- 658 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
XVI. YÜZYILDA KÂHTA KAZASINDA VAKIFLAR
MAZİYE YOLCULUKLAR – 94
Kâhta’daki vakıflar hakkında bilgi vermeden önce vakıf kelimesinin sözlük anlamını yazmak istiyorum.
VAKIF:
1. Bir hizmetin sürüp gidesiye yapılması için belli koşullarla ve resmi yolda ayrılıp şu ya bu kimse tarafından bırakılan mülk ya da para.
2. Bu nitelikte olan. ( Mülk ya da para )
Kâhta Kazasındaki vakıf eserleri maddi açıdan gelişmelerini ve devamlıklarını sürdürmek için belli gelir kaynaklarına sahiptir. Bu gelir kaynaklarını şöyle sıralayabiliriz: Pazar, değirmen, küçük çapta araziler, çiftlikler ile düzenli gelir sağlayan arsa, zemin, bağ, bahçe, çiftlik köy ve mezralardaki hisselerdir.
Kâhta’nın kuruluşunun çok eski yıllara dayandığını biliriz.
Asya ve Ortadoğu’dan Avrupa’ya geçiş yolu üzerinde kurulan Kâhta, her çağda kurulduğu yerin özelliğinden dolayı zarar görmüştür. Çeşitli devletler bu geçiş noktasını hâkimiyetleri altına almak için akınlar düzenlemiş, savaşlarda yerleşim birimlerimiz, tarihi eserler harabeye dönmüştür.
Topraklarımızdaki tarihi eserlerin azlığının, yıkıntıların çokluğunun nedeni hâkimiyet savaşlarıdır. Kâhta’nın kaç kez harabeye döndüğü, tarihi yazıldığında anlaşılacaktır. Kâhta’mız MÖ. 40. bin yıllarından beri savaş alanıdır.
Kommagene dönemindeki o uzun barış dönemi günümüze kadar sürmüş olsaydı, Fransızların Paris’i, Şirin Kâhta’mın Kankenik mahallesi olurdu…
İki bin yıl savaşsız bir zaman diliminde neler yapılırdı, bir düşünün…
Konumuza dönelim.
A- CAMİ VE MESCİDLER
İ- Kutlu Doğmuş Cami:
Kâhta merkezinde bulunan bir camidir. 7 Kıt’a arazi ile çevrilidir.
Kutlu Doğmuş Bey isimli zat tarafından yapılmıştır.
Cami akarı ise şehir yakınında on adet değirmen geliri, Kâhta’ya bağlı Meşmöni, Kara Bayır ve Deve Damı mezralarındaki zeminler ile cami etrafındaki bahçelerden elde edilen incir, badem ve ceviz nevinden meyveler, Nur Hatun yeri, yine Deve damı mezra’sında bulunan nar ağaçları, Ahi Ali bahçesi ( ¼ malikâne hissesi), Tavus Mezra’sında Ali Bala bahçesi (icara), Kâhta’da Asiyab-ı Bala, Kasım Bey tarafından vakfedilen bağ ve bahçe, Meşmöni Mezra’sında bir kıt’a zemin. Bu zeminin gelirinin yarısı camide kıraat olunan Kur’an-ı Kerim’in tilaveti için sarf olunması kanunla belirtilerek tasdik edilmiştir.
Vakfın gelirinden hatibe günlük 2, ferraş için de yarım akça harcanması karara bağlanmıştır.
Bu vakfın senelik gelirleri de şöyledir:
1524 yılında 2075 akçadır.
1530 yılında 2256 akçadır.
1560 yılında 340 akçadır.
2. Turuş Köyü Cami
Kâhta’ya bağlı Turuş köyünde bulunan camidir.
Caminin akarı Enser Bey tarafından bağışlanan Turuş Nahiyesi’ne bağlı Taşluca ve Uruşmuş mezralarının malikâne hisselerinin tamamıdır.
1530 yılında senelik geliri 90 akça olarak kayıt edilmiştir.
3. Hacı Musa Cami
Kâhta’ya bağlı Oğan Köyü’nde bulunan camidir.
Caminin akarı aynı köyde bir kıt’a tarla ile Söğütlü olarak bilinen yerde bir kıt’a zemindir.
1530 yılında senelik geliri 53 akça olarak kayıt edilmiştir.
4. Tehince Köyü Cami
Kâhta’ya bağlı Tehince Köyü’nde bulunan camidir.
Caminin akarı Astu Nahiyesi’ne bağlı Marahlu Köyü ile Tehince köyü’nün 1/2 hissesidir.
1560 yılında senelik geliri 320 akça olarak kayıt edilmiştir.
B- ZAVİYELER
Zaviye kelimesinin Türkçede üç karşılığı vardır. 1. Köşe. 2. Açı. 3. Küçük tekke.
Zaviye kelimesi burada küçük tekke anlamındadır.
1. Türkî Cevheri Zaviyesi
Kâhta kazasında yer alan zaviyedir. 1519 yılında önce kurulmuştur. Tarihi bilinmemektedir.
Zaviyenin tasarrufunu padişah beratı ile Şeyh İbrahim ve kardeşleri Şeyh Haydar ve Şeyh Hasan yapmaktadır.
Zaviyenin akarları arasında Kâhta kazasına bağlı Fatıma Hoş (tamam malikânesi), Çörnik, Zurna, Kamışlu, Mervek, Fecri, Kesecik, Çöşnik, Yalankoz, Başaltı, Sarı Musa, Sıçanlı, Gelincik, Fışfış, Geğiz ve Kökşir mezralarının tamamı ile bir adet değirmen gelirleri arasında yer almaktadır. Bu mezraların eskiden beri vakfı olduğu belirtilmektedir.
Bu zaviyenin senelik gelirleri de şöyledir:
1519 yılında 249 akçadır.
1524 yılında 3126 akçadır.
1530 yılında 4929 akçadır.
1547 yılında 600 akçadır.
1560 yılında 1070 akçadır.
Not: Osmanlıların gelişinden önce var olan bu zaviyenin adı araştırılmalıdır. Başka kaynaklara da bakmak gerekir diye düşünüyorum.
Değişik kaynaklardan elde edilecek bilgiler karşılaştırılarak gerçekleri bulmamız lazım.
2. Şeyh Fahreddin Zaviyesi
Kâhta’ya bağlı Turuş Nahiyesi’nde bulunmaktadır. 1519 yılında önce kurulmuştur. Tarihi bilinmemektedir.
Zaviyenin akarları arasında Turuş Nahiyesi’ne bağlı Ulu Mezra’nın ½ malikâne hissesi yer almaktadır.
Bu zaviyenin senelik gelirleri de şöyledir:
1519 yılında 217 akçadır.
1524 yılında 278 akçadır.
1547 yılında 1520 akçadır.
1560 yılında 2425 akçadır.
1530 yılında zaviyenin adı kayıtlarlarda yoktur.
3. Turuş Dede Zaviyesi
Kâhta’ya bağlı Turuş Nahiyesi’nde bulunmaktadır.
Kuruluş tarihi bilinmemektedir.
Zaviyenin akarları arasında Turuş Köyü’nde bir kıt’a zemin ile Kâhta’da Mal Pınarı mezrasının tam malikânesidir.
Bu zaviyenin senelik gelirleri de şöyledir:
1530 yılında 120 akçadır.
1560 yılında 100 akçadır.
4. Ebu Sarıka Zaviyesi
Kâhta’ya bağlı Ebu Sarıka mezrasında bulunmaktadır.
Kuruluş tarihi bilinmemektedir.
Zaviyenin akarı olarak Ebu Sarıka mezrasının tamamının, Mısır sultanları tarafından zaviyeye vakfedildiği belirtilmektedir.
Bu zaviyenin senelik gelirleri de şöyledir:
1524 yılında 1046 akçadır.
1530 yılında 1000 akçadır.
1547 yılında 1000 akçadır.
NOT: Bu zaviye Ebu Sadık, Aysadık dediğimiz ziyaret olabilir. Bu konuda bilgisi olanlar görüşlerinizi bekliyorum. Osmanlı Ebu Sadık’ı, Ebu Sarıka diye mi kaydetmiş. Gerçek adı Ebu sarıka ise biz neden Ebu Sadık demişiz. Merak ettim. Yardım istiyorum.
Ebu Sarıka Ebu Sadık ise orası bir mezradır. Mezranın bütün toprakları ziyaretin malıdır. Vakıftır.
5. Cilledar Baba Zaviyesi
Kâhta’ya bağlı Samsat Nahiyesi’nde bulunmaktadır.
Zaviyenin akarı olarak Samsat’ta Aşköni Mezrası’nın malikâne ve divani hisseleri yer almaktadır.
Bu zaviyenin senelik gelirleri de şöyledir:
1524 yılında 453 akçadır.
1530 yılında 433 akçadır.
6. Asker Baba Zaviyesi
Kâhta’ya bağlı Asker Baba mezrasında bulunmaktadır.
Osmanlıların egemenliğinden önce kurulmuştur. Tarihi bilinmemektedir.
Zaviyenin başına padişah beratıyla Kel Abdal isimli zat şeyh olup kardeşleri Derviş Haydar, Derviş Şahkulu, Derviş Ali, Şahoğuları Kalender ve Şahvirdi’nin zaviyenin hizmetkârı olarak vazifeli oldukları kayıtlara yazılmıştır. Bütün vergilerden muaf tutulduğu da yazılmıştır.
Bu zaviyenin senelik gelirleri de şöyledir:
1524 yılında 249 akçadır.
1530 yılında 309 akçadır.
1547 yılında 600 akçadır.
1560 yılında 556 akçadır.
NOT: Kel Abdal, Derviş Haydar, Derviş Şahkulu, Derviş Ali, Şahoğuları Kalender ve Şahvirdi isimleri bana alevi – Bektaşi kardeşlerimizin kullandığı isimleri çağrıştırdı. Bu zaviye ayrıca incelenmeye değer.
7. Kutlu Bey Zaviyesi
Kâhta kazasında bulunmaktadır.
Zaviyenin akarı olarak Kâhta’da bulunan Nur Hatun Yeri isimli arazi yer almaktadır.
Bu zaviyenin senelik geliri de şöyledir:
1560 yılında 330 akçadır.
Diğer yıllar kayıt edilmemiştir.
Kâhta’daki vakıflar hakkında edindiğim bilgileri sizinle paylaşıyorum.
Araştırmalarıma devam edeceğim. Yeni bilgiler edinirsem o bilgileri de sizinle paylaşacağım.
Maziye yolculuklar devam edecek.
Doğduğum, havasını soluduğum, suyunu içtiğim, ekmeğini yediğim güzel Kâhta’m, sana borcumu yazılarımla, şiirlerimle ödemeye çalışıyorum.
Kan koksa da her karış toprağın, ben seni ve güzel insanlarını seviyorum.
Babamın güzel dostları, sizleri düşündüğüm zaman en huzurlu anımdır. Beni çocukken mutlu ettiniz. Yaşlılığımda sizi düşünerek mutlu oluyorum. Bütün samimiyetimle sizi selamlıyor, saygılarımı sunuyorum…