- 389 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
YILBAŞI
YILBAŞI
Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini en iyi yılbaşı gecelerinden anlıyoruz. Şimdiye kadar kaç yılbaşı gecesini hatırlıyorsunuz?
Kaç yılbaşı daha görürüz acaba?
Geçirdiğimiz yılbaşı gecelerini hatırlayabiliriz ama geçireceklerimiz hakkında kesin bir ifadede bulunamayız.
Yılbaşılar insanın tırmandığı basamaklar gibidir. Her basamak çıkışımızda şaşalı bir organizasyon içerisine gireriz. Dünyada çıkacağımız basamaklar sayılı olmasına rağmen sona her yıl bir basamak daha yaklaşmanın buruk sevincini mutluluğa döndüren insanoğludur.
İşte bir yılı daha yarın uğurluyoruz. Hepimizin hayatında uğurladığı yılların sayısı farklıdır. Yıllar geçtikçe yılbaşların daha hızlı geldiğini fark edebiliyoruz.
Bir günlüğüne memleket ve şahsi problemlerden uzak kalkmak bize iyi gelecek gibi olsa da hiçbir zaman hesabını veremeyeceğimiz bir kutlamanın içinde olmamalıyız.
Yılbaşı insanın geçmişini düşünüp değerlendirdiği, gelecek için planlar kurduğu bir gece olmalıdır.
Yılbaşı hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekebildiğimiz bir zaman dilimi olmalıdır.
Yılbaşı geçmişte yaşadığımız pişmanlıklara bir yenisini daha eklediğimiz gece olmamalıdır.
İnsanlar ömürleri boyunca yaşadıkları hayattan zevk almaya çalışırlar. Fakat bu zevki alırken hiçbir zaman diğer insanlara zarar vermemelidir.
İnsanoğlu dünyada geçirdiği her vaktin hesabını yaratıcısına verecektir. Hesabını vermede zorlanacağımız vakitlerden uzak durmalıyız.
Bir yılı daha geride bırakmak insanlara nasıl bir etki yapmaktadır bilmiyorum ama bugünü özel gün ilan etmenin tek mantıklı açıklaması insanların eğlenmek istemesindendir. Fakat bazı davranışlarımız bizi kendi köklerimizden uzaklaştırabilmektedir.
Hz Ömer (r.a) sözünü burada hatırlatmakta fayda görüyorum. Hz Ömer (r.a) diyor ki:
-İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.
Evet, günümüzdeki birçok olay ve davranışlarımız bu sözün anlattığı şekildedir.
Yine peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
-Kim bir kavme (topluluğa)benzemeye çalışırsa o, onlardandır.(Ebu Davut libas)
Şimdi yukarıdaki sözlerden anlaşılmaktadır ki başka millet veya toplulukların günlerini iştirak etmemek gerek. Yılbaşı bizim adet ve geleneğimiz olmadığına göre bu geceye has davranış ve eğlencelerden uzak durmamız bizim için faydalıdır.
Dünyada birçok Müslüman kan ağlarken ve Müslümanların ağlamasına neden olan başka inançlardaki toplulukların özel günlerini benimsemek her şeyden önce kendini bilmemek demektir.
Müslümanlar hiçbir zaman başkalarının modasına takip etmez. Müslüman kendi modasını kendisi oluşturur. Müslüman taklitçi değil taklit edilen olmalıdır.
Müslümanın taklit edilmesi için dünyada söz sahibi olmalıdır. Bunun yegâne yolu çalışmaktan ve Allah’ın yolundan gitmekten geçmektedir. Bizim bu batıl eğlence günlerinden çok daha değerli milli ve dini günlerimiz var.
Zaman zaman kendi bayramlarımızın bayram gibi kutlanmadığından yakınıyoruz. Bu rağmen kendimize ait olmayan günlere dört elle sarılıyoruz. Bu nefsin peşinden koşmaktır.
Miladi takvimin başlangıcı olan yılbaşını hiç kimse inkâr etmemektedir. Ne de olsa kullandığımız takvim yılı değişmektedir. O halde bu geceyi İslami şartlarda kutlayıp nefsimizin peşinden gitmediğimizi ispatlayalım.
Bu vesile ile Mekke’nin fethinin yıldönümünü de kutlar İslam âlemine yeni bir aşk getirmesini temenni ederim. Mekke’nin fethi, düşünenler için ibret tablosudur.
Muhabbetle!..
30.12.2015
Osman GİRGİN
Eğitimci-Yazar
osmanlıhaber.com
[email protected]
YORUMLAR
Dokunaklı bir yazı. Doğal, sade ve huzurlu bir şekilde yaşamak en güzeli, şaşadan ve lüksten uzak. Ama kutlayanları da hor görmemek gerek, yaşamak istiyorlarsa yaşamalılar, ama hayatta dengeyi gözeterek. Bizler ne yapmalıyız elbette bayramlarımızı unutmamalıyız, batıya karşı bayramlarımıza dört elle sarılmalı, bizden sonraki nesillere güzel gelenekler bırakmalıyız, bayramlarda çocuklarımıza, dostlarımıza küçükte olsa mendiller vb şeyler hediye etmeliyiz. Ya da bunu gibi şeyler...Eğer bizler bayramlarımızı layıkıyla yaşarsak, toplumumuz özenmez dışardaki noellere vb. Sevgiyle kalın, mutlulukla...