- 184 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kerim’ce Güzellemeler -35–
Kerim’ce Güzellemeler -35–
Keşke demekle olmuyor biliyorum, ama yine de keşke bazı insanlar görünmeyen, o şeytani olan çok yüzlerinden en azından bir tanesini yıllar önce ya da samimiyet ilerlemeden gösterebilseler. Ya da ne bileyim, mesela o yüzlerinden bir tanesi, bir yerlerinde yazılı olsa, aleni olarak herkes görebilse!...
***
Önemli değil! Yine de "zararın neresinden dönülse kardır!" Bir musibet, bir nasihatten evladır. Tabi anlayan için!...
***
Dinimizce “vermenin Sünnet, almanın Farz olduğu” selâmı (Selamünaleyküm!) vermek/almak, pek yaşanmayan/uyulmayan/yapılmayan bir muhataplık saygı ifadesidir. Ancak, bazı öküzler, bazı kalaslar var ki, çok samimi olduğunuz halde, bir selâm (Selamünaleyküm!) vermekten imtina ederler. Ya selâm (Selamünaleyküm!) ne olduğunu, manası bilmiyorlar ya da dedim ya… Hâlbuki ki “öncesi selâm (Selamünaleyküm!), sonrası kelâm” diye bir tabir vardır. Bu, hem dini, hem örfi bir adettir, yerine getirilmesi lâzımdır.
***
Yazarlar çizerler, okurlar,
Hava atarlar, havadan-sudan satarlar,
Otururlar, kalkarlar, gezerler, tozarlar,
Beşerler, yaşarlar, eşerler, aşarlar,
Yerler, içerler…
Ölçerler, tartarlar, biçerler,
Paracılar, pulcular, hatçılar-yatçılar-katcılar…
Alırlar, satarlar, yatarlar,
Çalarlar, çırparlar…
Hu derler, şu derler, bu derler,
Alavere, dalavere, Allah vere…
İş, eş, aş derler,
El, bel, dil derler,
Kimdir, kimdir bunlar?
Bilen var mı?
***
İnsan olmak, çok iyi olmak, fedakâr olmak, dosta düşman olmamak, düşmana dost olmak, zalim olmamak, sessiz olmak her şeyi sahiplenmek değildir.
***
Kale, saray, köprü, şato, ev…
Cami, Havra, Kilise, Cemevi…
Ezan, sala, çan, zil…
Kur’an, Zebur, Tevrat, İncil…
Doğum, hastalık, ölüm…
Din hayati, sanat, medeniyet, yani dünya.
Kafa, akıl, duygu, düşünce, hayal, feraset…
Şarkı, türkü, şiir, fikir, zikir…
Duygu, zevk, tat…
Bak, gör, dinle, anla...
Hava, su, toprak, nefes…
Cennet, cehennem…
…
Bütün bunlar kim için acaba?
“İnsan” diyebilecek biri var mı?
***
En yakınlarımızdan başlamak üzere, ( Anne-Baba, Kardeş, Dayı, Emmi, Hala ve Teyze, Hanım tarafları olmak üzere) tanıdığımız eş, akraba, arkadaş ve dostlar olmak üzere, kime giderseniz gidin, destek, katkı ve yardım, kimden borç para isterseniz isteyin, istediğinizi alamazsınız ve gerisin geri dönersiniz. İşte o zaman, o an da hemen devreye bankalar giriyor ve istediğiniz miktarda para desteği sağlıyorlar. Ne zaman ki biz bankaların kapısından girip para aldık, inanın her şeyimizi o zaman kaybettik.
“Neleri mi kaybettik!!” Saymakla bitmez. Herhalde “neleri kaybetmedik!!!” desek, daha kolay olur sanırım.
***
Eskiden sadece karne notları değiştirilirdi, şimdilerde sahte Üniversite diplomaları, sahte öğretmenler türedi, en son da sahte teşekkür belgeleri düzenleniyor. Vah eğitim-öğretim vah!! Galiba her şeyin sahtesi çıkıyor, insan üzülüyor ya! Yok mu çaresi ve alınacak önlemi?
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.