- 3437 Okunma
- 45 Yorum
- 15 Beğeni
NÜKTE
NÜKTE
Hep Senin Yüzünden Oldu
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in yurdun çeşitli yörelerinde verdiği konferanslar, radyo ve TV larda yaptığı konuşmalar neticesinde sesi kısılır. Ses telleri arızalanır, öyle ki, bir ara, hiç ses çıkaramayacak durumlara düçar olur. Ameliyat olur,arıza giderilir.
Kısa sürede konuşması da düzelir. Ancak, bu arada, fazla konuşmasından dolayı yüzünün sağ tara- fında bir de kısmî felç oluşmuştur. Bunu gidermek için, ayrı bir tıbbî müdahaleye muhtaçtır. Bir yakıniyle birlikte, bindikleri araba ile hastahaneye giderlerken çep telefonu çalar. Arayan, arkadaşla- rıdan Şair Nurettin Uytun’dur hal hatır sorup, Bakilerin sağlık durumunu öğrenmek istemektedir.Yavuz Bülent Bey durumu izah eder ve hemen Nurettin Uytun’a hitaben: Nurettin Bey, Hocam hep senin yüzünden oldu. ‘ Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş’ deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim, diyerek nükteyi patlatır.
Nurettin Uytun ise: Sayın Bakiler, bu deyişiniz bana, Merhum Alparslan Türkrş ile Merhum Serdengeçti Osman Yüksel arasında geçen bir diyaloğu hatırlatmaktadır. Müsaadenizle anlatayım, der ve şöyle anlatır: Alpaslan Türkeş hastahanede yatmakta olan titreme hastası (parkinson) Serdengeçti’yi zıyaret eder. Hal hatır sorup sağlık temennisinde bulunur. Hastalık sebebini öğrenmek isteyince
Serdengeçti aniden ‘Sizin yüzünüzden oldu!’ der. ‘Türkeş, ‘Bir kabahatımız mı oldu Sayın Yüksel’ der, Serdengeçti hemen nükteyi patlatır ve Daha nolsun Albayım : ‘Ey Türk, titre ve kendine gel !’ dediniz, ben de titremeye başladım. Ama, bi türlü kendime gelemiyorum!’ cevabını verir.
Bunu dinleyen Şair Yavuz Bülent Bakiler, ikinci nüktesini patlatır ve: Aynı soydanmışız, der.
Derleyen:
Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014 Mustafa Alper Tunga Uytun
.............................. Saygı ve Selamlar...
YORUMLAR
2000 yılındaki bir akşam yemeğinde de Aşık Sefil Selimi'ye, "Aşık Veysel'i anacaksın, Pir Sultan'ı anmayacaksın" demişti. Bunun üzerinde tartışmıştık.
"Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş’ deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim" sözü onu dünyaya tek pencereden baktığının bir örneği...
2000 yılındaki bir akşam yemeğinde de Aşık Sefil Selimi'ye, "Aşık Veysel'i anacaksın, Pir Sultan'ı anmayacaksın" demişti. Bunun üzerinde tartışmıştık.
"Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş’ deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim" sözü onu dünyaya tek pencereden baktığının bir örneği...
Hayatı bir partinin ve Liderinin mücadelesi ve onların hıncıyla geçen bir ömrü Türkçülük ve İslamcılık mücahadeleriyle tamamlayan rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti, en zor ve meşakkatli zamanlarında dahi nüktedanlığı sanat haline getirmiş; gerçekten SERDENGEÇTİ soyadına yakışan bir siyasetçi ve fikir adamıydı.Ayrıca tüm varlığını; beş parasız kalıncaya, muhtaç hale düşünceye kadar fakir öğrencilerin okumasına tahsisli bir fedakâlık devri yaşamıştır. Bu bakımdan; milletvekili olduğu zamanlarda üstüne giyebileceği doğru dürüst bir giyeceği olmadığından, çoğu kez polis tarafından TBMM kapısından içeri sokulmadığı zamanlar olmuş, (mecliste dahi) kendisine hayatında kıravat taktırılamamıştır. Mecliste kendisine iç tüzüğe aykırı davranışı hatırlatıldığında almış mikrofonu eline; "Efendiler, ben koynu dolarlıların, boynu yularlıların değil, ben yoksul halkın milletvekiliyim..." diyebilmiştir.Rahmetli Osman Yüksel'in çok yakın dost ve hemşehrileriyle (hasbelkader) çok iyi dostluklarım, (bunlardan en yakını yazar, şair A.Rahim BALCIOĞLU ölümüne dek birlikte olduğum bir ağabeyim ve çok yakın dostum) olduğundan, bu dostumun gerek bana naklettiklerinden, gerekse yazdığı O.Yüksel Serdengeçti hatıra kitabından yedimde pek çok hatıra ve nüktelerini taşımaktayım. Bu mümtaz insanları rahmetle anarken, vesile olan Alpertonga arkadaşıma da teşekkürlerimi ifade ediyorum...(Aksakal)
Hiç bir söylem, cesaretli devinim ve direncin yerine geçmiyor, değerli dost şairim. Keşke düşündüğümüz işe yarar değerli duyarlıklarımızı zamanıonda eyleme dönüştürebilseydik. Kuşkusuz bu gün çok farklı bir düzeyde ve gıpta edilir konumlarda olurduk.
Çok güzel , uyandıran ve düşündüren örnekleri ustalıkla yansıtmışsınız. Sevgilerimle kutluyorum değerli toprağım sizi. Kemal Polat