- 1686 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
KAHVE FALI
Bu bayram benim bayramımdı. Üç evladım da izinlerini almışlar, peş peşe geldiler. Evimiz neşe tüttü. Mutluluk koktu. Umarım sizlerin de öyle olmuştur.
Bayram namazı ve kahvaltıdan sonra atladık arabalara doğru Isparta’nın kazası Uluborlu’ya geldik.
Uluborlu kirazıyla Dünya çapında ünlüdür. Kayınpederin 80 ağaçlık kiraz bahçesi var. Kiraz topladık. Yedik. Güldük eğlendik. Geldik eve.
Beni severler. Kimse adımı söylemez. Orada adım “Damat” dır. Benim de damatlarım olmasına rağmen hala damadımdır ben.
Kayınpederin kız kardeşi Hesna Hala ismime bir isim daha eklemiştir. Bana hep “Çeneli Damat”
der.
Geldiğimizi duyunca o da koşup gelmiş.
“Hoş geldin çeneli damat”
“Hoş bulduk Halam” dedim. Öptüm elini.
Dizimin dibine oturdu. Dizine dirseğini dayadı. Başını elleri arasına aldı.
“Sen bilirsin. Benim oğlan da gelecek mi?”
Oğlu okumuş Edebiyat Öğretmeni olmuştu. Severdim oğlunu. Kültürlü edebiyatı bilen biriydi. Çok edebiyat tartışmaları yapmıştık onunla. İlkokuldan beri sevdiği bir kız vardı. Anlatırdı bana. İstetmiş, babası:
“İşi gücü olmayan adama ben kız vermem” demişti.
Yıllarca tayin beklemiş çıkmayınca da çaresiz polisliği seçmişti. Tayini Doğu illerine çıkmış, oralarda terörle mücadele ediyordu.
İzin almasının güçlüğünü anlatsam da anlamak istemiyor:
“Olsun kumandanlarına söylesin. Benim bir tek dul anam var. Beni bekler desin çıksın gelsin oğlum” diyordu. Hala ana yüreğine söz geçiremiyordu.
Kirazdan, kiraz fiyatlarından eskilerden sohbet ediyorduk. Hala dinlemiyor, bulduğu her sohbet boşluğunda bana defalarca soruyordu:
“Çeneli Damat sen bilirsin. Benim oğlum da gelecek mi?”
Yüzündeki hasreti, özlemi gördükçe üzülüyordum.
Kızımın yaptığı kahveleri içtik. Hala boş fincanı uzattı bana:
“Bak hele bi oğlum gelecek mi?”
Ömrümde kahve falı nedir, nasıl bakılır bilmiyordum. Halanın yalvarırcasına bakan gözlerine dayanamadım. Aldım elinden fincanı:
“Bir yol görüyorum. Sana gelenler var. İkiden çok, üçten az. İki buçuk gibi bir şey.”
Elimden çekercesine aldı fincanı. Aceleyle kalktı gitti:
“Ben gidiyorum. Yemek hazırlamam lazım.”
O gittikten sonra bana sordular:
“Sen kahve falına bakmasını da mı biliyorsun?”
“Bilmiyorum. Hasretine dayanamadım öyle söyledim.”
Ertesi gün sabah erkenden kapı acı acı çaldı. Koştum açtım. Gelen Halaydı. Yorulmuş terlemişti.
Başının üstünde bir tepsi baklava vardı.
“Al şunu Çeneli Damat”
Aldım baklava tepsisini.
“Hayırdır Hala sabah sabah?”
Sarıldı bana. Ağlıyordu.
“Ben demedim mi sana. Sen bilirsin diye. Gece oğlum geldi. Hani sen- ikiden fazla üçten az- demiştin ya gelinim de hamileymiş. Bu baklavayı da kızım için yapmıştım. O gelmedi. Bu senin hakkın. Bir tepside evde var.”
Ben de sevinçten ağladım. Tekrar sarıldık Halayla.
Ancak başıma iş almıştım ben. Adımın “Damat” olduğu gibi eminim. Hala ev ev dolaşacak:
“Bizim Çeneli Damat bir fala bakıyor ki. Her dediği çıkıyor.” Diyecek.
Peki, Kurban Bayramında yine kayınpedere bayramlaşmaya gidilirse, kahveyi kapan gelir de:
“Hadi Damat bir fala bak “ derseler ben ne yaparım?
Ne olur bana akıl verin…
TÜM EDEBİYAT DEFTERİNİN GEÇMİŞ BAYRAMI KUTLU OLSUN.
SELAM VE SAYGILARIMLA.
YORUMLAR
Bedri Tokul
Siz de öylesiniz.
Selam ve Saygıyla...
Bedri Tokul
Hoş geldin, sefa geldin.
Kendini çok özlettin be Erolabi !
En çok ta ben ve Tacettin özledik seni.
Hasretle öperim gözlerinden.
Gel artık...
Selamlarımla.
Evet, kahve falını kim sevmez ki efendim. Kirazlar, baklavalar, fallar ne güzel çok keyifli bir bayram geçirmişsiniz. Halanızı mutlu etmişsiniz sezgilerinizle kahve falınız Bedri bey.
Türk kahvesi içerisinde telvelerden oluşan şekillerin yorumlanmasının 18.yüzyıla dayandığı yazmaktadır. Eski kültürel uygulamalardan biri olan ve geçmişten günümüze adeta miras olarak kalan kahve falı bakımcılığı, her yüzyılda biz hanımların sohbetlerine renk katmıştır. Falların Çin’ de çıktığını söylenmektedir. Çin’de önceleri çanakların içerisindeki pasların ve daha sonrasında çay yapraklarının oluşturduğu şekillerin yorumlanmaya başlandığı belirtilirken, bu durumun kahve falı yorumunu ortaya çıkaran bir etken olduğu söylenmektedir. Fallara çok meraklı biri olarak hep ilgi alanımdadır. Kahve falını iyi baktığım söylenir.Bir arada ben Çay (Çin ) falına merak sardım fakat kahve falını gibi kolay değil suyun içinde çay çöpleri durmuyor ve zorlanıyor insan bakarken. Şimdi Uluborlu Kiraz bahçesinde olmak, kiraz ağaçlarının gölgelerinde Türk kahvesi içip Bedri komutanımıza kahve falı baktırmak vardı. Kirazları yedikten sonra tabi... Türk kahvesi tadında bir yazıydı tebrikler...
Selam ve Saygılarımla...
Bedri Tokul
Bu öğretici bilgiler için teşekkür ederim.
Bu sene geçti.İnşallah seneye kiraz mevsiminde
ya misafirim olun. Ya da adresinizi verin size kiraz göndereyim.
Biliyorum kiraza olan tutkunuzu.
Hem kiraz yeriz. Hem de fal bakmasını biliyorsunuz madem
bana öğretirsiniz. Bu yazıdan sonra nasıl olsa adım falcıya çıkacak.
Selam, saygı ve Sevgilerimle Oya Hanım.
Oya gedik
Sizi hiç tanımazdım ya hani Bedri Abi, bu yazı sizi baştan aşağıya tanıttı.
Bir defa siz nasıl da güzel fal bakıyor muşsun da bizlerin haberi yokmuş öyle. Vallahi bir defa bu çok ayıp, bir de halanız size "Çeneli Damat" diyor. Damadı anladık da, çenesini orada düşürüp geliyor sanırım.
Neyse affedelim. . .
Tabi ki bir şartla. Bütün Deftere Kahve Falı bakmak şartıyla.
Çok güzel ve neşe dolu bir yazıydı. İçimizi açtı gerçekten. Tebrik ve teşekkürlerimle.
Bedri Tokul
Önce şu çene işini açıklayayım.
Ben ne zaman o insanları görsem hal hatır sorar,
şakalar yaparım. Konuşur konuştururum.
Hala ondan bana çeneli damat der.
Ben burada senin niyetine fincan kapattım. Hemen gördüklerimi söylüyorum:
Bir yüz görüyorum. Ay gibi parlıyor.
Bak bak orada kocaman bir yürek var gördün mü?
Bu ne kadar iyi, ne kadar duygulu, ne kadar yürekten bir insan
olduğunuz anlamına geliyor.
Bak şurada da bir beş parmak var .O da Dost canlı olduğunuzu gösterir.
Hadi bakam at bir beşlik. Bahtın açılsın kardeşşş...
Selam ve Saygılarımla Dost insan.
Can komutanım, duygu yüklü bir paylaşımdı. Keyifle okuduk... Şu falı tutturma meselesine gelince, bazen abdala malum olurmuş. Falla ilgili kısa bir anekdotta benden. Erzincan Şeker Fabrikasındayken, bir arkadaşımın oniki yıllık evliliğinde çocukları olmamıştı. Hasta Fenerbahçeli bir arkadaştı. Bir gün karı koca misafirimizken içtiği kahvenin fincanını falına bakacağım diyerek kapatması için ısrar ettim. Niyetim fala bakıp Fenerbahçeyle ilgili atıp tutup gıugır yapmaktı.Kırmadı istemeye istemeye kapattyı. Az sonra bakmaya başladım fala. Bakar bakmaz şiş bir göbek görmüştüm ve sezgilerim devreye girmişti. Lakin aklımdaki şeytanlıklar uçup gitmişti. "Falda gördüğüm şey gerçekleşirse Fenerbahçeyi bırakıp Galatasaraylı olacağına söz verir misin?" dedim. "İyi bir şeyse... dedi. "Hanımın hamile lan senin," dedim. "Get lan," dedi. "Doktorların olmaz dediği şeyi sen mi bilecen,"... Neyse bir ay geçti, geçmedi, bunun hanımının hamile olduğu çıktı ortaya... Galatasaraylı oldu mu dersen, olur gibi yaptı... Dediğim gibi bazen malum oluyor. Kime malum oluyor? Abdala...(aptala değil)... Saygılar
Bedri Tokul
Bilmezmiyim hiç abdalla aptalın farkını.
Allah tüm sevdiği kullarına Pir Sultan gibi
bir makam nasip etsin.
Dostum !
Niyet iyiyse akibet de iyi oluyormuş demek ki.
Bak işte sen de tutturmuşsun.
Ne güzel bir duygu insanları mutlu etmek.
Bu aralar sağlık şikayetlerinin olmaması beni çok mutlu ediyor.
Hoşca kal sağlıkla kal Dostum.
son günlerde yazdığın en güzel yazıydı bedros......okurken içimiz ferahladı.....sen güzel dilimizin aynasısın....sevgi ve saygılarımla
Bedri Tokul
Selam ve Saygıyla...
Bedri Tokul
O güzel kendine has şiirlerinden bizleri mahrum bıraktığını da...
Değerli Abim.
Öncelikle bu güzel yazıyı bizlerle paylaştığın için çok teşekkürler. Hala hanımı mutlu etmişsin ve iyi ki falın da çıkmış. Kadıncağızın mutluluğu katlanmış böylece.
Kurban bayramındaki duruma gelince:
O konuda müsterih ol.
Zamanında ben bu sitede bir kız için '' Üç gün, üç ay, üç yıl mı desem'' Başlıklı bir şiir yazarak en fazla üç sene içinde evleneceğini söylemiştim. Gerçekten de üç yıla kalmadı evlendi ancak daha sonra hiç kimse ''Sami Hocam, benim falıma da bak'' Demedi. Millet çabuk unutuyor.
Amaaaa... Eğer reklam sürekli olursa sana söyleyeyim hapı yuttun. Hiç bir akıl seni kurtaramaz )))))))))
Selam ve sevgilerimle.
Bedri Tokul
Serhat da başka bir açıdan değerlendirmiş.
Fakat ne bende o enerji ne de bulabileceğim o kadarçok yalan var.
Bakalım Allahtan hayırlısı.
Hocam hadi bir mizah yazısı yaz da rahatlayalım.Bu aralar biraz gerildik.
Selamlarımla öperim gözlerinden...
sen hayırlı şeyler söyle
ümitvar et..
Uluborlunu kirez inden meşur bişi taa vaa"
onu da gurban bayramında annedive ga..
sen bişiler bulun
biz damatçıyızdır..
sevdiğimizi başımıza tac ederiz..
emme ben birez paspas tarzındayım
bacanak bile sayılırız
bana da ganet derlee
Allaha emanet olasın
sevdiklerine
sevenlerine
sevinçlerine bereket dilerim..
biz genelde girişteki petrole uğrar
bedafa çaydan içeriz
şimdilerde bir de
KUYRUĞU SULU derdindeyiz
GELİNCİK ÇAY BAHÇESİ
SİPARİŞ VE SICAK SIcak
0507 734 16 18
afiyet olsun
Bedri Tokul
Pazarcı:
"senin konuşman bize benzemeyo. Sen nerelisin?"
"Amasyalıyım."
"Burda ne gezeyon"
"Burdan evliyim."
"Kaç senedir burdasın?"
"Yeni geldim."
"Get len senin kayınpederin adam delmiş. Bunca sene seni dışarıdamı duddu?"
Ustam bayram çocuklar derken defteri biraz ihmal ettim.
Bu arada senide tabii.
Artık vakit bol bende.O güzel şiirlerinin tadına varmadan olur mu heç?"
Sağ ol USTA...
bir annenin özlem dolu yüreğine umut olmuşsunuz sizde olmasını istediğinizi fal diye söyleyerek..yüreğinize sağlık..
Bedri Tokul
"Güzel dile güzel olsun" derler.
Demek ki doğruymuş.
Selam ve saygıyla...