- 919 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
1985 Sarıyer Anıları!!!
1985 yılının 2 Temmuzunda silahı belime takmışım ki ooooo sanki küçük dağları ben yarattım havası! Estağfirullah tövbeeee!
O gün neler neler yaşadım anlatmayacağım! Belki zamanı gelince iki kalem oynatırım.
O senelerde İstanbulda Şubeleri bilmem ama Karakollarda 24/24 çalışma mesaisi vardı! Yani sabah saat 10.00 da görevi alırsın ertesi gün saat 10.00 da bırakırsın! Daha sonra da 24 saat istirahat edersin. Tabiiki edebilirsen!
Aradan üç-beş ay geçti Sarıyer’i karış karış öğrendim. Kim nerede ne iş yapıyor, ünlüleri kim? Ünsüzleri kim? Hepsini öğrendim. Kime nasıl davranacağımızı da bu arada daha kıdemli arkadaşlarımızdan nasihat şeklinde belleğimize yerleştirdik.
Hafta sonları Rumeli Feneri ile Rumeli Kavağı başta olmak üzere, ayrıca Kilyos’a gidenlerde Sarıyerden geçtikleri için çok kalabalık ve araç trafiğide oldukça zahmetli olur du! Hele hele Mesarburnu denilen yer sahilin muhteşem güzelliklerini hep üzerinde taşır! Gezerken insanların birbirlerine çarpmaması imkansız! Balık tutanlar, ellerinde Bira şişeleri ile gezenler, aileler, sevdalılar, hüzünlüler, akıllılar akılsızlar ne ararsan o kalabalık içerisinde mutlaka mevcut olurdu!
Polis mesleğinde, Polis okulundan Kura çekerek nerede çalışacağın torbadan kendi elinle çıkardı!
Çıkan kısmette ya Genel Hizmet ya da Çevikkuvvet olma ihtimali çok fazlaydı.Ben Genel Hizmet-İstanbul çekmiştim. Personel şubeye gidince, Sarıyer Emniyet Amirliği bünyesinde görevlendirildiğim, sarı renkli yarım bir A4 kağıt üzerinde Emniyet Amirliğine hitaben yazılmış evrak ile doğruca sarıyer Karakoluna gittim. Karakol Amiri Komiser kağıdı elimden alarak başka bir Memur ile Büyükdere de bulunan Emniyet amirliğine gönderdi.
----- Sen burada kalacaksın! Ben emniyet amiriyle görüştüm.Dedi ve öylece Sarıyer Karakolunda göreve başladım.
Ağzımız laf yapıp elimiz kalem tuttuğu için Karakolun bütün el ile yazılan tutanaklarının çoğu 1985-1988 tarihleri arasında benim elimden çıkmıştır.Övünmek için söylemiyorum. Kalem ile el yazımın güzel olduğunu söylerler.
Neyse bu kadar bilgiden sonra, esas konuya parmak basayım.
Beş altı ay sonra Bayrampaşa Çevikkuvvetten Karakolumuza, Çevik hizmetleri biten üç-beş Polis Memuru tayin ile göreve geldi.Haaaa Polislikte acemilik yoktur! Kim kıdemliyse onun sözü dinlenir. Askeriye gibi dönemcilik, tertipçilik olmaz! Çevikten gelen Memurların hepsi benden kıdemliler. Onlar üç yıl Çevikte kalıp geldiklerinden tabii ki Devriye ve ekip amirliği onların oldu. İçlerinde benim hemşehrim olan Şefik bey de vardı!(Soyadı bende gizli)
Sarıyer Sular Caddesinde Şefik hemşehrimle Devriye yaparken, telsiz anonsuyla!
Mesarburnunda akıldan eksik birisinin çevreye rahatsızlık verdiği! Haberi geldi.,
Olay mahalliine geldiğimizde benim önceden tanıdığım bir mecnunun sırılsıklam ıslak vaziyette bank ta oturur olduğunu gördük. Tabii ki Şefik bey Devriye amiri olduğundan ben onun arkasından olaya bakıyorum ki nasıl müdahale edecek.
Şefik bey şahsa yanaştı ve!
----- Beyefendi neden çevreye rahatsızlık veriyorsunuz? Lütfen bizimle Karakola kadar gelirmisiniz? Diye hitap etti!!!
Ortalığı birbirine katıp yorgun bankta oturan deli vatandaş, bu kibarlık karşısında Şefiğin yüzüne bön bön bakıyor ve hiç bir eylemde bulunmuyordu!
Şefik tekrar...
---Lütfen beyefendi bize zorluk çıkartmayın!
Deli baktı ki bu Polisler tırt! Ayağa kalktı neredeyse Şefiğe hücum edecek ti ki, ben devreye girdim. Şefiğin kolundan tutup azcık kenara çektim ve beni seyret dedim. Delinin yanına gidip. Ayağımla ayağına doğru bir tekme savurarak!
----- Kalk lan ayağa, terbiyesiz, bak ağabeyin sana kibar davranıyor sen ne yapıyorsun.Dedim. VBizim deli sertliği görünce...
----- Tamam ya ağabey ne kızıyorsun? Nereye istersen gidelim! Diyerek önümüze düştü ve Karakola gittik.
Bu görevi başarıyla bitirmenin gururuyla Şefiğe de...
Şefik sen benden kıdemlisin ama benden öğrenmen gereken çok daha fazla bilgiler var!!! dedim.
Sezai KAYA
YORUMLAR
Sezai KAYA DeliGarip
Selam ve saygılarımla.
Sevgili Sezai.
Mesleğin her ne olursa olsun insanlara onların anladığı dilden hitap edeceksin. Bunu sen öğrenmişsin ama Şefik Bey öğrenememiş onca tecrübeye rağmen.
İlgi ile okudum.
Selam ve sevgiler.
Sezai KAYA DeliGarip
Tecrübe aklın hocasıdır derler.Çevikkuvvette çalışan kardeşlerimiz, (şimdi bilmiyorum kaç yıl) üç yıl mecburen çalışırlar, daha sonra da kadrolara atanırlar dı! Orada üç yıl boyunca yat- kalk komutu olduğundan, hep bilenirler! Keşke gün bitsede kadroya geçsek te şu işlerden kurtulsak diye.
Şubelere, Karakollara da gelince apışıp kalırlar. Tabii ki Şefik te benden de iyi Polis olmuştur kuşkusuz!
Onur verdiniz.
Selam ve saygılarımla.