- 698 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
CİM CİM İLE ANILARIM (2))
Ahmet AYAZ
BASAMAK DERGİSİ SAYI (11) Sayfa 15
.................................................
87 Yıllık ömrünü Gaziantep’in kültürü, sanatı, edebiyatıı ve araştırmaları ile geçiren Cemil cahit Güzelbey’in, şiirlerinde Cim Cim Mahlasını kullandığını önceki yazımda belirtmiştim. Şimdi O’nun ile tatlı anılarımdan birkaç tanesini daha sizlerle paylaşmak istedim. Aslında anılarımdan daha ziyade O’nun adını yaşatmak istiyorum. Kütüphanelere, bulvarlara, konferans salonlarına adı verildi ise de, çorbada azıcık da benim tuzum olsun. Çünkü O’na bir Gaziantepli olarak, vefa borcumuz var.
1991 yılına kadar Gaziantep Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Huzur Evinin bir blokunda görevimi sürdürürken, adıgeçen kurumda, Şef Kadrosunda, müdür yardımcısı konumunda çalışıyordum. Bir gün valilikteki işimi bitirdikten sonra daireye gelip yerime oturdum. daha sonra sekreterimiz Hatice kayırıcı odama geldi, “Sizi Hülya Ufacık Hanım diye birisi varmış, o aradı” dedi. Sekreterimiz yurtta yetiştiği için onu aileden birisiymiş gibi görürüm. “Benim Hülya adı ile bir tanıdığım yoktur, şimdi seni döverim dedim. Hatice Hanım “Telefon numarası bıraktı. Bir kere ara, yalanım var ise döv” dedi.
Verdiği telefon numarasını aradığımda karşıma Şehitkamil Belediyesinin Sosyal İşler Müdürü Hülya Ufacık Hanım Efendi çıktı ve benden bir adet vesikalık resim istedi. Hayırdır inşallah dedim ise “Korkma hayırdır” dedi. Durumu öğrendim ki, Şehit Şahin lisesinde Edebiyat öğretmeni Rahmetli Ziya Çil, hakkımda bir yazı yazıp, Cemil Cahit Güzelbey’e postalamış. Ama ben Ziya Çil diye birisini tanımıyordum. Ancak geçirmiş olduğum trafik kazasında beni görmeye gelinceye kadar. Şiirlerimi basından okur, sonrada milli bayramlarda Şehit şahin Lisesi öğrencilerine milli bayramlarda okuturmuş. Mekanı cennet olsun, nur içinde yatsınlar diyorum. Bu yazıyı Cim Cim alıp, Şehitkamile Bakış Dergisinde yayınlamak için, Hülya Ufacık Hanım Efendiye vermiş. Hülya Hanım vesikalık resmimi o yazıda kullanmak için istemiş. Resmi gönderdim, yazı yayınlandıktan sonra, Hülya Hanım o dergiden bizim şofor ile, bana 10 adet göndermişti. Dergileri alıp okuduğumda duygulanıp ağladım. Rahmetli Ziya çil, beni benden daha iyi tanıyormuş.
Şunu da anlatmadan geçemiyeceğim. İstanbulda Rahmetli Tahir Kutsi Makal “TARLA” adlı bir dergi çıkarıyordu. Tahir Kutsi Makaldan bir gün bana, bir mektup geldi. Sizi Cemil Cahit Güzelbey veya Ömer Asım Aksoy ile ilgili yazınızla, Tarla Dergisine bekliyorum diyordu. Ben Cemil cahit Güzelbey ile ilgili bir yazı yazıp, Tarla Dergisine gönderdim. Yazıya da, bir resim ekledim. Gönderdiğim resmi, Cemil Cahit Güzelbeyden imzalı olarak almıştım.
Tahir Kutsi Makala yazmıştım. Bu resmi Güzelbeyden imzalı olarak aldım. Yazıda kulanır veya kullanmazsınız. Bu resmi istiyorum demiştim. Gönderdiğim yazı yayınlanmış ve bana 3 adet dergi geldi. Derginin içine baktığımda resim yoktur. Yazıda da kullanılmamış. Rahmetli Makalı telefonla aradığımda vefatını öğrendim. Dünya başıma yıkıldı. Bugün bu yazıyı kaleme aldımsa, Rahmmetli Cemil Cahit Güzelbeyi, Tahir Kutsi Makalı, Ziya Çili de anmış olduk. Mekanları cennet olsun, nurlar içinde yatsınlar derken, aşağıya da Cim Cim’in iki şiirini sizlerle paylaşmak için alıyorum.
YOL KAVŞAĞI
İşte cemrelerle geldi müjdesi,
Doğa ilkbaharın eşiğindedir.
Her yanı kaplıyor arzunun sesi,
Canlılar sevginin döşeğindedir.
…
Çıkar yuvasından kuşlar, böcekler,
Açılır yapraklar türlü çiçekler.
Doğanlar yaşayıp gelişecekler,
Bu alın yazası değişendedir.
..
İnsan oğluda bu kaflada yolcu,
Ezelle ebedde bilinmez ucu.
Önünde yığılı mutluluk, acı,
Herkesin kısmeti kaşığındadır.
…
Bizden önce gelip geçenler Hanı?
Cümlesi âdemde tuttu mekanı.
Yokluğa yönelmiş hayat kervanı,
Bu işte öncülük peşneğindedir.
…
Övküsü böyledir aciz beşenin,
Demir iradesi işler kaderin.
İlle misafirdir altına yerin,
Aşık Emrak Yolun Kavşağındadır.
Cemil Cahit GÜZELBEY
…
MEZALIKDA SÖYLENİŞ
Birer sakit yığındır, gördüğün hep dünkü varlıklar,
Ne ibretler verir insana baktıkça mezarlıklar.
…
Ne zenginlik, ne ayanlık tanır toprakların altı;
Tecelli ettirir Allah bu yerde tam müsavatı.
…
Lisan’ı hal ile bilsen, neler söyler sağır taşlarr:
Ne gerçekler hayal şimdi, eğilmiş dik duran başlar.
…
Bugün bir iskelet mazilere hükmeyleyen eller,
Ne gül yüzler turab olmuş, nasıl susmuş şirin diller.
…
Şafaklar doğururken handelerle bezm-i idrake,
Uzanmış karanlıklarda, artık baş kayup hake.
…
Tefekkür eyle ey aciz beşer, ahvali fehmeyle,
Doğan bir gün ölür mutlak, kurulmuştur nizam böyle.
…
Gelir davetcisi elbette birgün, dar-ı ukbadan,
Bu meçhul âleme hiç şüphe yok, Emrak’ta olur mihman.
Cemil Cahit GÜZELBEY