- 480 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AYDIN KİMDİR?
Bugün ’aydın’ denince hala ilk elde akla, öğretmen, mühendis, avukat...gibi eğitim görmüş insanlar geliyor. Aydın’ın böyle nitelenmesi çok yanlıştır. Peki kimdir aydın,nedir aydın olmak? Bunun için tarihi evreleri içinde ’aydın’a bakmamız gerekiyor:
18. yüzyılda, Fransa’da ve İngiltere’de kendilerine Filozof adını veren; geleneklere, kilise kurumuna, metafiziğe ve kurumlaşmış dine karşı çıkan düşünürler ortaya çıktı. Geçmişin yaşadıkları çağı boğmasına göz yummuyorlar ve deneysel bilimlerden; bunların teknik alanda uygulamalarından kaynaklanan yeni bilgileri savunuyorlardı. Düşünce tarihi bu insanları filozof olarak tanımlamaktadır. Bu insanların eylemleri çağları içinde aydın tanımına uymaktadır.
1934-35 yıllarında, liberal demokrasilerde, kendilerine entelektüel adını veren insankar çıktı. Bu entelektüeller politikaya girdiler. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Bernart Russell, ve Jan Paul Sartre gibi filozoflar, Albert Einstein gibi fizikçiler bu aydınlara katıldılar. Ve işi mahkeme kurmaya kadar vardırdılar.
Bugün iktidar sahipleri birçok bilim adamını, gazeteciyi, yazarı, yani kafa emekçisini baskılarına hedef seçiyor, sürüyor, mahkum ediyor. Bunu sadece onlar kafa emekçileri diye mi yapıyor? Kuşkusuz ki hayır. Peki neden? Çünkü onlar, meslekleri yanı sıra bir başka nitelik daha taşıyorlar ve kuşkusuz ki, baskılar da, işte bu niteliği, aydın olma niteliğini taşıyanlar için söz konusudur.
Örneğin Frederic Joliot Curie, radyoaktiflikten atom reaktörüne uzanan bilimsel buluşlarıyla büyük bir bilim adamıdır elbette, ancak onu aydın yapan şey, onun İkinci Dünya Savaşı’nda, Fransız Ulusal Direniş Cephesi’nin başkanı, Dünya Bilim İşçileri Federasyonu’nun ve Dünya Barış Konseyi’nin kurucusu ve başkanı olmasıdır.
1921 Nobel Ödülü sahibi ve İzafiyet Teorisi’nin kurucusu büyük Eistein’in Hitler’den kaçarak sığındığı ABD’de rahat yüzü görmemesinin, izlenmesinin nedeni bilimsel buluşları değil, onun aydınca eylemleridir. FBI’nın çıkardığı listeye göre Einatein 35 solcu örgüte üyeymiş. En büyük ’suçlarından’ biri de 1930’lu yılların başında Berlin’de Fikir İşçileri Kulübü’nü kurmuş olmasıydı.
1964’te ölen ABD’li ekonomist Paul Baran’a göre aydın, tarihin oluşumuna katkıda bulunan kişidir. Aydın gerçeği söyleyen kişidir; aydın cesur, girişim ve akılcı araştırmalarında sonuna kadar gitmeyi göze alan kişidir. Aydın böylece, toplumun bilinç ve vicdanı, ileri güçlerin sözcüsü durumuna gelir. Aydın Paul Baran’a göre, insanlığın ilerlemesi adına, kendi kişisel çıkarlarını bir yana bırakan, kendi rahatını ve varlığını tehlikeye atabilen bir kahramandır; aydın bilinmezcilik, gericilik ve tutuculukla, insanlık dışı davranışlarla mücadele eden kişidir.
Bu tanımlamaya göre, aydın çağını anlamaya, yorumlamaya; çağının sorunlarını çözümlemeye çalışan, gerektiği zaman girişimde bulunan kişidir; aydın Sartre’ın deyimiyle ’ burnunu başkalarının işine sokan ’kişidir. Yani diplomalılar arasında kişiyi aydın yapan etken, onun derin ve engin bilgisi değil, sahip olduğu bilgiyi kullanım biçimi ve toplumsal olaylardan yan tutuşu ve eylemidir.
Sözün kısası; Aydın, hangi meslek ve hangi toplumsal kesimden olursa olsun çağımızın sorunlarıyla içli-dışlı ve insanlığın gelişmesine yönelik duygu, düşünce ve eylem sahibi olan kişidir.
YORUMLAR
Çok güzel kaleme alınmış bir o kadar da ciddi ve anlamlı bir makale.
Keyifle okudum. Teşekkür ederim.
Efendim; meslek erbabı ile aydını çoğu insan karıştırır.
Yani; biri okumuş diyelim, cerrah doktor olmuş. Mesleği kasaplıktan farklıdır mutlaka. Fakat, yüksek tahsil yapmıştır diye, onu aynı zaman da aydın kabul etmek tamamen yaşlıştır.
Toplum genelinin, sağlıkve sosyal yaşamı için katkıda bulunmuyorsa ben şahsen ona aydın diyemem.
Buna karşın, kasap da bir eğitimden geçmiştir. Çıraklık, kalfalık, ustalık...
Bu da onun bir eğitim(adı üstünde, bir işin veya mesleğin eğilimine yönelik, ona odaklanmış, ona meyilli) aldığını ve mesleğini icra ettiğini gösterir, cerrah doktorda olduğu gibi.
Bunu yanısıra, toplumsal insani hizmet amaçlı bir kurum veya kuruluşta fahri olarak, karşılık beklemeden
mesleği dahilinde veya dışında hizmet veriyorsa(örn. insan hakları cemiyeti, çocuk esirgeme kurumu, yoksulları destekleme cemiyetleri, veya mesleğinin ürün bağışı yardımında bulunuyorsa vb. gibi)
ben o kişiye aydın derim.
Meslekler farklı, tutumlar ve hizmet farklı....
Biri cerrah, sadece kazanç amaçlı çalışır, buna aydın diyemem.
Biri kasap, hem kazanç amaçlı çalışır hem de fedakarlıkla toplum hizmeti verir, buna da aydın derim.
Tabii tersi durum için de geçelidir bu.
Bilimsel aydını, yeterince güzel tanımlamışsınız. Örn. Einstein. İcra ettiği meslek diğer mesleklerden hem farklıdır hem de fedakarlık içerir. Kendi şahsının değil, insanlığın yarını, ilerisini düşünür.
Karanlıkta kalmış, sadecece bir zerre ışık var, diye kendisini geceli gündüzlü bu ufak ışıklığı suyüzüne çıkarmaktı amacı. Yoksa bir memur veya öğretmen olarak da geçimini sağlayabilirdi, büyük olasılıkla.
Gerçi; ikisi de aydındır, diye örn. kasap Hasan'la Einstein'ı eşdeğerde görmek biraz abes görünse de,
her ikisi de olanakları dahilinde toplumcul düşünen insandır. Herkesi ölçeğii kendine hastır.
Basit deyimle; ''günümüz'' yaşamında; çiftçi, sağlık hizmeti veren doktorsuz yapamaz; doktor da, et, süt, yumurta, sebze, meyve.. üreten çiftçisiz..
Esenlikler dilerim.
Selam ve saygılar