- 1297 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KEMOTERAPİ VE RADYO TERAPİ SÜRECİ VE KANSER İLE SAVAŞIM / 11.04.2016
Kemoterapi ve Radyoterapi sonrası, ÜÇ AYLIK İLAÇ BIRAKMA SÜRECİNİN ARDINDAN YAPILAN 31.03.2016 tarihli kan değerleri ve tomografi sonuçları bugün elime ulaşan, son tomografik değerlendirmeye göre Karaciğerimde şüpheli bir 11 mm.lik lezyonun metastas olup olmama olasılığı hakkında yarın onkoloğum sayın Prof: Mustafa Özdoğan’ın yapacağı değerlendirmeye göre KANSER İLE SAVAŞIM devam edecek..
Şu anda kan değerleri ve tek o lezyon dışında her şey normal görünmektedir raporlardan anlaşılacağı üzere. Bilimin yapacağı değerlendirmeyi görmek ve güven duymak gerekiyor. Aşılamayacak bir engel olarak görmediğimi belirtmek isterim.
Bu vesile ile herkese, tüm can dostlarıma sağlıklı ve mutlu bir ömür diliyorum smile ifade simgesi
Selam sevgi ve saygılarımla kamuoyuna duyururum.
’KANSERDEN KORKMA, GEÇ KALMAKTAN KORK!’
Şaban AKTAŞ
11.04.2016
AÇIKLAMA:
Metastaz (Yunanca: metastasis, μετά, meta "bir sonraki", στάσις, stasis, "yer değiştirme" anlamındadır), kanserli hücrelerin bulundukları doku dışında doğrudan ya da kan-lenf damarlarıyla başka bölgelere sıçramalarına verilen isimdir.
Kötü huylu tümörler yalnızca bulundukları doku ve organa zarar vermekle kalmaz, yakınlarındaki organ ve dokulara da yayılabilir ve zarar verebilirler. Ayrıca kanserli hücreler bulundukları bölgelerden kan ya da lenf damarları yoluyla bedenin başka bölgelerine taşınabilir, oraya yerleşebilir ve hızla yayılabilir.
Kanser başladığı doku ya da organdan bedenin bir başka bölümüne sıçradığında, burada da aynı tipte anormal hücreler gelişir ve ilk tümörle aynı adı taşımaya devam eder: Örneğin eğer akciğer kanseri beyine yayılım gösterdiyse buradaki hücreler esasta akciğer kanseri hücreleridir; beyinde oluşan tümör "beyin kanseri" değil "metastatik akciğer kanseri" olarak adlandırılır.
ALINTI KAYNAĞI: tr.wikipedia.org/wiki/Metastaz
YORUMLAR
Bu kanser illeti çok yaygınlaştı,6 ay önce teyzemi rahim kanserinin metaztas yaparak akciğer ve karaciğere atmasıyla kaybettim,mekanı cennet olsun,tıbbı tavsiye değildir sadece gözlemdir,önce küçük bir kist rahimde görüldü, hiç bir şikayeti yoktu,çekap yaptırırken görüyorlar küçük bir şey alalım ,kemoterapi uygulayalım diyorlar,biz diyoruz ki sabret bu kisti bir kontrol altında tutalım büyürse aldırırsın biz de karşı çıkmayız,yok doktordan iyi mi biliyorsunuz doktor rahmi tam alırsa kesin çözümmüş falan filan aldırıyor,sorunlar kemoterapi radyo terapi derken kadıncağız 2 yıl verimsiz bir yaşamdan sonra vefat ediyor,bence bu hastalık zaten vücut kendisi üretiyor,kontrolsüz hücre bölünmesi vücudu desteklemeden
gerekli doğal besinler ve stressiz bir yaşamı oluşturmadan kesmeyle,biçmeyle,kemoterapiyle,radyo terapiyle tedavi edilmez,maddi durumunuz iyi olursa A.BD immu terapi,genetik tedaviler var,hastalara tez şifa dilerim,selamla.
Bu kanser illeti çok yaygınlaştı,6 ay önce teyzemi rahim kanserinin metaztas yaparak akciğer ve karaciğere atmasıyla kaybettim,mekanı cennet olsun,tıbbı tavsiye değildir sadece gözlemdir,önce küçük bir kist rahimde görüldü, hiç bir şikayeti yoktu,çekap yaptırırken görüyorlar küçük bir şey alalım ,kemoterapi uygulayalım diyorlar,biz diyoruz ki sabret bu kisti bir kontrol altında tutalım büyürse aldırırsın biz de karşı çıkmayız,yok doktordan iyi mi biliyorsunuz doktor rahmi tam alırsa kesin çözümmüş falan filan aldırıyor,sorunlar kemoterapi radyo terapi derken kadıncağız 2 yıl verimsiz bir yaşamdan sonra vefat ediyor,bence bu hastalık zaten vücut kendisi üretiyor,kontrolsüz hücre bölünmesi vücudu desteklemeden
gerekli doğal besinler ve stressiz bir yaşamı oluşturmadan kesmeyle,biçmeyle,kemoterapiyle,radyo terapiyle tedavi edilmez,maddi durumunuz iyi olursa A.BD immu terapi,genetik tedaviler var,hastalara tez şifa dilerim,selamla.
ÇOK ÖNEMLİ!!! LÜTFEN OKUYUNUZ VE OKUTUNUZ..
Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg’un buluşunu öğrenir. 1930’lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal sebebini, yani sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur.Bu, o kadar önemli bir b…uluştur ki, Otto Warburg’a Nobel Ödülü kazandırmıştır. Otto Warburg’a göre kanserin bir temel sebebi vardır.
Bu da, vücudun normal hücrelerinin oksijenli solunumunun, oksijensiz -anaerobik- hücre solunumuyla yer değiştirmesidir.Warburg’un buluşu bize başka neleri anlatmaktadır?Birincisi, kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde metabolize olmaktadır. Normal hücreler oksijene ihtiyaç duyar; kanser hücreleri oksijenden kaçınır. Hiperbarik oksijen terapisi alternatif kanser tedavisi uygulayan kliniklerde kullanılan bir yöntemdir.
Bu buluşun bize anlattığı başka bir şey de, kanserin bir mayalanma (fermantasyon) süreciyle metabolize olduğudur.
Kanserin metabolizması normal hücre metabolizmasından 8 kat daha büyüktür. Yukarıda söylediğimiz her şeyi birleştirirsek ortaya şu tablo çıkıyor:Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen kapasitesinin üstünde çalışır. Kanser devamlı açlıktan ölmenin eşiğindedir ve vücuttan kendisini beslemesini talep etmektedir. Besin alımı kesilirse kanser açlıktan ölmeye başlar. Tabii kendisini beslemek için vücudun şeker üretmesini sağlayamazsa. ..
Proteinlerden şeker Bu ziyan sendromuna kaşeksia (cachexia) denir.Kaşeksia vücudun proteinlerden (evet, doğru duydunuz, karbonhidratlardan veya yağlardan değil de, proteinlerden) “glükoneogenez” (yeniden glükoz yapımı) işlemiyle, şeker elde etmesidir. Bu şeker kanseri besler. Vücut sonunda, kanser hücresini beslemeye çalışırken kendisi açlık çeker. Şimdi, kanserin şekerle beslendiğini öğrenmişken, onu şekerle beslemek mantıklı geliyor mu size? Yani karbonhidratlardan zengin bir diyet uygulamak? Bugün, kansere karşı uygulanan birçok besin terapisi mevcuttur (işe de yaramaktadırlar) çünkü günün birinde birisi şeker ve kanser arasındaki bağlantıyı görmüştür.Bu terapilerde, karbonhidratlar bakımından zengin gıdalara izin verilmez. Terapilerin hiçbirinde şekere de izin verilmez çünkü şeker kanseri beslemektedir. Peki doktorunuz bu gerçekleri size neden söylemez? Kim bilir? Belki doktorunuz kanseri tedavi edecek kişinin siz değil, kendisi olduğunu düşünmektedir. Belki Otto Warburg’un buluşunu duymuştur ama geri kalan parçaları tamamlayamamıştır. Belki de beslenmeyle ilgili hiçbir şey öğrenmemiştir.
Aslında 1978’e kadar ABD’nin resmi kuruluşlarından biri, beslenmenin kanserle bir ilgisi olmadığını iddia etmekteydi!! !!Kanser ve şeker bağlantısından haberdar olanlar ise, dikkate değer terapilerle ortaya çıktılar. Bunlardan biri ‘Laetrile’dir.
Kaşeksialı hastaların yüzde 50’den fazlasında glükoneogenez sürecini durduran hidrazin sülfat bunlardan bir diğeridir.
Bugün, Minnesota Üniversitesi kemoterapi alanında bir “akıllı bomba” üzerinde çalışmaktadır. Akıllı bomba diyebileceğimiz ilacın üzerinde bir kaplama vardır.
İlaç, vücutta oksijensiz bir bölge ile karşı karşıya geldiğinde bu kaplamayı üzerinden atar. Kanseri yok etmek için kemoterapiyi serbest bırakır. Çünkü, vücutta oksijensiz tek alan, kanserli bölgedir.Kanser hücresini aç bırakmaya çalışan besin terapileri de vardır. Kanserin ne sevdiğini bilen hasta, bunları yemekten kaçınır. Kanser, çiğ yiyeceklerdense, pişmiş yiyecekleri sever. Pişirme işlemi, besinlerdeki enzimleri ve vitaminleri yok etmektedir. Bir de, kanserin şeker sevdiğini aklınızdan çıkarmayın. Kanserinizi sevmiyorsanız, onu beslemeyin!
Şeker yerine tatlandırıcı kullanmak çözüm değil Şeker yerine tatlandırıcı kullanmayı düşünüyorsanız, başka bir tuzağa düşmüş olursunuz. Tatlandırıcıların da vücuda ciddi zararları olduğu, yapılan araştırmalarla kanıtlandı.
Örneğin, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), sakarin içeren her türlü gıda maddesinin üzerine “Sağlığa zararlıdır.Hayvanlar üzerinde yapılan testlerde kansere yol açmıştır.” ibaresinin konmasını şart koştu. Aspartam ve sükraloz gibi diğer tatlandırıcılar da yan etkileri nedeniyle uzak durulması gereken gıdalar arasında.
(Editörün notu: Ama maalesef hiç birinin üzerinde böyle bir ibare yok). Kaynak: International Wellness Directory
Son iki yüzyıldır şeker tüketimi nasıl arttı? İngiltere’de 1815’de 5 kg cıvarında olan kişi başına yıllık çay şekeri tüketimi 1970’de 50 kg ‘ın üzerine çıkmıştır. 1970-2000 yılları arasında ABD vatandaşları önceki yıllara oranla yılda 100 litre daha fazla şekerli meşrubat tüketmişlerdir.Türkiye’deki durum da artık çok farklı değildir. Çocuğu ile büyüğü ile çılgınca şeker ve beyaz un kullanılmaktadır. Bütün bu bilgiler kanserlerin niçin arttığını göz önüne açıkça sermektedir.Aşağıdaki tedbirlerle kanserlerin en az üçte ikisi önlenebilir;* Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin.
* Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren ‘light’ hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.
* Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin. Taş devri diyetini uygulayın.
* Bol taze sebze ve meyve yiyin.
* Yeterli omega-3 alın; ayçiçeği, mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı)
* Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenin.
* Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.
* Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin.Mümkünse manda sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.
* Günde iki diş sarımsak ve/veya 1 baş kuru soğan tüketin.
* Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin.
* Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz!!!! ).
* Stresten uzak durun.
* İyi uyuyun.
* Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun.
* D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.
* Yeteri derecede egzersiz yapın!!!!
* Alkol kullanmayın.
* İşlenmiş soya ürünü yemeyin.
* Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlar da kullanılabilir.
* Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca kanserojen olabilirler !!!!
* Daha çok toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir.
* Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın.Prof. Dr. Ahmet AYDIN İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD
Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı
OKUDUYSAN ve BEĞENDİYSEN ,BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞIRMISIN
Alıntı: http://www.sonsuzsifa.com/blog/tama...
Keskinkalemzaman
koruyucular,kimyasallar,früktoz şekeri,beyaz ekmek düşünün çok şey
güzel bir yazı kutlarım.
Metastaz (Yunanca: metastasis, μετά, meta "bir sonraki", στάσις, stasis, "yer değiştirme" anlamındadır), kanserli hücrelerin bulundukları doku dışında doğrudan ya da kan-lenf damarlarıyla başka bölgelere sıçramalarına verilen isimdir.
Kötü huylu tümörler yalnızca bulundukları doku ve organa zarar vermekle kalmaz, yakınlarındaki organ ve dokulara da yayılabilir ve zarar verebilirler. Ayrıca kanserli hücreler bulundukları bölgelerden kan ya da lenf damarları yoluyla bedenin başka bölgelerine taşınabilir, oraya yerleşebilir ve hızla yayılabilir.
Kanser başladığı doku ya da organdan bedenin bir başka bölümüne sıçradığında, burada da aynı tipte anormal hücreler gelişir ve ilk tümörle aynı adı taşımaya devam eder: Örneğin eğer akciğer kanseri beyine yayılım gösterdiyse buradaki hücreler esasta akciğer kanseri hücreleridir; beyinde oluşan tümör "beyin kanseri" değil "metastatik akciğer kanseri" olarak adlandırılır.