- 2077 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHİT KİMDİR..? (EDEBİ METİN)
Bebeğini sevmeden,ona isim vermeden,bu kutsal toprağın kara bağrına düşen fidanlardır. Kanıyla al bayrağını, canıyla aziz vatan toprağını yaratanlardır.
Şehit olmak ülküsüyle savaşan, elinde sancağıyla o mertebeye ulaşmak için en önde koşanlardır.
Hücumdan yılmayan, korku nedir bilmeyen,kurşun yaraları gül kokan, hürriyete sevdalı,istiklale hülyalı olanlardır.
Ölümün üstüne bilerek,merminin üstüne gülerek gidenlerdir.
Tüfeğine yar, mezarına bahar diyenlerdir.
Esareti ihanet,kelepçeyi cinayet kabul edenlerdir.
Kendisi cihan, öyküsü destandır.
Mermi yarasını gizleyen,hücum narasını özleyendir.
Ekmek torbasında iki metre bez ve bir kalıp sabundan başka bir şey bulunmayanlardır.
Arkadaşı şehit düştüğünde ben olamadım diye için için ağlayandır.
Ruhunu imanı ile aklayan,bedenini milletine saklayanlardır.
Barışta furkan savaşta volkandır.
Şahadeti şerbet,bu dünyayı gurbet sayanlardır.
Şehit olup tanrıya kavuştuğunda,tekrar şehit olmak için bu dünyaya dönmeyi tanrıdan tek arzu olarak dileyenlerdir.
Haini tüfeğiyle değil imanıyla yıkanlardır.
Ölmekten değil unutulmaktan korkanlardır.
Bu dünyaya gelişleri herkes gibi olan,ama bu dünyadan gidişleri hiç kimse gibi olmayanlardır.
Bu milletin,bu devletin istikbalinin kararmaması için kendi istikbalini karartanlardır.
Yanan yürekleri ile bize ne kadar acı söz söylerlerse söylesinler; "elleri öpülecek anaların,yanakları öpülecek babaların" günahsız evlatlarıdır.
İsimleri yad edildikçe ruhları şad olan,ruhları şad oldukça hatıraları abad olan,isimleri anıldıkça ruhları bayraklaşan,ruhları bayraklaştıkça isimleri anıtlaşan,cesur yürekleri ve kahramanlıkları ile ezelden ebede koşan, önce kurşunla sonra tanrıyla buluşan yiğitlerdir.
Tanrıya kavuşurken;göz bebeklerinde ki ışık yıldızlar kadar parlak; bakışlarında ki sıcaklık güneş kadar yakıcı; can verişlerinde ki gurur ulu çınarlar kadar hetbetli; son sözleri ve vasiyetleri hadisler kadar iman yüklü ve manidar; naaşları kardelen çiçekleri kadar saf,beyaz ve muhteşem; mezarları en isyankar yürekleri sakinleştirecek kadar huzur ve sükun verici; bu dünyadan şan ve şerefle ayrılmış en şanslı ve en bahtiyar fanilerdir.
Sırtına ve göğsüne onlarca ok saplanmasına rağmen,elinde ki şanlı sancağı geriden gelen ilk arkadaşına teslim etmeden, ruhunu azraile teslim etmeyen sancaktarlardır.
Kurşununa kavuşmadan önce,bu cennet vatan ve bu şanlı sancak uğruna, kanının son damlasına ve gücünün son zerresine kadar er meydanında kahramanca vuruşan;kurşununa kavuştuktan sonra sadece ve sadece temiz bir iman ile tanrının huzuruna peygamberin şefaatiyle ve şehitlik rütbesiyle çıkmak için yanıp tutuşan cengaverlerdir.
Menkıbeleri kalpleri, efsaneleri yürekleri, destanları gönülleri titreten er oğlu erlerdir.
Peygamberinden teninin kokusunu, Ötüken bozkırından özünün dokusunu ana rahminden aldığı gibi püru ak bedeniyle,bu kutsal vatan toprağına huzur içinde teslim eden meçhul kahramanlardır.
Mehmetçiğin düşmanla cenge tutuştuğu her yerde ve sıkıştığı her anda onunla birlikte savaşmaya hazır ve nazır olmak için; bu cennet vatanın özgür semalarında doru taylar,al küheylanlar,yağız atlar üzerinde şehit oldukları üniformalarıyla,dört nala,yalın kılıç kıyamete kadar devriye dolaşan boğatırlardır.
Düşmanın top mermileriyle ruhunu teslim ederek,bu kutsal vatan toprağına bir çınar gibi devrilip,üzerine yüzlerce kaya parçası yığıldığı halde, sancak yere düşmesin diye bir iman manzumesi bileği ve bir inanç kelepçesi eliyle onu sımsıkı kavrayan tarkanlardır.
Küffar tarafından kalleşçe pusuya düşürülerek kesilen başını yerden alarak bir koltuğuna sıkıştırıp diğer eliyle mehteran zafer marşını çalıncaya kadar düşmana kılıç sallayan noyanlardır.
Türk Milletinin bayrağının şanı,Türk Ordusunun sancağının ihtişamıdır.
Hücuma kalkarken "Allah! Allah!" diye gürleyen,son nefesini veririken "Şükür! Ya Resul Allah!" diye gülümseyen kürşatlardır.
Nefisleri Tanrının verdiği her nimeti tatmadan,bedenleri ölümü tadan; sevdiğiyle bir ömür boyu aynı yastığa baş koymadan bu vatan için musalla taşına baş koyan seçilmişlerdir.
O kısacık ömürlerini gelecekleri için için kurdukları renkli düşlerle birlikte; sanki hiç yaşanmamış gibi ve bir daha hiç yaşamamak üzere körpe bedenleriyle toprağa gömen ve asil ruhlarıyla vatan semalarının özgür ve sonsuz boşluğuna taşıyan ibret timsalleri ve nişaneleridir.
Annesinden ve babasından helallik dileyen ama bebeğine hakkını helal edemeyen masumiyet abideleridir.
Acılarının ateşinin sadece anne ve babalarının değil, bütün Türk Milletinin yüreğini yaktığı bizim gençlerimiz bizim çocuklarımızdır.
Dinimizin,milletimizin,törelerimizin bir faniye verebileceği en şerefli paye, en yüksek makam ve en büyük rütbe olan şehitlik rütbesine erişenlerdir.
Son nefesini verirken sesini duymaya,bu dünyaya son kez bakarken göz göze gelmeye, son gücünü harcarken ellerini tutmaya ve son nefesimi verdikten sonra bir tanesinin yanına defnedilmeye her şeyimi feda edeceğim en aziz varlıktırlar.
Güneşi doğmadan batan,çiçeği açmadan solan,yolları çıkmadan kapanan,sırasız ölümlerin yolcusu, özgürlüklerin bedeli,bağımsızlıkların habercisi,şairleri susturan yiğit,zamanı durdıran yıldız,yüreğimin öteki yarısı,tabutlara sığmayan heybet efsanesi,kanını her damlası helal, tenini her zerresi kutsal,ruhunun en hüzünlü tebessümü bir ışık şulesi, tepeden tırnağa Türk, tepeden tırnağa Anadoludur.
Bir dakika önce öndeki mevziye sıçrayıp şehit olan arkadaşını gördüğü halde,bir dakika sonra aynı akıbetin kendisi için tecelli edeceğini bile bile,onurlu bir tevekküle tanrıya dua edip,arkadaşının şehit olduğu mevziye sıçrayan bahadırlardır.
Evliyaların,embiyaların ve cümle meleklerin rütbesine gıpta ettikleri,tanrını yanındaki mevkisine imrendikleri, cennetin misafiri olamayacak kadar gerçek sahipleridir.
Onlar adam gibi adam tepeden tırnağa yiğittir.
BELKİ NASİBİM OLUR ŞEHİTLİK ANA
Ağlama sakın anam ağlamak haram
Senin her ağlayışında kanıyor yaram
Sabır Allahım dersen,ölmektir bayram
Belki nasibim olur şehitlik anam...
Beyaz,bembeyaz bir nur iner yüzüne
Kandil ışıkları düşer iki gözüne
Vurmaz isen ellerini eğer dizine
Belki nasibim olur şehitlik ana...
Dönmek vardı lakin böyleymiş kader
Etme kalan ömrünü acımla heder
Tanrı duyar mı sesimi bilmem ki ne der?
Belki nasibim olur şehitlik ana...
Destek ol babama çökmesin çınar
Dönenler bakıpta kalmasın naçar
Duydum ki şehitler göklerde uçar
Belki nasibim olur şehitlik ana...
Sev beni sever gibi korkmasın yarim
Siz onu sevdikçe bayram ederim
Beyaz güvercin olupta bir gün dönerim
Belki basibim olur şehitlik ana...
Ayrı kaldık diye kopma hayattan
Hak’la hesaplaşılmaz vazgeç inattan
Mahşere dek kopmaz şehit bu kainattan
Balki nasibim olu şehitlik ana...
Sonuna kadar açıkmış cennet kapısı
Güllerden kalelermiş türlü yapısı
Dönülmez yolundayım geldi tapusu
Gül ki nasibim olsun şehitlik ana
YORUMLAR
bu yazı nasıl kırmızı kurdale almamış hayret doğrusu...
bu kadar mükemmel bir paylaşım okumadım ben...insanı derinden etkiliyor...içimde felaket bir intikam duygusu uyandırdı benim...Allah herkese bu mertebeyi nasip etsin ama babasız kalan çocuklar içimi dağlıyor.ortada bi savaş yokken kendi vatan sınırlarımız içinde bunca şehit vermek çok dokunuyor.Mevlam yar ve yardımcımız olsun...
güzel kaleminizden öpüyorum...
esen kalın...
KIŞ GÜNEŞİ tarafından 8/13/2008 10:19:15 PM zamanında düzenlenmiştir.