- 548 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AÇILIM -5 / 2009 DA BÖYLE DÜŞÜNMÜŞÜM;
Selçuk Bey, bir Türk Beyidir, kurduğu devlet de kendi adına izafe edilmiştir. Osman Bey, bir Türk Beyidir, kurduğu devlet kendi adına izafe edilmiştir. Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti, koşullar çok da müsait olmasına rağmen kurucusuna izafe edilmemiştir. Edilebilir miydi ? Çok derin baktığımızda pekala mümkün olduğunu görüyoruz. Sorunlu olur muydu ? Belki ama mümkünmüş gibi gözüküyor. Böyle yapılmamış, coğrafi bir tanımlama yapılmıştır, Türkiye...Burada ki en büyük paradoks şudur; bir şahıs kalkar; "Ben Selçukluyu çok seviyorum, Osmanlı’ya ölüyorum, ama, Türkiye beni rahatsız ediyor..." Bunu bizim samimi bulmamız mümkün değildir. Türk Beylerinin adına kurulan devletlerden onur duyarken, bizatihi milletin kendisi adına, yahut coğrafi tanımlaması üzerine kurulan bir devletten nefret etmeyi, ne adına olursa olsun, samimi bulamayız...Demem o ki, zaman içinde "Selçuklu" nasıl sitrüktürel, tılsımlı bir kavram olmayı üstlenmişse, "Osmanlı" nasıl kimyevi ve tılsımlı bir nam olma ve işlev kazanmışsa, "Türklük" de Türkiye Cumhuriyeti için ve milletin bütünü için; sitrüktürel, kimyevi, tılsımlı bir kavram olma özelliğini kazanmıştır. Bu kavramla oynamak kimseye bir yarar sağlamaz ama herkesin zarar göreceği, ayan, beyan açıktır.
Tabi ki bu söylediklerimiz, ancak bir arada yaşama azim ve iradesine sahip insanlar-vatandaşlar için geçerlidir. Yoksa militan bir ruhla, yola çıkanlarla konuşulacak şeyler değildir. Militanın aklı askıdadır. Onlar tabiatları icabı nabızlarıyla konuşurlar. Düşünce onlar için vebadan daha kötüdür.
Açılımda amaçlanan özgürlükler, bütün toplum kesimlerini ve katmanlarını ilgilendirirse bir anlam ifade eder. Siz, eğer bu açılımdan kast ettiğiniz özgürlükleri, bir sıfatın, bir ismin yedeğine alırsanız, destek görmeniz mümkün olmaz; o zaman bütün kesim ve katmanların da fikrine değil, taleplerine cevap vermeniz gerekir !... Bütün toplumu, bir eli yağda, bir eli balda imiş gibi kabul ederek yola çıkmak, her şeye büyük yanlışla başlamaktır. Büyük bir yanlışla başlanmıştır. Bu anlamda on yanlıştan bir doğru çıkmaz...Bir isme, sıfata atıfta bulunduğunuzda, toplumun tamamını, yani 75 milyonu fişlemeniz gerekir ! Kim ne kadar kimdir diye ? Belli mi olur sonrada kapıları boyatırsınız ve her anlayışa belli işaretler korsunuz. Takip edebildiğim kadarıyla bu çıkış, asla başarı getirmeyecektir. Çok, çok üzülerek ifade ediyorum.
Üst kültür guruplarında, yeniden buluşma noktaları oluşturarak, toplumun, modernleşme ve şehirleşmesiyle, toplum sitebil hale getirilerek, üst kültür guruplarında buluşmalarının sağlanması gerekirken; modernleşme, kalkınma, hak ve özgürlükler, adalet kavramları, yeni anlam ve işlev kazanarak, vatandaşlar arasında eşitliği bu yoldan sağlamak ve toplumu yukarıya sıçratmak gerekirken; aşağılarda kültür kümeleri oluşturarak ve buna da azami desteği vererek, ancak; büyük ayrımcılığı, geriliği, adaletsizliği körüklersiniz...Hele bunun bahanesine de ümmeti ve dini eklerseniz cinayet işlersiniz...Zaten asırlardır çözülmemiş olan feodal yapıları, daha da ihya etmiş olursunuz. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan, önemli kurumlarınız artık, aşiretler ve hemşehri dernekleri olur ki,buradan hareketle, topluma veya bir kesime açılım ve adalet getirileceğini savunmak, toplumla alay etmek değilse, bir başına komikliktir. Asla sular tersine akıtılamaz! Gelişmiş şehirlerin de,iki yüz, üç yüz kişinin sopa ve küreklerle kavga ettiği bir ülkede, bunu daha da derinleştirecek bir yol izleyerek, bunu çözüm diye sunmak, benimsemek, askariden, Osmanlı’nın 200 yıllık, Cummhuriyetin 80 yıllık çaba ve toplumsal anlamdaki kazanımlarına, modernleşme ve eğitim çabalarına ağır darbe vurarak, toplumda derin yarılmalara neden olacaktır-olmaktır...
Sizin iyi niyetiniz bazen fitneye dönüşebilir. Kıblemiz aynıdır ama, Kerbela Vakasını, Sıffın savaşını, Dandanekan savaşını ve Çaldıran’ı da unutmamak gerekir. Bu anlamda Müslümanlığın din olarak problemi yoktur, ama, Müslümanların çok derin problemleri vardır. Bu vebali kimse göze almasın! Herkesi bir daha, bir daha, derin düşünmeye davet ediyorum. Eğer bu topraklarda kardeşçe yaşama azim ve iradesinde isek...
Hayrettin YAZICI
Devam edecek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.