- 631 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kehanet
Kehanet
“Olacakları önceden bilme” isteği, insanlara hep cazip gelmiştir! Böylece gelecekteki olası olumsuzlukların önlenmesi veya geleceğin istenilen şekilde planlanması hedeflenmiş! Bu nedenle hükümdarlar- krallar, kahinlere (geleceğe dair biliciler) baş vurmuşlar! İster gelecekteki olumsuzlukları önlemek maksadı olsun ister ise geleceği planlamak maksadı olsun geleceğe dair merak ve endişeler, “Kahinlik” ve kahinlere olan ihtiyacı canlı tutmuş!
Kehaneti anlamak için boyutları anlamak gerekir! Her şey, hiçlikte (boyutsuz) potansiyel olarak mevcut! Bir şey, düşünüldüğünde tercih boyutuna yani 1. Boyuta çekilmiş olur! Bu düşünce, tasarı şeklinde planlandığında, 2. Boyutta “Levha” da “Data” olarak yerini alır! 3. Boyutta ise algılanır! Dünya, 3. Boyut! Soyut tasarı alanı, levha veya ruhsal alan da denilebilir, 2. Boyut! Tercih ise 1. Boyut!
1. Boyutta tercih edilen, 2. Boyutta tasarlanır; 3. Boyutta algılanır! Bu zaman ve mekan izafiyeti olmayan 1. Ve 2. Boyutlarda eş zamanlıdır! 3. Boyutta da eşzamanlıdır ama zaman ve mekan izafiyeti yüzünden ya zamana izafi ya da mekana izafi algılandığından sanki 3. Boyutta daha sonradan oluyor veya mekana bağlı gibi düşünülür!
Gök gürültüsü ve şimşek çakması, olay mekanında eşzamanlıdır! Uzaktaki gözlemci için zaman ve mekan izafiyeti, birinin önce (şimşek) diğerinin daha sonra (gök gürültüsü) olduğu hissini verir! Işık hızı ile ses hızı aynı olmadığından uzaktaki gözlemci izafi algılar! Olay, eşzamanlı olsa da algılama, algı araçlarına izafi olur!
Kahinler nasıl bilir?
Yukarıda bahsettiğim şimşek ve gök gürültüsü algısına benzer! Bir tercih yapıldığında bu tercih hiçlikten 1. Boyuta çıkar! 2. Boyutta tasarı haline gelir ve 3. Boyutta algılanır! Bir bina düşünün, bu binanın önce tercihi, sonra projesi yapılır! Unutmayalım, “Önce ve sonra” 3. Boyutun argümanı! Binayı daha inşaat halinde iken, bittiğinde nasıl olacağını tahmin etmek nasıl olur? Projesine ve maketine bakmakla olabilir! Maket üzerinden konut satışlarını bilirsiniz! Ortada olmayan bir konut, maket üzerinden satılır! Daha 3. Boyuta çıkmadan 2. Boyuttaki projesi üzerinden satılır! Kahinlik de buna benzer, tasarıları 2. Boyutta görebilen veya tahmin edebilenler geleceğe dair bir fikir oluşturur; nasıl ki maketteki muhtemelen gerçekleşir çünkü satıldı bile aynen öyle de tasarıdaki de muhtemelen gerçekleşir çünkü tasarlandı!
Güneşte olan bir olay, Dünya’da 8 dakika sonra görünür! Güneşten Dünya’ya ışık 8 dakikada gelir! Işıktan daha hızlı bir algı aracı, mesela “Düşünce”, “Telepati” ile Güneşteki olayı Dünyadakilere bir kahin bildirmiş olsa 8 dakikalık bir öngörü yapmış olur! Bu sadece ışık izafiyetinin aşılmasıyla elde edilen bir kahinlik! Patlamalara sebep olan etkileri de bir şekilde gözleyebilir ise bir kişi daha kapsamlı bilgileri önceden bildirmiş gibi olur! Tahmin, ihbar da aynen çıkar!
Bir hayali misal daha; bir görme engelli ile bir işitme engelli, parkta oturuyor ve hava şimşekli, gök gürültülü! İşitme engelli olup gözü gören, şimşeği gördüğünde yanındaki görme engelliye; “Az sonra gök gürültüsü olacak!” dediğinde, ihbarı birkaç saniye sonra doğru çıkar! Aslında işitme engelli, “Gök gürültüsünü” hiç duymaz ama şimşek çakınca ardından gök gürleyeceğini ilmen bilir! Bu durumda bir çeşit kehanet kullanır! Gürültüyü duyan ama görmeyenden önce tahmin edebilir! Görmeyen, daha sonra algılar! Işık, sesten hızlı! Burada zaman ve mekan izafiyeti var! Olay mekanında ise ışık ve gürültü, eşzamanlıdır!
Zaman ve mekan izafiyeti olmayan 2. Boyutta, levhada, her şey tasarı halinde zaten var! Bu 3. Boyuta, izafi olarak yansır! İzafiyeti kaldırınca, eşzamanlı veya zaman-mekan, söz konusu değil! Levhayı izafiyeti aşıp algılayan, diğerlerinden önce algılamış ve kehanette bulunmuş olur! Hava tahmin raporlarında da yapılan gözleme dayalı veriler, daha önceki gözlem sonuçlarıyla oluşan bir bilim ışığında değerlendirilir! Tahminler, genelde doğru çıkar!
Son tahlilde; bu konuda herkes kendince bir akıl yürütebilir! Aklı olana her gözlediği bir kehanet! Bir fıkra ile konuyu kapatıyorum! Hırsız, bir dükkanın kilidini demir testeresi ile kesiyorken bir çocuk onu görür ve sorar; “Amca ne yapıyorsun!” Hırsız; “Keman çalıyorum!” der! Çocuk “Kemanın sesi çıkmıyor ama!” Hırsız; “Ben şimdi çalıyorum; sesi, sabah dükkan sahibi geldiğinde çıkar! Alın size kehanet! Böyle pek çok şeyi bilmek için “Kahin” olmaya gerek yoktur!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.