kabinden çıktı.
-İçime sinmedi, tekrar gelir başka şey alırım.
-Her zaman beklerim abicim.
Kahramanımız kapıdan çıktı. iki ya da üç adım adım attı. Eli tabi ki yine su şişesinde.
Gıcırıtt.
Sen içer gibi yaparsın da, herkes yer gibi yapamaz be abicim.
Davi/10.08.2016
Not: İşin "Gıcırtt" şakası bir yana, yazıda geçen olaylar tamamen gerçektir.
YORUMLAR
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Davidoff
Haklısın küsss.
Bugün de Afet Abla ile beraberdik. Onlar da evimin duvarlarındaki tablolara hayran oldular. Bugüne dek benim bir ressam olduğumu bilmiyorlarmış.
Hangisi daha güzel dedim? Ayırt edemediler. Sanatta ayrım olur mu hiç.
. . . Hele ki, karşındaki de sanatçıysa. . .!
küsss
sanırım özgüven eksikliğimden olacak
başkaları tarafından izlenmek hiç hoşuma gitmiyor :(
utanıyorum çok ezik hissediyorum sanki bende açık bir şey bulacaklarmış gibi
mesela bi restoranta yemek yemeğe gittiğimde en kuytu yerlerdeki masalara geçerim kimse izlemesin :D konudan fazla uzaklaşmadan bir tebrik bırakıp kaçayım :D
Ayşegül AKTAĞ tarafından 8/11/2016 2:18:45 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Erdinn
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Davidoff
İnsanın çevresini gözlemlemesi,
insanlara, hayvanlara, hayatı etkileyen her objeye ve harekete karşı dikkatli olması güzel şey.
Eşimden her zaman fırça yiyorum bu alışkanlığım nedeni ile.
''İnsanlara çok dikkat etmesene!'' diyor.
Yapamıyorum yav! Alışmışım elbiselere, hareketlere, kokulara, renklere dikkat etmeye.
Küçük yerleşim yerlerinde belki de dikkat çekici oluyor bu davranışım,
çevremdekiler tarafından yadırganıyorum ama,
yine de huyumdan vazgeçmeye niyetim yok.
İşte,
bu hikaye de tam bana göreymiş.
Eşim olsa, yine fırçayı basardı ''sana ne'' diyerekten.
Güzel şey bence çevre ile içi içe, gönül gönüle olmak.
Böyle güzel hikayelere zemin hazırlıyor en azından.
Kendim yaşamış gibi oldum.
Çok güzel aktarılmış olay.
Davidoff
Çok güzel bir pasta yaptım, üstüne de dondurma ımmm.
Geç kalma sakın :)
Bazen sadece bakmak yetmiyor, baktigini da goreceksin. Onu da Davi gibi dikkatli biri yapar. Bir de uyanik tezgahtar.
Gülumsettin Davi, tebrikler.
Sevgilerimle
Davidoff
Aynı şekilde sizlerinde baktıklarını görebilmeleri çok güzel arkadaşım.
Güzel yorumun için teşekkür ederim.
İLAHİ DAVİ.... BİR KELİME BİN İŞLEM.... EEEEEE KALEM KAVİ OLUNCA KURGU VIZ GELİR TIRIS GİDER HARİKAYDI SAYGILARIMLA
Davidoff
Oğlum ceviz ağacına kurduğum salıncakta sallanırken bahçe duvarının arkasından biri seslenerek bir bardak su istiyor, çocuk elindeki cep telefonunu salıncağa bırakarak bir "sevap işlemek" adına mutfağa gidip bir bardak su getiriyor beyefendiye. Tabi adam gittikten sonra cep telefonunun yerinde yeller esiyor. Çok geçmiyor ben eve giriyorum, oğlum "baba telefonumu bulamıyorum bir arar mısın numaramı" diyor. Numara her aramamızda meşgule düşüyor, bir süre sonra da ulaşılamıyor doğal olarak. Polisi arıyoruz, ekip geliyor ifadeler alınıyor, ardından çocuk şubeye gidip şikayetçi oluyoruz, oluyoruz da gerisi muamma malumunuz.
Maalesef bu olaylar o kadar sıradanlaştı ve hayatımıza girdi ki, gölgemizden korkar olduk.
Başkalarının da bu türden mağduriyetlere uğramaması dileklerimle paylaşmak istedim.
Saygılarımla...
Mevlüt GÖZDE tarafından 8/11/2016 12:51:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Davidoff
Geçen gün ne oldu mesela; benim evime bir temizlikçi geliyor. Telefonu çaldı, baktım kullandığı telefonuna güldüm.
Sonra kendi telefonumu gösterdim.
-Aaa dedi sen bu telefonu mu kullanıyorsun abla.
-Neden kullanmıyayım ki? Her şey var, net dersen var, watsap var. Hava atmak için milyonları harcamak gerekiyorsa milletin evine temizliğe mi gitmek gerek?
Mevlüt GÖZDE
Mevlüt GÖZDE
Yazımda “ırk” vurgusu olmadığı gibi, “bir milliyeti damgalama” maksadı da yoktur. Olay münferittir ve tek kişiden bahsedilmiştir, genelleme yapılmamıştır. Burada, su bahanesiyle aldatılan bir çocuğun telefonunun çalınması karşısında, insanlara karşı duyduğu saf, merhamet duygusunun çalınmasınadır asıl vurgu. Hırsızın muhtemel uyruğunun belirtilmesi hangi gerekçeyle ırkçı bir söylem sayılabilir ve bir milliyeti damgalama sonucunu doğurabilir. Paylaştığım gerçekten yaşanmış ve emniyet kayıtlarına geçmiş hırsızlık olayından sayfasına konuk olduğum Sayın Yazar ve diğer konukları böyle bir anlam çıkartmadığına göre, sadece iki yorumcunun ısrarla konuyu “ırkçılık söylemi” ve “bir milliyetin damgalanması” bağlamında ele alması düşündürücüdür.
Bu mantıkla, televizyon kanallarındaki ve gazete yazılarındaki “… uyruklu … kaçak”, “…. Uyruklu … hırsız yakalandı..” gibi haberleri yazan ve haber yapanların “ ırkçı birer söylemde” bulunmuş ve “ bir milliyeti haberler kanalıyla damgalamış” sayılması gerekmez miydi?
Davidoff, öyküleri ve şiirleriyle en çok okuduğum saygın ve seçkin bir kalemdir. Ve sayfası her zaman her türlü polemiklere kapalı olmuştur. Söz hakkımı kullandığım için beni anlayışla karşılayacağına olan inancımla, saygılarımı sunuyor, bu kadar yer kapladığım için de özür diliyorum.
"Gıcırt" sesi ancak ustasının elinde böyle anlam bulur işte...
Kaleminizden öptüm Can Bacı :
"Mucuk...Mucuk..."
Davidoff
Gerçi bizim kalem yazmaya yazmaya pas tutmaya başladı inanın.
Davidoff
Kemnur Abim, İstanbul'da olduğum süre mutlaka yazıları takip ediyor ve yorum yapıyorum emin olun. Hatta mümkün mertebe yazı da yazmaya gayret ediyorum. Kızmayın lütfen.
Davidoff
Güldeste'm, senin gibi değerli arkadaşlarımın beğenileri, benim için her zaman önemlidir.
Sağ ol.
Davidoff
Valla Erdinn kardeş bak bunu doğru dedin :)
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
Davidoff
Sağ olun.
Böyleleri çoktur belki de.
Sizin anınıza benzer bir anım var benim de.
Bir markette alış veriş ediyordum. Üst katta bir şeylere bakıp seçip alıyordum.
Bu sırada gözüme sinsi bir şekilde raflara yaklaşıp kucağında kacaklayarak tuttuğu
küçük bir poşete sanıyorum Suriyeli bir kadının' onlar kücük başlı, genellikle esmer oluyorlar'
poşete oradaki ürünleri usulca poşete attığını gördüm. Kadını takip ettim hızlı adımlarla merdivenlerden
inip kapıdan çıkıp uzaklaştı. Ben arkasından ininceye kadar çoktan uzaklaşmıştı.
tebrikler,
güzel bir anlatımdı.
sevgiler..
Davidoff
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
glenay
Buraya yıllar önce yerleşmiş Suriyeli bir komşumuz var. Onun da başı
bizlerin başına göre küçük ama o kumral.