Büyük Ustaya Selam Olsun
Site de bu konuyla ilgili yazmak yasak mı değil mi bilgi sahibi değilim lakin, dün sabah büyük usta Can Dündar’ın tutuklandığını öğrendiğim zaman kalemimi durduramadım. Cumhuriyet rejiminin bulunduğu (!) bir ülke düşünün ki; iktidarı eleştiren herkesin tutuklandığı
iktidara karşı yükselen her sesin kısıldığı/kesildiği ve bunun adına istikrar/otorite dendiği... Ne kadar trajik değil mi? Bence de öyle. Türkiye de geçmişten beri süre gelen bir durumdur bu. Ne yargı tamamen bağımsız olabilmiştir geçmişten bugüne, ne de basın yayın organları...
İnsanlara boş gelebiliyor maalesef ama şöyle bir Türkiye de seyredebildiğiniz haber kanallarına okuyabildiğiniz gazetelere mantıklı dikkatli ve objektif bir şekilde bakmayı deneyin hepsinin hizmet ettikleri belli başlı siyasi oluşumlar olduğunu göreceksiniz.
Bunların içinde elbette kalemini satmayan dürüst ve mert yazarlarda var büyük usta Can Dündar gibi... Lakin basın öyle bir pisliğe batmış ki artık bu pislik maalesef efsaneleri de yakmaya başlıyor!
Yargıya gelecek olursak... Yargı için söylenecek pek te fazla bir şey yok. Bir ülke de adaleti dağıtanlar adaleti adil bir biçimde dağıtmazlar ise o ülkenin vay haline...
Kalemini cesurca satmayan yazarlara selam olsun.
YORUMLAR
Makale yazarına sonsuz saygı, hürmet ve selamlarım olsun!
Susturanlar, susacaktır; mezar taşlarının sahibine sustuğu gibi...
Haklıyı ve adâleti susturanlar, canlarına susayacaktır herdem;
Toprağın canlıya hasretini düşünsünler, ben düşünemem!
Hak hâkim, vâde cellat; kaçabileceksen, kaç!
Zâlime hiç doymaz, aç; ecel denen darağaç!
(KederliCe)
İnsanları kıskacına alan bir çıngıraklı yılan var rejim denen o kirli oyun o kadar uzun boyutlara vardıki
artık etrafımda çarşaflı gezinen kadınların arasında hani kendimi hangi yüz yılda olduğumu şaşıracak duruma geldim .yani halifelik sistemi de benmi uyanmıyorum .acaba ben etek yada dar blujn kıyafetler seçiyorum diye 'yuhalanıp taşlanırımıyım endişesi yaşamaya başlayacağız bu gidişle
Atatürk' ün Ve Silah arkadaşlarının Kurduğu Cumhuriyetini ' kara zihniyetli 'halifelik dönemini getirmeye azmetmiş bir sözüm ona aydınlık adaletin yanan ışığı ne yaz ki 'kararan zihinlere hiç bir ışık tutmamakta. şimdi ikili oyunlarına alet olamayan yükselen sesleri susturmaya kendi rejimini kurmaya and'içimiş bir devlet politikası var önümüzde özgür düşüncem ve iradem ile .fikrimi söylüyorum diye .benim oyumla gelen bir devlet idaresine hala kendimi potansiyel 'suçlu hissetmek istemiyorum devetcilik yıldırmak değil 'halkını ve onun gelceğini yüceltmek ve yükseltmek için vardır ..daha ne söyleyelim ki ' .gecenin bu vaktinde ..uyumak ve daha adaletli daha demokratik bir sabaha uyanmak dileğimiz diyorum
saygılarım ile.hayırlı sabahlar
Alpii94
Biz bunu sağlayamadığımız müddetçe hep beraber yok olmaya mahkum oluruz.
Hürmetler...
Korku, efendisine dönene kadar esarettir. Özgürlük, efendiye korku salmaktır ...
Korkunun kokusu var mı bilmiyorum. Lakin varsa koku alanlar bunu tabii bir gerçekle alabiliyor...Bu durumda kokuyu alan efendi kim ise yarın bu ustalara muhtaç olacak onuda ben biliyorum..
Bir ülkede ne kadar gazeteci tutuklanırsa ve sesleri ne kadar çok kısılırsa emin olun milli geliriniz o kadar düşecek...
saygılar...
siyaset ve yargı konusuna fazla girmeye de gerek yok aslında. çünkü toplumun birbirine bakışını yansıtıyor siyasiler de, yargımız da.
İşin açığı, belirttiğiniz üzre geçmişten gelen bir devlet odaklı güç savaşı var ülkemizde, iktidarda kim varsa diğerlerinin haklarını, hukuklarını dinlemiyor.
diyorsunuz ki bu konuda yazı yazmak yasak mı, bilmiyorum.
aslında biliyorsunuz ve bu konularda milletin suskunluğu sizi hayrete düşürüyor değil mi?
ben muhafazakar bir çevreye ve düşümnceye sahibim ancak, iktidarda benden olanlar, bana yakın olanlar varken "insan", "hak-hukuk", "düşünce ve düşünceyi yayma özgürlüğü" gibi konulardaki ceberrut devlet anlayışını nasıl destekleyebilirim, her şeyden önce dinim, inancım buna müsaade etmez.
takip ettiğiniz üzere devletimiz, işine gelmeyen ne kadar konu varsa, yayın yasağı koyuyor. ancak yasak-yasak-yasak nereye kadar.
yüzyıla yakın olan cumhuriyet geçmişimizde hala bir olmayı başaramamış, hala aynı gemide olduğumuzun ve birbirimize muhtaç olduğumuzun farkına varamamış bir toplumda "birey" olmaya çalışıyoruz.
her haksızlık, hukuksuzluk toplumsal sınıfların birbirine karşı kinini nefretini körüklüyor.
zor dönemlerdeyiz... itidale, sabra, birbirimize saygıya ve birbirimize karşı ahlaklı olmaya ihtiyacımızın günden güne arttığı bir dönemdeyiz..
benden olmayanın tu kaka olduğu bir dönemden geçiyoruz.
sonumuz hayrolsun...
lakin eğer doğruyu savunuyorsak, hukuğu savunuyorsak, bireyi, insanı savunuyorsak neden yasaklara uyalım ki, biz varsak devlet var, bizsiz devlet olamaz ki, ancak "devlet" dediğimiz vakit de akan sular duruyor,
çünkü ve sanki devlet içinde başka devlet, meclis içinde başka bir meclis, yargı içinde başka bir yargımız var gibi...
bu kördüğümü el birlik çözmemiz gerekiyor ama ben çözemiyorum..
saygılarımla...
Alpii94
"benden olmayanın tu kaka olduğu bir dönemden geçiyoruz."
Bu sadece iktidar alanında olan bir durum değil. Maalesef türkiyede ki muhalefet kanadıda bu durumda. Cumhuriyet demokrasi demektir lakin Her kafadan ayrı bir ses çıkacak diye bir kaidesi yoktur. Her kafadan ayrı bir ses çıksa dahi ortak bir noktada anlaşılır ve bu noktadan devlet yönetimi sağlanır. Lakin maalesef bizim ülkemizin gerek dinamikleri gereği gereksede zihniyet sorunundan dolayı bu tip bir kaos ortamı her zaman oluyor.
Ben devlet yönetimini düzeltmenin yolunun toplumun zihniyetinden geçtiğine inanıyorum yani biz toplumumuzu insana fikire ve düşünceye saygı duyabilen bir toplum haline getirebilirsek diğer sorunlarında kendiliğinden çözülebileceğine inanıyorum.
Saygılarımla...