- 607 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
UYUSUN DA BÜYÜSÜN MÜSLÜMANLAR!
Elden ele dolaşan, gönülden gönüle giren binlerce mesaj dolaşıyor günümüzde.
Morfin gibi uyuşturuyor beyinleri. Adeta büyülüyor okuyanları. Mesajların içeriği hep aynı.
Bu gece, İki yüz tane tesbih çekersen cenneti garanti edersin, üç yüz kere Allah dersen şehit mertebesine ulaşırsın, yedi bin kere Fatiha suresini okursan kırk sene başına bela gelmez, yüz sefer salavat çek Peygamberimize komşu ol, vs vs vs...
Tüm gün ve gecelerini bu mesajların dedikleriyle geçirmeye başlayanlar o kadar çok ki. İçleri rahat. Gönülleri huzur içinde cenneti garantilemiş bu insanlar, hiç düşünmüyorlar, bu mesajları kim hazırlıyor.
Ne amaçla bulaşıcı bir hastalık gibi yayıyorlar tüm islam camiasında. Bu uyutma şekli bir İslam düşmanlığı olabilir mi? Uyu istiyorlar, sadece uyu!
Çevrene hiç bakma. Müslüman kimliğinle üzerine düşen, bu mesajlar dışında başka görevleri olabilir mi?
Araştırma...
Aklını kullanma hiç. Kısa mesajlarla sana yaptırılmak istenen de aynen bu...
Sözüm ona, güya ibadetmiş gibi uydurulmuş bir kaç satırdan oluşturulmuş bu mesajlar, hangi hadisten yararlanarak derlenip toparlanmış ve sana ve senin gibi uyumayı tercih eden ve kolay yoldan cennete girme peşinde olan kaç kişiye gönderilmiş...
Ve asıl gayeleri ne olabilir hiç ama hiç düşünme.
Ayet mi?
Hadis mi?
Çok uyanık olmamız lazım. Davranışlarımız, alışkanlıklarımız, bizleri sevaba mı günaha mı sürüklüyor?
İçinde bidat barındırıyor mu?
Hangi amellerle meşgul olmalıyız. Bizlere ve diğer Müslüman kardeşlerimize düşen görevler nelerdir.
Fakir fukarayı gözetmek, ilim irfan peşinde koşmak, hayır hasenat yapmanın yollarını araştırmak. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Saatlerimizi bu yalancı vaatlerle geçirmekle ne kadar vebal altına giriyoruz düşünelim en azından.
Bize söyleniyor ve biz hemen kabul edip uygulamaya geçiyoruz. Nedir bu? Emre itaaat mi?
Kimin emrine? Allah’ın emri değilse hangi kula itaaat ediyoruz farkına varmadan.
Ben de uydurup yazıp göndersem bir kaç guruba bunlar gibi mesajlardan. Bir hafta içerisinde çığ gibi büyür inanın. Binlerce kişi hiç düşünmeden itaaat edip; hemen kendi çevreleriyle, aile ve arkadaş guruplarıyla paylaşacaktır.
Ve cenneti kazanmışlığın rahatlığı ile güzel bir uyku çekecektir.
Ne oldu?
Ben yazdım O ibadet etti. İbadet oldu mu?
Bir insanın kalkıp ta yeni ibadetler icat etmesi elbette olacak şey değildir.
Bunu tek yapacak olan; Allah Teala’dır.
"Yoksa, Allah’ın dinde izin vermediği bir şeyi onlara meşru kılacak ortakları mı vardır?" ( Şura: 42/21)
Yorum sizin...
Araştırıp görmek lazım. Bilmek öğrenmek lazım.
Çok kısa notlar aldım, ve yazıma ekledim...
Sadece kandil mesajları değil elbette benim demek istediğim. Cuma mesajları vs her fırsatta gönderilen ibadet adı altında beyinleri uyuşturan her yüzlerce binlerce bidatdan söz ediyorum...
-------------
“ Bidat şeytanın nezdinde her günahtan daha sevimlidir. Çünkü günahtan dolayı tövbe edilmesi akla gelir de bidatten (ibadet telaki edildiği için) tövbe edilmesi akla gelmez.”
(Bağavi-Şerhu’s sunne)
Dinde sonradan ortaya çıkan ve hakkında herhangi bir delil bulunmayan bu gibi durumlar hakkında ALLAH Rasulu (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“İşlerin en kötüsü sonradan ihdas edilenler / ortaya çıkarılanlardır.”
(Muslim, Cuma, 43)
Aynı zamanda:
Bidat; Hz. Peygamber ve Ashâb-ı Kirâm dönemlerinde görülmeyip onunla amel edilmeyen, hattâ bir benzeri olmayan ve İslâm’dan olmadığı halde sonradan ortaya çıkan , din ile alâkalı olup bir ilâve veya eksiltme mahiyetinde olarak ibâdet kabûl edilen , göze ve akla hoş gelen dua ,kuran okuma , namaz kılma , zikretme , düşünce görüş ve ameller , sünnete aykırı davranışların adet haline getirilmesidir.
Eğer bir şey bidat ise onda güzel bir şey varsa bile o bidattir.
Kandil gecelerine özel kutlamalar yoktur. Özel ibadetler yoktur. Peygamberimiz zamanında böyle kutlamalar olmamıştır .
Türkiye’de her sene “dinin kesin bir emri, fıkhi bir vecibeymiş” gibi kutlanılan özel gecelerin aslında hem İslam’ın iki ana kaynağı (Kur’an ve sünnet) tarafından “kutsal” ilan edilmedikleri bir hakikattir.
Kandil geceleri diye bilinen geceler ; Mevlid , Regaib, Mirac, Beraat ve Kadir Gecesidir.
Bu gecelere Kandil denmesinin sebebi Osmanlı padişahı 2. Selim (1566-1574) zamanında başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için "Kandil" olarak anılmaya başlamıştır.
(Nebi Bozkurt, “Kandil”; Halit Ünal , Berat Gecesi maddesi. Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), İstanbul, 2001, c. 24, s. 300)
Mevlid, halk arasında büyük bir ibadet olarak kabul edilmekte, ölülerin ruhu için mevlidler okutularak, onların günahlarının bağışlanacağı zannedilmektedir. Halkın cehaletinden ve yanlış itikadlarından istifade eden mevlid okuyucu hanendeler, bir piyasa oluşturarak, bunu ticarî bir çıkar aracı yapmışlardır.
Bu tip bir kabul ve davranışın İslamî olmadığı hususu ile ilgili herhangi bir ihtilaf sözkonusu değildir. Böyle bir olaya sebeb olan herkes dinen sorumludur. Merasimlerde mevlid okunmasının vazgeçilmez bir âdet haline getirilişinin sakıncalarından biri de, netice olarak insan kelâmı bir şiir olan bu metinlerin, okunması ve dinlenilmesi ibadet olan Kur’an ile eşdeğerde görülmeğe ve değerlendirilmeğe başlanılması tehlikesidir.
ÖZETLE DİYORUM Kİ:
Konu çok ama çok uzun. Benden şimdilik bu kadar. Araştıralım ve her gelene eyvallah demeyelim...
YORUMLAR
Makaleye eklenecek hiçbirşey bulamadım.
Bu kutlu gecede, makaleyi yazanı ve içeriğini kutlamaktan başka birşey yazılmaz, ama elim kaşındı, yazmam gerekti.
Devlet yasalarının ''vızvızını'' öttüremeyen sivrisineği kelepçeyle götürüp içeriye tıkayan devlet,
bu adi ve safsata hurafeleri halka yayan, imanını AVM'den taksitle satın'almış mahlugatlara anında müdahele etmekten aciz mi?
Halkın bu yoldan -kısmen de olsa- uyutulması- devletin işine mi geliyor yoksa, diye sorasım da gelmedi değil hani...
Selam ve saygılar
Kandiliniz kutlu olsun.
Üzerinde tartışılması gereken nefis bir yazı kaleme almışsınız gönülden kutlarım.
Muhtemelen bu makalede geçen bazı söylemlerinize itirazlar gelecektir buda doğaldır. Çünkü on yıllarca sistemli ve planlı bir şekilde İslam'ın aydınlıkçı öğretileri örneğin; faizden sakınmak, kumar ve içkiden uzak durmak zina yapmamak vesaire gibi bireyin ve toplumun bedensel ve ruhsal sağlığını doğrudan olumlu yönde etkileyecek dini öğretilerin. (Siyonist ve kapitalist)sistem gereği yobazlık olarak gösterilmesinin İslam dışı uygulamaların gelişmesin de önemli etkisi olmuştur.
Bireyi ve toplumu olumsuz yönde etkileyecek ve ileride ahlaki açıdan olumsuz yaşam biçimlerini geliştirecek ve bunun paralelinde sosyolojik sorunların doğmasına neden olacak modernlik adı altında yobazlıklarını morfin gibi topluma encekte edilip gelişmişlik olarak gösterilmesi, insanları İslam'ın öğretilerinde ve içeriğinde olmayan kültürel geleneklerin ibadet şeklinde bir tür ritüellere dönüşmesine ve dinin bir emri gibi algılanmasına yol açmıştır.
Birde buna namaz kılan oruç tutan kişinin (isterse iki üniversite bitirmiş olsun fark etmez) gericilikle suçlanması ya da,
İslam öğretilerine dönük tesettüre uygun giyinmenin (istese dünyanın en modern şirketlerinde çalışmış olsun hatta birkaç ta yabancı dili biliyor olsun fark etmez) ilticanın simgesi hatta cumhuriyetin düşmanı olarak lanse edilmesi İslam'ın gerçekliğinde olmayan. ( türbelere çaput bağlamak büyücülerden medet ummak vs vs gibi) bu tür uygulamaların dinin bir gereği gibi algılanmasına neden olmuştur
Öyle ki, (dünyanın yuvarlak olduğunu bile bilmene gerek yok) ne kadar müstehcenliği ön çıkartırsan o kadar çağdaş olursun ve (kitap falan da okumana gerek yok) ne kadar marjinal bir yaşam yaşıyorsan o kadar entelektüel sayılırsın türünde sakat bir anlayışın bu gün dinde olmayan bir takım uygulamaları geliştirdiği inancındayım. Sonuçta İslam da olmayan bazı geleneklerin İslam'ın gereği gibi görülmesi Müslümanların değil Müslümanlığı tartışılır kesimlerin dayatmacı ve yasakçı uygulamalarının neticesidir. Çünkü kuran-ı kerimi kendisine rehber edinmiş kişi neyin ne olduğunu net bir şekilde bilir. Aslında sosyolojik ve psikolojik derinliği hatta tarihsel süreci olan önemli bir konudur ‘’Müslümanların uyuması.’’ Dolayısıyla siyasal derinliği de olan böyle bir konunun maalesef bu yorum köşesinden çok kapsamlı ele almak ve geniş boyutlu değerlendirmek çok mümkün olmuyor.
Son cümle, o kadar ahlaksızlıkların döndüğü dünyamızda bırakalım insanlar önemsedikleri gecelerde namaz kılıp, kuran okuyup, dua edip, kendince ibadetle geçirsinler bunun kimseye zararı olmaz.
Saygılarımla.
asude_vuslat
Serhat BİNGÖL
Saygılarımla.