- 1010 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
DOSTLUK
"...Güven duygusu, en çilekeş, en sabırlı ve en zor kazanılan duygularımızdan biridir.
Bir kez çıktı mı gönülden, yürek geri dönmesine asla izin vermez."
Kimi insanlar koca evreni kucaklarlar, kimileri de kucaklayacak insan ararlar. Eskiden kavun seçer gibi yanıla yanıla dost edinmeye çalışırdık.
Kavuna dıştan bakılınca olgunluk derecesi anlaşılmaz. İyi bir kavun bulabilmek için birçoğunu yakından incelemek gerekiyordu. Arkadaş/dost seçmek de aslında kolay değildir...
Mevlana ve öğrencisi soğuk bir kış gününde bahçede dolaşıyorlarmış. İki köpek soğuktan olsa gerek birbirlerine sıkıca sarılıp uyuyorlarmış. Öğrencisi Mevlan’ya;
- Keşke insanlar da şu iki köpek gibi dostça birbirlerine sarılsalar, değil mi hocam? demiş.
Mevlana öğrencisine ders alacak nitelikte yanıtlamış:
- Sen o iki köpek arasına bir kemik at bakalım, görelim dostluklarını.
Evet, dostluklar karşılıklı çıkara dayalıysa; yapay bir iş ortaklığına benzer. Kimi zaman ağır faturalar ödemek zorunda kalır, zaman tüketip dururuz. Hatta doğru seçim için çok sayıda insanlarla birlikte oluruz. Bunlardan niteliklerini beğendiğimiz, kişiliğimize uygun olanlarla dost oluruz.
Aslında bir sarraf gibi bakış açımızla, deneyim ve sezgileri körüklersek, bilgece aradaki farkı da görebiliriz. Kişileri altın gibi değerlendirdiğimiz zamanlar; Daha az hata yapıyor, Daha az yanılıyor, Daha az pişman oluyoruz değil mi?
İyi bir sarraf bir bakışta 24 ayar ile 8 ayarın farklı olduğunu görür. İkisi arasında ayar farkı varsa kimi insanların da seviye farklılığı vardır. Kültür, bilgi, kişilik, sosyal, ekonomik, yaşama bakış açısı, (mikro/makro), Vs. gibi farklılıkları ön-görüsü olan kişi bunu tıpkı bir sarraf titizliğinde, fark-edebilir/ anlayabilir.
Hani atalarımızın bir söylemi vardır: Sarımsağın kokusu 40 günde çıkar. Günümüzde bu süre daha da azaldı... Artık her şey organik olmaktan o kadar uzak ki, çok kısa sürede insanların amaç/araç çatışmasını gözlemleyebiliyorsunuz...
Sarımsakların kokusu 40 gün öncesinden duyabiliyoruz, değil mi?
Gerçek dostlukları yaşamanız dileği ile.
Emine Pişiren
YORUMLAR
Gerçek dost edinmek zor zanaat.
Çok samimi olmadan kişiliklerini çözmek, yolun başında iken araya mesafe koymak gerekiyor.
İşin en kötü yanı,
gerçek dost olarak kabul ettiklerinizden yediğiniz kazık.
Böyle durumlarda toparlanmakta zorluk çekiyor insan.
Güzel, faydalı bir çalışma.
Kutlarım yazarını.
Emine Hanım Merhaba, güzel bir konuyu ele almışsınız teşekkürler. İlave olarak şunu eklemek isterim. Tüketim mallarının aşırı derecede çoğalması; aynı şekilde elektronik ve lüks araçların çekiciliği, insanlarda hem bencilliği hem de bireyselliği beraberinde getirmiştir. Bu da ne hazindir ki, dostluk ve yoldaşlık kültürünü bitirmek üzeredir. Selamlar