- 340 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşkın Tahlili-2
Aşkın Tahlili-2
Aşk nedir !!.. Madde midir, mana mıdır !!
Öncelikle yukarıdaki (bö.1) hücre örneğine biraz daha değinmek istiyorum.
Maddenin yapısı, hücreler, hücrelerin yappısı atomcuklar olduğunu hem eski Yunan düşünürleri söylemiş, izzah etmiş, hem günümüzün modern fizik bilimi...
Uzatıp canınızı sıkmadan diyorum ki;atomcuğu oluşturan elemancıkların da eksi
yüklü elektronlarla, artı yüklü protonlar olup bunların birleşip nötürleşmeleri ni- sağlayan nedir. Elektron demişiz, ama kendisi nedir... Bu zıt yüklü ikilinin çekim gücü, kütleciklerin çekim gücü yani...
Mıknatısın zıt kutupları , yer çekimi , elektrik akımı... mahiyetleri yani...
Bunların ne olduklarının bilimce izah edilir, kanıtlanır hale geldiği zaman, evrenin var oluş ( gizemi ) çöçüalmüş, kavranmış olacak mı... Bing- bong araştırmalarıgibi,yani...
Evet aşk nedir, maddi midir, mana mıdır!!..
Buna cevap verecek yetkinlikte ve iddiada değilim... Benimki merak işte...
Varlığın en küçük yapı taşı olan atomcuğun; eksileriyle artılarının bileşimidir
diyor bilim.O halde buna, ne demeli... İşte aşk denen şey bu mu ola...
O halde evrende var olan her şey atomcuklardan oluştuğuna göre, evrenin temeli
aşktır diyen bilgeler doğru söylemişler, desek, yanlış olmaz sanırığm..
İyi de; yine de hala aradığımızı, yani aşkın ne olduğunu, mahiyetini bulabilmiş, açıklayabilmiş değiliz... Hala; nedir, madde mi, mana mıdır!!..
Şimdi konunun biraz daha somut örnekle nedenini araştıralım, istiyorum...
Sn. okuyanlar sıkılmadınız değil mi!!... Lütfen sıkılmayınız, keyifli bir konu...
Efendim, gelin konuyu bitki, hayvan ve insan olmak üzere bu canlı yapılardan
dahası, en kestirme yol, insandaki oluşumla, olup bitenle izaha, örneklemeye
çalışalım, birlikte... Canlı yapıda da, tıpkı element atomcuklarında olduğu gibi,
bir birini çeken iki zıt güç, kutup, yapı... her ne dersek, varlığı ,var oluş nedenimiz
olduğu tartışmasızdır...
Bünyede bunun zuhuru, belli aşamaya gelince bir iç salgıdır... Bu salgı bir maddedir... Zerk edilen bir aşı gibi... Karşı cinse yönelmesi, onunla birleşme güdüsü ve dürtüsü...
Bu isteği beyne, yüreğe, ilgili organlara ileten, dürtükleyen, harekete geçmeye zorlayan bu salggıdır... Onun etkisiyle karşı cince duyulan birleşme, arzusu dedik... O da bir maddedir... Canlının tüm özelliklerini taşıyan bir bir aracı diyelim... Taşıdığı nedir...
Salgı dediğmizin içindeki, nedir,mahiyeti nedir...’Mana’ diye nitelenen nedir!!..
Yunan bilgeleri atomun varlığını, parçalanamayacak en küçük parça, ( zerrenin zerresi) olduğunu bilmişler ama içindeki güce, gizeme değinmemişler...
Sadece maddesel varlığını söylemişler... Böylece ilk maddecilik düşünce sisteminin akıl hocaları, bilgeler olmuşlar...
Onlardan bir kaç asır sonra aynı coğrafyanın kültüünden yetişmiş olan ( çağımızın Ayınştay’ı gibi) Platon, bu düşünce sistemine, yani, maddeciliğe karşı çıkmış...
Verdiği meşhur mağara örneği ile maddenin bir görür , bir de içinde olanı olduğunu ...
Görünenin bir nevi göz yanılması olduğunu yani, eski deyimiyle zahiri görüntü
olduğnu... Böylece Plato’nun da görünenin içinde, görünmeyen ama, aslında
gerçek madde olduğu düşünce sistemiylme manacıcı Ledünicilik denen,Tanrısal bilgi ekolunünü temellerini atmış bilge filazof olarakkabul edilir...
İşte bu iki temel düşüncenin devamı ve geliştirilmiş hali olmak üzere, halen etisi tartışma konusu olan, maddecilik ve manacılık konusu hakkındaki görüşlere gelmiş bulunuyoruz... Ancak, yine bir parazit yaparak ; Ana Britannica’nın aşk tanımını
kısaca almamızın yararlı olacaı kanaatiyle;
“AŞK; aşırı sevgi... geçiçi (mecazi) ve gerçek (hakiki )...
Geçici olanı; birisine tutkuyla bağlanmak
Ggerçek olanı: güzelden, güzellere, güzellerden güzelliklere. Dünyaya, evren...
sevgi ve kavrayışı aşamasına ermek (İnsanı Kamil)
Gelelim bu iki düşünce ekolunünün görüşlerine (madde ve mana açısından)
Yukarıda da belirtildiği gibi eski Yunanan Bilge ve Düşünürlerinin açtığı yolda olan
görüş taraftarlarına göre, her şey maddedir.. Değişik görüşler içinde en yaygın olanı Aristo maddeciliğinin geliştirilmişhali ve aşaması olan Materyalist , Diyalektik, Darvincilik , Marksizm... gibi batılı düşünce ağırlıklı olanları...
Materyalist ve Diyalektikçilere göre sosyal ve doğa değişimleri kendi iç yapılarınhdaki etki, tepki değişimlerinin sonucdur. Zihinsel etkinlikler, duygular vs haliyle sevginin giderek aşkın nedeniin de beyin olduğu... Beyinin boş sir tabaka alarak yaratıldığını... çevreyi algılama özelliğinden dolayı, bilgi birikimi... giderek bilinç vs... seviyelerine ulaşılması ise sonradan oluşmakta olduğunu söylemektedirler. ( Anladığım kadarıyla)
Bence bu da ; konumuz olan aşkın ne olduğna açıklık getirmemekte.
Sosyal olaylar, doğa olayları açısınhdan doğru olabilir...
Ancak aşkın ne olduğunu açıklamaya yetmemekte...
Beyin maddesiee bir yoğunluktur... Ama onun ektinliklerinden olan sevgi,
aşk, etki, tepki gibi duyum ve duyguları yani içsel yapıyı açıklayamamaktadır
Evet materyalist diyalektikçilere göre:
Konumuz olan aşkın varlık neni salgıdır, aklınki beyindir...
Bakalım konumuz olan aşkın ne oldruğu hakkında Platonun görüşünün devamı olarak genelde manacı taraftarı olanların görüşleri, gerekçeleri nedir. Ne demişler”
Bu hususta da değişik görüşler olmasına karşın hepsinin birleştikleri husus
Maddenin bir dış ( zahiri, görünen) bir de iç “gerçek) oluşumudan oluştuğudur..
Bunun da en yaygın öyretim kolu ; Ledüni Bilgi görüş ve düşünce sistemidir...
Bunlara, bu görüşte olan ekole göre; (Britannica 357)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.