- 465 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Gecenin karanlığından hikayeler çıkacak!
PÜLÜMÜRÜN YAŞSIZ KADINI
Pülümürün bir dağ köyünde gördüm onu
yaşını sordum bir giz gibi güldü
kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz
yüzüne baktım bir giz gibi güldü
bir asa vardı elinde
bir solmuş kırallığın
kadifeden harmanisi üzerinde
bir hititliydi o bir selçukluydu
bir ermeniydi bir kürttü
bir türk
yaşını sordum bir giz gibi güldü
koluma girdi bir soylu kadınca
tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini
beni tek gözlü sarayına götürdü
köy yapısı kulübesinin
zamanı onda yitirdim ben
yitik zamanlara onda eriştim
en soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında
bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim.
Buraya alıntıladığım şiir gençliğimde defalarca okuduğum Ecevit’e ait bir şiirdi.
Yıllarca merak edip,durmuştum.
Kastamonulu bir aileden gelen ve İstanbul doğumlu Bülent Ecevit böylesine özgün ve farklı coğrafyaya ait "kadını" resmedebiliyordu.
Ama sonraları gerçeğin farkına vardım.
Dedesi Kastamonu Müftüsü imiş.
Tam adı da Kürtzade Mustafa Şükrü Efendi.Öldüğünde (1924)daha soyadı kanunu çıkmamıştı da.
Demek ki bilinç altında ya da zihninin bir yerinde "Pülümür"ün izleri olmalı ki bu satırları kağıda dökebilmiş Rahmetli Ecevit.
Ya duydukları vardı dedesine dair ya da hayal dünyasında izi vardı dedesi Kürtzade Mustafa Şükrü Efendi’nin.
Şimdi de yeni yeni hikayeler ortaya çıkıyor 15 Temmuzdan sonra.
Hele hele gecenin karanlığında "Darbeye Hayır" diye bağıranların mutlaka hikayeleri çıkacak.Çıkmalı da.
Şimdi andayız ama yarın, bugün "geçmiş" olacak/anı olacak.
Aydın’da yapılan gece eylemlerinde küçücük iki kız çocuğunu dinledim.Sözleri derin,kaliteli ve anlamlıydı:
-Darbeye hayır!
O kadar çok "hikayeler" var ki,bu sadece benim açımdan değerli bulduğum örneklerden biriydi.Hepsi bu.
Sanırım henüz onlu yaşlarındaydı iki kız çocuğu.
İleride çocuklarına ve torunlarına anlatacak hikayeleri olacak,olmalı da!
Çünkü hayat,geçmişimizle iç içe geçtiğinde daha bir anlamlı,daha bir "derin" oluyor.
Ne güzel bir hal bu.
Hayatın içinde olmak ve ileride anlatacak/yazacak bir hikayesi olmak.
YORUMLAR
Evet, çok hikayeler çıkacak.
Tankın altına yatan Türk kadınını aşağılayan sözde profesörleri de yazacak o hikayeler.
Ve,
tüm tarih ibretle aktaracak gelecek nesillere.
sabri ayçiçek
kesinlikle haklısınız hatta yaşananlardan sadece hikayeler çıkmayacak sanırım...
ve tarih çok şeyi kayda geçirecek,filmler de neden olmasın değil mi? Selamlarımla.
Şu gerçeği tekrar tekrar söylemenin zamanıdır.Demokrasilerde hükümetler devrilmez,değişir.Bunun yolu da halkın rızasını almaktır,başka güçlerin değil.