- 671 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NE NEOL NE YILBAŞI SADECE TAKVİM BAŞI
Noel ve yılbaşının bizimle İlgisi nedir? Noel kimin bayramıdır? Bu günün mukaddesliği var mıdır, nereden geliyor? Milletimize yılbaşı diye öğretilen ve manası bir türlü anlatılamayan bu gün, ne ifade etmektedir? Bir Müslüman olarak bizlere düşen ve bilinmesi gerekenler nelerdir?
Bu günlerde kimi yerlerde; çarşı, pazar, mağaza ve alışveriş merkezlerinde yılbaşı adı altında süslemeler, ışıklandırmalar, allı-pullu loş görüntüler, çam ağaçları ve üzerinde hayali Noel babalarla hediyeleri, bazı yerlerde hindi kurban etmeler vs almış gidiyor. Şans oyunları oynama piyango, kumar ve tombala çekme, içkili eğlenceler düzenlemek, Noel diye bayrammış gibi hediyeleşmek, bir sevinç, bir eğlence havası verilmekte, bir bayram hazırlığı sunulmaktadır. Bunun yanında israf ekonomisiyle bu milletin sırtından geçineler, İslam’ı yozlaştıranlar da hesaplarını gayet iyi yapmış sömürmeye devam etmektedirler…
Hıristiyan âleminin mukaddes kabul ettiği Noel bayram, adet, gelenek ve kültürü bütün detayları ile bu günde devam etmektedir. Kırmızı Noel baba, cübbe ve kuşakları ile bir papaz kıyafetidir! Bütün Hıristiyan kaynakları Noel baba diye bilinen şahsın bir Hıristiyan papaz olduğunda müttefiktirler.
Noel’in İslam’la hiçbir ilgisi yoktur. Bir eğlenme, bir kutlama hatta bir beklenti, bir umut furyası estirilmektedir. Sanki bir bayram gibi tebrikleşmek, hediyeleşmek, ailenizi, çocukları sevindirme, giyindirme, yemek içmek, eğlenmek hâsılı, olmayan bir bayram kültürü, bayram hayatı sunulmaktadır. Noel, Hıristiyan bayram kültürünü yaşamaktan başka bir şey değildir!. Esasında Noel, yılbaşı yortusu, Tüm Hıristiyan olan ülkelerde değişken olarak 25 Aralık dan 6 Ocak’a kadar 2 hafta arasında, Noel bayramının bütün hatlarıyla idrak edilmesinden başka hiç bir şey değildir.
Noel, malum Hıristiyan âleminin en güçlü idrak ettiği, tamamıyla dinsel bir bayramıdır. İncil’de bile yeri yoktur. Hıristiyanlığın yayılma politikasının bir sonucudur Noel! Yahudilik Noel’i kutlamıyor. Yahudiler kendi şeriatı olan Tevrat haricinde bir yaşayışı kabul etmesi mümkün değildir. Milletlerin yaşamalarını sağlayan unsur kültürleridir. Kendi kültürünü ret ve inkâr eden milletler yok olmaya mahkûmdur! Milleti millet yapan, onun maddi, manevi değerleri ve kültürüdür. Milletleri korumanın temelinde bu değerlerin korunması gayesi vardır. Beynelmilel Hıristiyanlık, karşısındaki yegâne düşman güç olarak Müslümanları görür. Onlara göre Müslümanlar Hıristiyanlaştırılmalı ya da yok edilmelidir.
Bir Hıristiyan, çocuğuna Müslümanların mukaddes bayramlarına, belirli günlerine saygıyı öğrettikleri şöyle dursun, Müslümanların mukaddes değerleri, din adamları hakkında akla gelmedik aşağılayıcı ve nefret aşılayıcıdırlar. Demek oluyor ki, Noel baba efsanesi Müslümanları kendi değerlerinden uzaklaştırarak, şuurlara Hıristiyan sevgisini aşılamaktan başka bir mana ifade etmez.
Yılbaşı ise, kutsal bir gece değil, içinde bulunulan yılın, Miladi takvime göre 31Aralıkla biten takvim yılının sonu,1Ocak’la başlayan yeni takvim yılın başlangıcıdır! Müslümanlarca yılbaşı ise yani hicri yılbaşı ise; Peygamber efendimizin miladi 622’de Mekke’den Medine’ye hicret ettiği tarih, şemsî yılbaşıdır. O yılın Muharrem ayının birinci günü de, hicri-kameri yılbaşımızdır.
Yukarıdaki andığımız, bize lanse edilmeye çalışılan bu adetler, Hıristiyan âleminin bir kültürüdür, hayat tarzıdır, kutsal bir bayramıdır. Batıda, bu dine inansın inanmasın, bu bayram kültürü, cemiyetin bütün katmanlarına işlemiş, her insanda şahıslaşmıştır. Hıristiyan âlemi bunu o kadar derinden yaşar ki, bu sadece batı ile mahdut da kalmamıştır.
Ne Noel, ne yılbaşı bizim için hiç bir şey değildir! Bizim Noel diye bir bayramımız, kutsal bir günümüz, yılbaşı diye bir eğlence, sevinç ve sürur günümüz yoktur! Yılbaşının, maalesef miladi takvime geçtikten sonra, eski bir yıldan yeni yıla geçişi ifade eden, senenin gün dönümünden başka hiç bir manası ve ehemmiyeti yoktur.
Yılbaşı gecelerinde, yukarıdaki saydığımız ve Hıristiyan âleminin bir gelenek, bir kültür haline getirdiği Noel bayramı adetlerini, törelerini yerine getirmek, icra etmek, bunları benimsemek, onlara benzemekten başka bir şey değildir. Bu ise şirk ve küfürdür. Bu yozlaşma, yaşadığımız bu çarpıklık, kendi değerlerimizden uzaklaşmak, onların değerlerini benimsemek olur ki bunun dinimizdeki karşılığı çok ağırdır. Peygamber efendimiz;"Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir." Yine bir hadiste; "Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeye, özenmeyiniz." Buyurmuştur.
Yaşanan İslam düşmanı sinsi oyunlara karşı tedbiri, düşünmeyi de unutmadan, insanımızın nereden nereye geldiğini, körü körüne taklit etmenin bizi nerelere getirdiğini iyi görmeliyiz. ‘Canım ne olacak sanki ne var bunda?’ diyenler olabilir. Batılıları böyle şuursuz taklit edenlerin, tarihe bakıp bilhassa Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde aynı hastalığa yakalanan toplumun akıbetinin ne olduğunu anlamalıdır…
Tertemiz bayramlarımız, o kadar çok değerlerimiz varken şans oyunu, kumar ve çılgınlığın, günahın, israfın, ahlaksızlığın zirve yaptığı Noel anlayışını kutlamanın inancımızda yeri olmadığı gibi bir küfür olduğunu bilmeliyiz. Dini hor görülerek yozlaştırılan, ahlakı darbelenen, tarihi unutturulmak istenen bu milletin gerçekleri bilmesi şarttır.
"İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız" denmiştir.
Bu akşam bir yıl için bir nefis muhasebesi, tefekkür ve tezekkür yapılabilir. Batının inancımıza, kültürümüze topyekûn savaş açtığını unutmayarak, M. Akif’in şiiriyle bir mana veremedim şu miladi yılbaşına!
“Ya Rab! Böyle mi olacaktı benim cennet yurdum? /Baktım da etrafıma yalnızım ağladım durdum./ Bir mana veremedim, şu miladi yılbaşına!/ Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!/ Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar./ Gördüm ki Noel için hazır, yer-yer çarşı-Pazar./ Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete / Heyhat! Duyuramadım, ne Ahmet’e ne Mehmet’e/ Ya Rab! Kurtulsun! Hidayet ver bu millete / İslam’a gelsin milletim son versin şu zillete.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.