- 492 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hangi Boyuttayım
Hangi Boyuttayım
Madde veya mana; somut veya soyut; ruh veya beden boyutlarda gezinirken varlığını sorgulayan insanın, bu boyutları bilmesi veya bilmeye çalışması kaçınılmaz! Hiçlikten boyutsuz potansiyelden tercih ile 1. Boyuta çekilen ve 2. Boyutta, ruh; 3. Boyutta beden ile işlemesi “Varlık” olarak düşünülebilir! Sorgulanan da bu hal!
Madde boyutuna, 3. Boyut denilebilir! Mana boyutuna 2. Boyut; tercih boyutuna da 1. Boyut denilebilir! Hiçlik ise tüm boyutların kaynağı!
İnsan, potansiyel olarak tüm bu boyutları dolaşabilecek veya anlayabilecek yeteneğe teorik olarak sahip. Sorgulayabiliyor ise anlamaya çalışıyor demektir. Anlayıp anlamadığı veya hangi boyutta olduğu ya da hangi boyutta takılı kaldığı konusu yine bireysel bir sorun. Boyutlar açısından bir insanın diğerini sorgulama yetkisi potansiyel olarak yok! İnsanın, kendisiyle aynı konumdaki bir varlığı sorgulaması sadece kendisi açısından bir kanaat doğurur; bağlayıcı olmaz! Varlığın bu tanımına dikkat! “Hiçlikten boyutsuz potansiyelden tercih ile 1. Boyuta çekilen ve 2. Boyutta, ruh; 3. Boyutta beden ile işlemesi “Varlık” olarak düşünülebilir!”
Her şey, hiçlikten tercih ile varlık sahasına çıktı! Tercih ile 1. Boyuta çekildi! 2. Boyut yazılım yani tasarımı, 3. Boyut ise bu tercih ve tasarımın madde alanında seyri, görünümü! Bu aşamalar üzerinden düşünelim!
Hiçlikte potansiyelde iken bir tercih ile isteme ile varlık sahasına çıkıyor; 1. Boyuta çıkıyor! (Yukarıdaki varlık tanımına dikkat!)
Tasarım ile 2. Boyutta ruhsal yazılımı seriliyor; levha üzerindeki data gibi!
Donanım yani madde beden ile bu tercih ve yazılım işliyor!
Sıralama: Tercih, tasarı, madde; ben, ruh, beden; 1. Boyut, 2. Boyut, 3. Boyut!
Bu sıralamayı başa doğru gitmek ise tekamül olarak düşünülebilir! İnsan “Ahsen” asıl haline ulaşmak isteğinde; buna da tekamül, mükemmele ulaşmak ya da hedefe ulaşmak denilebilir! Bu süreci sorgulamak için boyutları anlamak gerekiyor!
Maddi “Sefil, fani Dünya” alanında kendini 3. Boyutta bulan insan, ruhsal yani 2. Boyuta sonra da tercih yani 1. Boyuta sonra da vuslat yani hiçliğe ulaşmak isteğinde! “Bana seni gerek!” Bu seyirdeki aşamalarda neler ile karşılaşıyor? İrdeleyelim.
Maddi 3. Boyutta, tüm ilgi alanı; beslenme, barınma ve hayatta kalmak! Bunun için gereken tüm çabayı sarf ediyor! Bu aşamada kendi hayatından daha önemli ne olabilir ki? Kendinden başka tüm varlıklar, onun 3. Boyuttaki ihtiyaçlarına kurban olmak durumunda! Gücü ve yetenekleri ölçüsünde elinden geleni yapıyor! Toprağı işliyor diğer varlıkları da kullanıyor! Kapsam geniş, ayrıntıya girmeye gerek yok! Bu aşamada tamamen 3. Boyutun maddi ihtiyaçları onun tüm ilgi alanını meşgul ediyor! Daha gidilecek yolu var; 2. Boyuttaki ruhsal alanı ve 1. Boyuttaki tercih, ben alanını da geçmesi gerekecek! Tekamül ettiğinde 2. Boyuta geçecek! Tekamül etmediğinde 3. Boyutun madde alanında “Materyalist” olarak takılı kalacak!
Tekamül edip 2. Boyutta, ruhsal boyutun farkına varan insan ise yazılımın, tasarımın mükemmelliğini de görecek ve 2. Boyuttaki yazılım, tasarım kaynağına yönelecek! Bu mananın maddeyi nasıl etkilediği veya yönettiğinin farkındalığı aynı zamanda! Bu aşamada tasarıma bir sahip arayacak ve “İlah” kavramını öğrenecek! İlahlardan yardım istemeyi işlerini kolaylaştıracak bir yol olarak düşünebilir! Ne de olsa evrendeki maddi işleyiş, tasarım yani yazılımla mana ile oluyor! Manaya yakın olmak işe yarar! Manayı yönetmek etkilemek işe yarar! Bu da kadim gelenekte tapınmayı netice verir! Bu boyutta takılı kalmak, ilahlara tapınma durumunda kalmayla izah edilebilir! “La ilahe illallah” (İlah değil Allah) hakikati, bu takılmayı aşmak içindir! 3. Boyutta takılı kalanlar “Materyalistler” idi hatırlayalım; 2. Boyutta takılı kalanlar ise ilahlar ve tapınma konumunda kalanlar oluyor! Materyalistlerin 2. Boyutla tanışmaları ise ilah ve tapınma konusundaki anlayışlarının gelişmesi şeklinde oluyor! 3. Boyuttaki bir materyalist, 2. Boyutu tatmadan 1. Boyuta geçemiyor! Bu nedenle maddi alandan kurtulunca 2. Boyutun ruhsal alanına kapılır! İddialar kişinin kendine dair farklı şekilde olabilir, çerçeve olarak bu süreç böyle işliyor! Çok başarılı öğrencilerin sınıf atlamasına benzer geçişler olabilir!
Hiçliğe doğru boyutlarda tekamül süreci hiçliğe yaklaştıkça zorlaşıyor! 2. Boyuttaki süreci de aşanlar, 1. Boyuttaki “Ben” yani tercih aşamasına geliyor! 2. Ruhsal boyuttaki, “İlah ve tapınma” sürecini aşan insan, “Ben” ile tanışır 1. Boyutta. İlah ve tapınma, yerini kendi ilahlığına bırakır! Yani tapınmak yerine tapınılacak olmak gibi bir bilinç 1. Boyutta başlar! Bu nedenle bu boyutta olanların bazıları, (Firavunlar ve mutlak egemen hükümdarlar) kendilerini “İlah” ilan ederler! Bazı da adını “İlah” koymaz ama kurguyu öyle işletirler! Birinci boyutta kendinin farkına varan insan yani tercihin farkına varan insan için ilahlık gibi bir duvar vardır, onu da aşması gerekir! “Bana seni gerek!” aşaması buna da işarettir! Kendini de aşması gerekecek! Aşmışsa zaten hiçliğe ulaşacak “Vuslat” bütün olmak, kavuşmak! 1. Boyut aşması en zor olanıdır; bu boyuta gelebilmiş olan zaten 3. Boyutta takılı kalan materyalistler ile 2. Boyutta takılı kalan itaatkar olanları kolayca yönetir! Tercih boyutu, tasarı boyutundan daha üstte olduğu için kolayca bunu yapar! 1. Boyutta olan 2. Boyuttakini kapsar! İşte bu yüzden 1. Boyutun aşılması en zor olduğu söylenir! Güç ve egemenlik, aldatıcı olur!
Bu boyutlardaki seyirde sanki boyutları anlamış veya aşmış gibi yapmak da söz konusu! Buradaki incelik şu; bir boyut, gereği gibi geçilmemiş ise diğer boyutta, bir üstte, sorun çıkar zaten aslen boyut atlanmaz da öyle sanıldığı durum için sorunlu bir aldanma ve aldatma süreci vardır! Bu durumun ne kadar sıkıntılı olduğunu anlatmaya bile gerek yok yani aldatan olmak veya aldanan olmak gerekmez! Bu aynı boyutta sıkışıp kalmanın en önemli sebebidir! “Mış” gibi yaparak yol alınmıyor!
Son tahlilde; boyutlar üzerinden yaptığım varlık sorgulaması, tekamülün nasıl olabileceği ya da olmamasının nedenlerini ortaya koymak açısından önem taşıyor! 3. Boyutta takılı kalan materyalistlerin ve 2. Boyutta takılı kalan itaatkarların, 1. Boyuttaki firavun veya egemenlerce nasıl kolayca kullanılabilir olduğunun anlaşılması için genel seyrin, boyutların özelliklerini de hesaba katarak yapılması gerekir! Herkes tercihini boyutlarda yaşar kimse kimsenin tercihini değiştiremediği gibi sorgulayamaz da; tüm bu boyutsal bakış kişinin kendi halini görmesi içindir! “Hangi boyuttayım” sorusu zaten kişinin kendi kendine sorduğu bir sorudur! Başkasına bu soru sorulduğunda cevap yine kişiye özel olacaktır! Yani herkes hangi boyutta olduğuna kendisi karar versin, başkasına bunu ispatlamasına da gerek yoktur; bunun anlamı da olmaz. “Bana ne, başkası hangi boyutta ise!” Önemli olan benim hangi boyutta olduğumdur!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.