- 938 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
BÜTÜN ÖTEKİLERİNİZ " BEN " İM ... ( Yazı Dizisi ) - 1 -
Bütün ötekileştirici, dışlayıcı, düşmanlaştırıcı dinsel farklılıklar, etnik , köken farklılıkları ve diğer dışlayıcılıkları reddediyorum ve reddedeceğim de daima ...
İnsana yakışan bu değildir çünkü ...
Okumak en önemli erdemdir insanda, sonrasında da düşünmek ve akletmek ...
Oku bakalım şimdi ... Bu , yüce Allahın(c.c.) insana ilk lafzı , ilk emriydi değil mi ?
İnsanlığı savaşlara iterek, bu durumdan çıkar sağlayan, dünyanın en büyük silah üreticisi emperyalist sömürgeci ülkelerin tuzaklarına düşmemelidir insanlık. Dostluk, sevgi ve barışı emreder bütün dinler. Dünyada geri kalmış, geri bırakılmış her ne kadar ülke varsa bir bakarsanız, hala, din savaşları modunda, bütün dünya insanlığına bir dinin baskısı hatta zoraki kabul ettirilmesi çabalarında olduklarını görürsünüz. Geri kalmışlardır. Geri bırakılmışlardır. Maddi, manevi , bilimsel, kültürel, ekonomik, sosyal her alanda, gelişmiş ülkeler karşısında ezilmiş de ezilmiş, paspasa dönmüşlerdir... Yazık günah. İlime, irfana, bilime, teknolojiye, sanata, araştırma geliştirmeye yatırılması gereken bütün ülke kaynaklarının büyük bölümü, iç ve dış savaşlar nedeniyle hep silahlanma ve savaş giderlerine sarf edilmekte, bilimsel, teknolojik gelişim ise yerlerde sürünmektedir. "Yeter" "yetti bu insanlara verdiğiniz zararlar" demenin zamanı gelmiş geçmektedir.
Neredeyse zorla bir dine inanmaya mecbur etme amacını taşıyan, ya da , farklı ülkelerin, farklı ırkların, kökenlerin insanlarını " potansiyel düşman " potasına koyarak " vur abalıya " misali işi gücü bırakmış sürekli bu düşmanlık siyasetlerini, anlayışını güden insanlara , "yeter" diyorum... Yetti bu insanlığa çektirdkleriniz... YETER !
Bakınız Türkiye’nin durumuna : Bir yandan ABD, İngiltere, öte yandan Almanya, Fransa gibi AB ülkeleri bütün üslerimize silah yığdılar. Ülkemiz içerisindeki başta PKK terör örgütü dahil bütün ayrılıkçı ve ülkeyi parçalamayı amaçlayan terör örgütlerini de alenen desteklemektedirler.Bu ülke’de müslümanlık borazanları öttürenlerin bakanları " İsrail, Türkiyenin dostu’dur " açıklamaları yapmaktadırlar... Yahudi İsrail Türkiyenin dostudur da, müslüman Irak, İran, Suriye mi Türkiye’nin düşmanıdır? Ya da madem bu hristiyan yahudi ülkeler müslüman düşmanıdırlar, bu ülkelerin Türkiyenin topraklarında ne işleri vardır ? soruyorum buradan. Siyaset haydi diyelim ki böyle çirkef, yalan dolan bir meslek olmuş ya bizler? Ya bizim gibi sıradan ülke insanları bu soysuz siyasetin yalan makinalarının algı yönetimleriyle ellerinde birer savaş makinesine, savaş oyuncağına dönmek zorunda mıyız ? Herkes akıllı olsun yeter artık bu kadar akılsız cehaletin dibine batmışlıklar. Uyanın artık...
bütün ötekileriniz benim ! ben’ im bütün ötekileriniz ...
yaşayan ... mutlu ve kardeşçe yaşayan çocuklarımız için olmalı her şeyimiz bizim ...
acılarım var benim
sevinçlerimden çok daha fazla
acılarım var insanım çünkü
ötekilerinizden yalnızca biri’si değil
hepsi de ben’ im
bütün ötekileriniz benim !
hepsi benimdir
hepsi bizimdir bütün ötekilerin
sınır tanımam ben insanlıktan yana
ne evrende
ne de dünyada
yok ki sınırlarımız
yüreklerimizdeki zincirler ki
vuranlar insanlardı
biz , hepsini de kırmışız
tüm insanlara kardeşiz biz
ugandali
zambia’lı
ukraynalı
ingiliz
alman
azeri
kürt
türk
ermeni
yahudi
protestan
katolik
ya da müslüman
hepimizi birleştiren yüreklerimiz var bizim
önümüze sınırları koyan
sonra ötekilerimiz’ le çatıştıran
düşmanlıklar üretenler de biz değiliz
bizden de değildir zaten onlar
biz tüm dünya insanları
birbirimizin doğal kardeşleriyiz
sevinçte ve tasada ortağıyız
yaşamsal kaygılarımızın
toprak ise derdimiz
bir bedeni alacak kadardır toprağımız
dünya malından yalnızca
üç arşın kefen değil mi
hepsi hepsi bize kalacak ?
oysa ki
her insan bir dünyadır
her yürek
bir cennettir bizim için
ülke coğrafyalarını bölmeden parçalamadan
tam tersine birleştirmek
tüm insanlığın kardeşliği bilinciyle
ve tüm insanları severek
birleştirmek yüreklerini ve ellerini
kaygımız budur bizim
bütün ötekileriniz benim !
biziz bütün ötekilerimiz
insanlığın hepsi bizim
hepsi biziz insanlığın
ve çocuklarımız kardeştir birbiri için
emperyalizmin köle düzenlerine
sömürgeleştirme ihanetlerine kanmadan
tut ellerimi şimdi
bütün ötekiler biziz çünkü
kardeşiz hepimiz
ve " birimiz hepimiz için " olmalı bizim yaşam hikayemiz ...
Mert YİĞİTCAN
28 . 04 . 2014
istanbul / tüm dünya bizimdir aslında tüm evren ...
YORUMLAR
Bir gün önce kurduğumuz güzel hayallere, bir gün sonra yaşayacağımız dünyayı ,insanı katabiliyorsak insanız...
İhtimam, bütün sebepleri kendi içinde ayakta tutmaya çalışırken ,ardı sıra ayakta duran bütün hazır düşünceleri bile yerle bir ettik. Üşenmedik bozucu ne varsa hepsine göz kırparak düşünce diye yanımıza alıp yola devam ettik. Ne gelenlere bir bardak su verdik ,ne gidenleri uğurladık. Avucumuzda biriktirilen rahneleri birer birer yakıp kül ettik, yine durmadık .Geçmişi ,darboğazlarda kalınca bi’çare diye hatırlayıp üzerimize giymeye kalktığımızda ,bunu da beceremedik..
Düşünemedik ,günler kısalır zaman an’ olunca ,yavaş yavaş onarılamayan koca şehirler yarattık, içini bilinmeyenlerle doldurup azap çeken insanlarla doldurduk. Oysa kolaycılık ,koca bir anlam yüklü insanı basitleştirerek onu kurturmayı düşündük.
Günbegün gittikçe tükenmenin aslına varamadan, tükenmenin sadece yaşlanmakla eş değer olduğunu ,senelerin bize bir hak, yaşın ise bir akıl büyümesi olduğu büyüsüne sımsıkı sarıldık.
Önce insan oluruz. Dünya insanla doluyken, sonra insan ararız var oldukça. Kahır mektupları aldıkça azap çekeriz yaşadıkça. Çekilen bütün acılar, ruhumuzun ömrünü uzatırken, bedenimizde hapsolan ruhumuz yavaş yavaş ona kavuşur oldu.
(...) En büyük korkularımız kendimizi sorgulamaya başlayınca mı ortaya çıkar ? Aslında bizim olmayan lakin bir emanet gibi bizde hep var olan akıl, bütün bu yaşadıklarımızı bir görüntüden ibaret kılsa, insanoğlu yine böyle amansızca dünya için kendini ne kadar parçalar ? (...)
En büyük sorgu, en küçük bizden başlasa , dünya yine böyle zalim kalır mı ?
zalim !
ey zalim !
en zalim !
diye bir sıfatın önüne arkasına insanı koymak insana yakışmaz...
sevgiler...
Mert dostum.
Keyifli ve anlamlı bir yazı kaleme almışsınız kutlarım.
Uzun zaman önce okuduğum ve hatırımda kaldığı kadarıyla dünya üzerinde insanlığın yaşam ve yerleşim alanı yeryüzünün sadece % 18 lik kara alnının kapsıyormuş, yani dünyanın % 82 lik daha yaşanabilir alanı varken maalesef asırlardır insanlık anlamsız bir savaş halindedir. Bunun en temel nedeni de, sizinde yazınızda değindiğiniz gibi, başta silah satmak amacı ile emperyalist güçlerin ve birilerinin çıkarları gereği yani menfaatleri adına insanlık birbiriyle ırk, din, mezhep, vs gibi insani kültürel değerler üzerinden tahrik edilip provokasyonlarla çatıştırılmış ve savaştırılmıştır.
İşin ilginç ve çarpıcı olan tarafı, insanları etnik kökeni, dini ve kültürel özeliklerini kışkırtarak hatta siyasal düşüncelerini ideolojik çatıştırma zeminine taşıyanlara bir bakıyorsunuz. Ayrılıkçı söylemlerinin aksine kendileri çok kültürlü toplumlar da ekonomik ve sosyal anlam da çok iyi yaşam koşullarına sahip olarak yaşıyor olmalarıdır. Daha çarpıcı ve düşündürücü olanı da bu kişilerin özelikle de bizim gibi az gelişmiş, yalana alıştırılmış, gaza gelmeye müsait toplumlara dönük provokasyonlarının her seferinde tutması ve muvaffak olmalarıdır.
Ne diyelim ya insanlık ailesi olarak akıllanıp hep birlikte insanca yaşayacağımız bir dünya oluşturacağız. Ya da birilerinin oluşturduğu dünyada onların yaşam standardını korumak adına öleceğiz.
Kalemine emeğine sağlık
Saygı sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL tarafından 12/25/2015 6:54:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mert YİĞİTCAN
Saygılar.