- 1250 Okunma
- 12 Yorum
- 1 Beğeni
YA DİNDE, YA DİNİ ANLATANDA, YA DA BENDE BİR SORUN VAR.
Bu gün lafı hiç uzatmadan direkt olarak bir hadisle başlayayım sözlerime.
Bu hadis bir ağaçla ilgilidir. Ağacın adı da Gargat Ağacıdır.
Bu arada hemen belirtelim ki Kur’an-ı Kerimde 31 ayet vardır ağaçla ilgili ama aşağıda bahsedeceğim ağaçla ilgili tek bir ayet yoktur. O hadisi işaret eden herhangi bir ayet de yoktur. Yani hiç bir ayet için aşağıda yazacağım hadisi işaret ediyor demek mümkün değildir.
Peki nedir bu hadis? Nasıl bir şeydir?
Hemen yazıyorum:
Ebû Hüreyre radıyu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Müslümanlarla Yahudiler çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yahudi taşın, ağacın arkasına saklanacak, bunun üzerine o taş, o ağaç yahudiyi kovalayan kimseye, ‘Ey müslüman! Arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür!’ diyecek. Yalnız garat ağacı bir şey söylemeyecek; çünkü o Yahudilerin ağaçlarındandır.”
Bu hadis İslamın muteber kaynaklarında varmış. Varmış diyorum çünkü ben okumadım, görmedim
Kaynaklar 1-(Müslim, Fiten, Sayfa 80, 81, 82 ) 2-(Müslim, cild: 4 Shf: 2239) 3-(Ennihaye, cilt 1, shf. 87, 103, 104, 117 4-İbni Mace, cild: 2, shf: 1363; 5- Buhârî, Cihâd 94,6- Menâkıb 25
Bir hadis Buhari ve Müslimde geçiyorsa ona sahih yani doğru hadis gözüyle bakılır.Dolayısıyla da bu hadis doğru bir hadistir eğer bu kaynaklarda varsa.
Dediğim gibi ben okumadım. Okumasına okumadım ama yukarıdaki hadisi bilmeyen bir Müslüman olduğunu da sanmıyorum zira camilerde vaaz ve hutbelerden en aşina olduğumuz bir hadistir.
Şimdi diyeceksiniz ki ‘’ Hocam, sorun nedir? Kafayı yine neye taktın?’’
Anlatayım hemen.
Ben Allah’ın kudretine sonsuz inanırım. Dolayısıyla da bana göre Allah dilerse taşı da, ağacı da konuşturur. Dilerse bu gün 10-15 milyon nüfusuyla dünyanın anasını ağlatan Yahudiyi bir zaman gelir artık uyandığı uykudan uyanan Müslümana tamamen yok ettirir. Bu O’nun kudretinde olan bir şeydir ille velakin…
Şimdi başlayalım bana acayip gelen ve kafamı kurcalayan sorulara
1- Allah sırf bir millete mahsus ağaç ya da bitki yaratır mı? Yani mesela İngilizler için meşe, Fransızlar için çam, Türkler için çınar, Çinliler için pirinç, İsrail ve Yahudiler için de Gargat.?
2- Yüce yaratan kendi yarattığı bir ağacı lanetli ağaç ilan ilan eder mi? ( Pek çok hadis yorumcusuna göre gargat ağacı lanetlenmiş bir ağaçtır.) Allah (C.C) ağzı da dili de olmayan bir ağacı neden lanetlenesin? Hem kendi yaratsın, hem de ‘’ Madem ki Yahudileri arkanda sakladın o halde lanetlisin’’ desin. Sizce de acayip değil mi?
Bu iki temel sorudan sonra şimdi asıl dananın kuyruğunun koptuğu sorulara gelelim.Çünkü insanın beynini yakan söylemler var.
Bu gün koca koca ilim adamları, koca koca profesörler, araştırmacılar der ki’’ İsrail peygamberimizin bu hadisini bildiği için ülkesini gargat ağaçlarıyla donatıyor’’ ( Şu linkten okuyabilirisiniz.: ( www.haber7.com › YAZARLAR › Prof. Dr. Osman Özsoy) ama sadece bu link değil. O kadar çok aynı konuda yazı, makale yayınlanmış, o kadar çok resim paylaşılmış ki şaşarsınız.)
Hal böyleyse ?
Sorulara geçelim tekrar.
1- İsrail salak mı?
Müslümanlar biliyor ki Yahudiler o beklenen savaşta gargat ağacının arkasına saklanacaklar.Yahudi de Müslümanların bu bilgiyi bildiğini biliyor. O halde niçin kendi elleriyle ‘’ Koş gel, ben bu ağacın arkasındayım ‘’ dercesine harıl harıl gargat ağacı yetiştirsin? Yahudi’in ülkesini gargat ağacıyla donatması size de mantıksız gelmiyor mu? Öyle ya adamlar bir yerde Müslümanlara saklandıkları yerin tüm koordinatlarını vermiş olmuyorlar mı gargat ağacı dikerek, yetiştirerek ?
2- İsrail, Ya da Yahudiler, madem ki Hz. Peygambere ve O’nun hadisine inanıyorlar o halde salak gibi gargat ağacı yetiştirip kendilerini açık hedef haline getireceklerine niçin inandıkları bu peygamberin dinine dönmek gibi çok daha mantıklı bir şeyi yapmak yerine yapabilecekleri en mantıksız şeyi yapıyorlar? Yahudi olduklarını gizleyerek yüzlerce sene aramızda Müslüman gibi yaşayan hatta İstanbul’da bir Müslüman mezarlıkları bile olan ( Üsküdar- Bülbülderesi Mezarlığı) Sebatayistler kadar da mı çalışmıyor kafaları?
3- Peki Yahudiler ve Müslümanlar arasında bir savaş olacaksa dağın, taşın tüm varlığın ‘’ Benim arkamda bir Yahudi saklanıyor’’ demesine gerek var mı? Yahudi kendi kıçını korumak için gargat ağacının arkasına saklanmayacak mıydı? Başka ağaçların ya da taşın arkasına niçin saklanıyor da o ağaçlar, taşlar dile gelip ‘’ Benim arkamda bir Yahudi var’’ diyor?
4- Yahudi, gargat ağacı yetiştirip salakça ‘’ Ben buradayım ‘’diyeceğine niçin o amansız savaşta korunmak için yer altı sığınakları yapmıyor? Adamlar şu andaki teknolojileriyle bile yüzlerce sene rahat rahat yer altında yaşayabilecekeleri sığınaklar yapma kudretindeler? Yapsınlar sığınaklarını, Müslüman da yer üstünde onları arasın dursun.
5- Müslüman salak mı peki? Yahudi’nin Gargat ağacının arkasına saklanacağını bile bile niçin başka yerlerde arasın onu?
Yahu Gargat ağacı, gargat ağacı dedik durduk da bir şeyi atladık.
Ne menem bir şey bu gargat ağacı? Yukarıda resimleri olmakla beraber bu ağacın zeytin ağacı olduğu da söylenir.Hatta hadiste dikkat ederseniz ‘’Ağaçları’’ diyor. Yani birden fazla ağaç vardır ve bunlardan biri gargat, biri zeytin, bir diğeri de kaktüstür. ( Nitekim gargat ağacı olarak üçünün de resmi var ) Ancak gargat ağacı tam olarak şöyle tarif ediliyor bizim bu konuya kafa yorup araştıranlar tarafından :
Hadiste adı geçen garkad ağacı, Kâmus’ta “Sincan dikeni” veya “Yahudi ağacı”olarak belirtilir. Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ise Karaçalı, Karadiken, Kunar, Çalıtohumu, Çalıdikeni, Çeşmizen ve Hz. İsa (as) dikeni gibi çeşitli isimler altında tanınır. Boyu iki-üç metre olan bu ağacın Lâtince ismi “PALIURUS SPINA CHRISTI”di.
İlginç: Ağaç Yahudi ağacı ama Hz. İsa Dikeni olarak da biliniyor !!!
Şimdi zeytin deyince de bir polemik çıkar çıkar ortaya. O da nedir biliyor musunuz ?
Türkiye’de Soma’da altı bin zeytin ağacı kesildi ya santral kurmak için filan. Hah işte o olaya gelir dayanır bu gargat ağacı olayı. Gelir dayanır ve insanın beynini yakan polemikler başlar. Efendim o ağaçlar niçin kesiliyormuş biliyor musunuz?(!)
Bizim dinci hükümetimiz ( Özellikle, dindar değil dinci ) işte o Müslümanlarla Yahudiler arasında yapılacak savaşta Yahudiler arkasına saklanmasın diye zeytin, nam-ı diğer gargat ağaçlarını ortadan kaldırıyormuş (!) Böylece çok ileride de olsa yapılacak savaş öncesinde ortamı Yahudilerin hiç bir şekilde saklanamayacakları yerler haline getirmeye çalışıyormuş.
Hatta bildiri bile hazırlamışlar (!) Şöyle ki:
‘’Dün İsrail, zeytin ağaçlarının kesilmesini engellemek amacıyla Soma’daki termik santralin yapımını durdurmaya çalıştı ve Danıştay vesilesiyle bunu başardı. Fakat hükümetimiz Danıştay’ın bu kararına rağmen kesimi devam ettirerek İsrail’in bütün planlarını suya düşürdü. Türkiye’deki zeytin ağaçlarının tamamının üç yıl içinde kesilmesi planlanıyor, bu sayede İsrail’e büyük bir darbe vurulacak. Fakat sadece ağaçları kesmek yetmiyor. Milletimiz de üzerine düşeni yapıp, bu saatten sonra zeytin tüketmemeli, bu oyuna alet olmamalıdır. Oyuna gelme ey Evlad-ı Osmanlı!”
Bu tabii ki salağın da salağı bir bildiri. Bu bildiri ve arkasındaki iddiaya göre güya hükümet ya gerçekten Yahudilerin ileride arkasına saklanmalarını önlemek için bilerek ve inanarak kestirmiş o ağaçları. Ya da o zeytin ağaçlarının kesilmesine dini bir kılıf uydurmak için böyle bir yola baş vurmuş. Tabii ki hükümetin böyle bir salaklık yapacağına inanıp da bunu yerseniz.( Hükümetin ve ona oy verenlerin bu kadar salak olduğunu düşünecek kadar salaktır bu bildiriyi hazırlayanlar ama kendi salaklıklarının farkında olmadıklarından kendi kafalarında olmayanlara koyun der bu sığır evladı sığırlar )
Adama sormazlar mı ‘’Yahudiler özellikle gelip Soma’ın Yırca köyündeki ağaçların arkasına mı saklanacaklarmış?’’ Diye.
Tel-Avivden kalkıp Yunanistan ya da İspanya’ya gitmek akıllarına gelmiyormuymuş onca zenginliklerine rağmen? Öyle ya adamlarda denizde kum onlarda para. Türkiyeden çok daha fazla zeytin ağacı olan Yunanistan ve İspanyaya gitmeyi düşünemiyorlarmıymış ?
6- Milleti koyun sanan asıl koyunlar tarafından hazırlandığı besbelli olan bu bildiriden sonra kaç kişi zeytin yemeye tövbe etti acaba?
7- Bir de BDP ve HDP nin sembolünün gargat ağacı olduğu iddiası var ki ona hiç girmeyelim isterseniz.
8- İsrail gerçekten de yukarıda yazdığım hadis dolayısıyla tir tir titriyor mu? Yoksa o bizim hüsn-ü kuruntumuz mu?
Bana öyle pek te titriyormuş gibi gelmedikleri gibi tam tersine titretiyor olmalılar ki hâla İslam alemi olarak başımıza gelen her musibetten onları sorumlu tutuyoruz.
Yahu zorla değil…Bir ırkı tamamen imha etmeyi aklım almıyor.
Yahudilerin, -reddettikleri bir peygamberin hadisine inanarak- gargat ağacı yetişirmesini aklım almıyor.
Bu ülkede, zeytin ağaçlarımızın -Yahudiler arkasına saklanmasın diye- kesilidiğini söyleyenlerin ya da buna inanların var olduğuna inanacak kadar geri zekalı insanımızın var olmasını aklım almıyor.
‘’ Aaaaa Bak meğer hükümet zeytin ağaçlarını niçin kesiyormuş. Vay geri zekalılar vay’’ diye diye yorumlar yazan hakiki geri zekalıları aklım almıyor.
Parmakla gösterilecek kadar az olsa da böyle bir bildiriye inanan süzmeleri aklım almıyor.
Velhasılı kelam, lafı fazla uzatmayalım.
Ya bu dinde bir sorun var ( ki ben dinimden eminim onda bir sorun olmadığına dair.) Ya bu din bize anlatılırken çok yanlış anlatılıyor, veyahut da bende bir sorun var.( Ondan çok eminim. ) Kafam basmıyor bir türlü.
Sizce önünden bir Yahudi cenazesi geçerken oturduğu yerden kalkıp arkasından yürüyen ve bu hareketine ‘’Ya Resulallah (S.A.S) O bir Yahudiydi. Yahudinin cenazesine hürmet gösterilir mi’’ diyen sahabeye ‘’Yahudiydi ama bir insandı ‘’ diye cevap veren bir peygamberin böyle bir hadisi olur mu? ( Kur’anda bununla ilgili tek bir ayette en ufak bir ima olmadığı halde?)
Kafama takılan bir başka soru: Hz. Muhammed (S.A.S) ile o hayata gözlerini kapayıncaya kadar devamlı birlikte olan Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz.Ali, Hz.Osman bizlere neredeyse yok denecek kadar az hadis aktarmışken onunla sadece üç yıl birlikte olan Ebu Hüreyre’nin en fazla hadis rivayet eden sahabe olması acayip değil midir? ( Çocukluğundan beri Hz. Muhammed’in(S.A.S) yanında olan Hz. Ali 50, Üç yıl Peygamberimizin yanında olan Ebu Hüreyre 5374 Hadis )
Bir bilen varsa ve de açıklarsa sonsuz minnet duyacağım.
YORUMLAR
Paradigmalarını İslamiyet'in oluşturduğu (Batı tarafından)vaaz edilen toplumların, 'çağdışı' kültürlerin hakimiyetine altında kaldığına yazacağım örnek, yeterli gelecektir...
Tv'de 'muhafazakar, milliyetçi' bir prof. anlattı...
Pakistan'da bir cami görmüş... Abdest alanların önünde bir misvak asılıymış... Müslümanların hepsi, o misvağı kullanıyormuş... Yetmiyormuş, bir de camiye girişte sağlı sollu misvaklarla bir daha ortaklaşa fırçalıyorlarmış dişlerini...
Şimdi!...
Allah aşkına, bunun Müslümanlıkla ne ilgisi var?!...
Bunun düpedüz Hint kültürüyle ilgisi var!...
Ama işte, Batı vaazında bunu Müslümanlığa bağlıyor!...
Şimdi!...
Bizdeki bir kesim neden bu vaazı olduğu gibi sahipleniyor?!...
Amaaan! Bu kadarı yeterlidir, hocam...
Selam ve saygılarımla.
Cevabı, Kuran'ın "Akletmiyorlar mı" uyarısı içinde bildiğin son paragraftan belli zaten ( Ebu Hüreyre 5374 Hadis). Yazı niye?
Buhari ve Müslim'in bir de doğum tarihlerine bak istersen!
Ama yukarıdaki bir yeri düzeltmem lazım sizin için :" hiç bir ayet için aşağıda yazacağım hadisi işaret ediyor demek mümkün değildir.": Ayet hadisi işaret etmez, olsa olsa hadis ayeti işaret ediyor denir.
Gereksiz bir yazı ve gereksiz yorumlar bana göre.
sami biberoğulları
Buhari ve Müslim'in doğum tarihlerini merak etmemiştim. Sadece Peygamberimizden çok çok sonraları yaşadıklarını biliyordum.
Ayet hadisi işaret eder mi?
Bunu söyleyen ben değilim. Maalesef isimleri önünde akademik unvanlar olan ya da da toplum içinde kendisini şıhlıktan mehdiliğie kadar çeşitli makamlarda görenlerin söyledikleri şeylerdir.
Yazı ve yorumlar size gereksiz gelmiş. Olabilir elbette. Neticede bu da bir okuyucu takdiridir ve saygıyla karşılanmalıdır.
İlle velakin sizden yorumunuza bir hitapla başlamanızı, misafir olduğunuz bu sayfadan çıkarken de en azından bir ''Eyvallah'' yazmanızı beklerdim doğrusu.
Selam ve saygılar.
UFFUK
sami biberoğulları
Hele hele de böylesine bir tavırla söylenince hiç mi hiç önemli değil. İçinizden n gelmiyorsa niçin kendinizi zorluyorsunuz ki. Hiç bir mecburiyetiniz yok.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Yine güncel ve kafamızın soru mekanizmasını harekete geçiren zaman zaman da güldüren hoş ve haklı bir yazıyla birlikteyiz yine ve tabi ki böylesi bir yazının sahibi Sami abim :)
Şimdi abicim yazının içeriğinde Allah böyle lanetli bir ağacı yaratır mı demişsin ya onu okuduğumda aklıma ilk gelen şey yasak meyve oldu.
Bir ağaç yarattı, üstünde meyveleri ile ama yasaktı. Niye yarattı diye sormadık ki hiç.
Mümkün bir durum bu yani (bana göre)
Yahudilerin neden inanmadıkları bir peygambere inandıklarına gelince,
insanoğlu işine gelene inanır, işine gelmediklerinde ise safa yatar, rahat bir yataktır aslına bakarsan,
müslümanız deyipte onlarca insanı katleden vahşiler ve güya dinine düşkün devlet adamları kullanırlar bunu.
Aralarında fark yoktur, biri bedeni öldürür biri zihinleri..
İnsanlara verilen akıl boşa değil ama kullanmayı bilmiyenlerin düz mantık ilerleyişleri her türlü hurafeyi de peşinde getirecektir. Bu durum hep bundan ibarettir aslında ve önemli bilgileri aklında tutamayan bu sanal ortamın şaha kalkmış beyinsiz takımı böyle şeyleri hafızalarına kazır ve oldukça fazla kişiye aktarmak gibi bir de misyon üstlenirler, Allah zeval vermesin amaçlarına da ulaşıyorlar maşallah :)
Gerizekalılığın notere gerek kalmadığı davranışlar işte..
Yazının son bölümüne gelecek olursa eğer, nasıl bir örnekle bunu açılasam bilemiyorum ama insan değişken yapılara sahip;
Ben 10 sene bir üniversitede aynı eğitimi görüp hiç bir şey almadan çıkarken
Birileri 2 yılda tüm konuya vakıf olabiliyor.
Ya da şöyle de izah edilebilir,
Bir konferansa girdiğimizi düşünün, kimileri iki cümleyi aklında zor tutarken kimileri aynı konferansı tek başın a yapacak kadar bilgiyle çıkabiliyor. Demek istediğimi anlatabildim umarım.
Çok güzel bir yazıydı Sami Abim.
Tebrik ve saygılarımla
sami biberoğulları
Öncelikle çok çok teşekkür ederim.
İnan bana yaklaşık olarak herkesin aklından geçen o kadar çok soru var ki. Lakin acaba günaha girir miyim? Acaba çok tepki alır mıyım, hatta acaba dinden çıkmış olur muyum korkusu ile bu sorular içimizde kalıyor, kaldıkça da şişiriyor bizi ister istemez.
Bak mesela senin de kafana takılmış. Allah kendi yarattığı bir meyveyi niçin yasak meyve ilan etsin?
İşte ben buna kendi mantığımca cevap verebilirim: ''Allah kendi yarattığı bir hayvanı yememizi de yasaklamıştır bildiğin üzere. Hem kendi yaratmış, hem de yenmesini yasaklamıştır.
Bunun cevabını vermek kolay: Disiplin için...Hani askerde hiç bir mantğı yok sandığımız acemi erlere ağaca, telefon direğine, hatta tezeğe selam verdirme durumu var ya. Kesin itaat içindir o aslında. Kayıtsız şartsız itaat için. Yasak meyve olayında da durum bu. Ama gargat ağacında durum farklı. Yahudiler canlı olmayan bir varlığın arkasına da saklanabilirlerdi değil mi? Neden aslında basit bir çalı olan ağacın arkasına saklansınlar?
Diğer sorun: Bazı insanların girdikleri konferansta her söyleneni teyp gibi kaydetmesi, bazılarının ise bir iki kelimeyi ancak hafızalarında tutabilmesi...Lakin buradaki örneğe pek uymuyor. Çünkü bir tarafta '' İlimin kapısı ( veya kilidi ) denilen Hz. Ali var ve o sadece 50 Hadis naklediyor,öte tarfta üstün bir sahabe ama Hz. Ali ile asla kıyaslanmaz, o 5374 hadis naklediyor.
İşin doğrusu şu tabii ki: Hz. Ali bir nokta bile olsa Hz. Muhammedden nakledeceği bir hadiste onun söylemediği bir şeyi söylemiş olmaktan son derece çekiniyor. Ebu Hüreyre ise bu konuda o kadar hassas değil.
Selam ve sevgilerimle.
eğer bu hadis zayıf hadis ise hocam bu hadisi yaymak yahudinin işine gelir. yani ben bir yahudi olsam yemeden içmeden bu hadisi yaymaya uğraşırım.
neden mi? müslümanı uyutmak, müslüman diyerek genelleme yapmayayım da, günümüz sanal alem müslümanlarını uyutmak çok kolay. photoshopla havada bir taş çizip "işte bu mirac hadisesinin başladığı taş" yahut "Allah yazısı olan domates, patates" paylaşıp "subhanallah dedirtebiliriz rahatlıkla.
ömer seyfettin'in bir lafı var. "müslüman her sıkıştığında bir mehdi bekler" ve nasıl olsa gelecek diye kılını kıpırdatmaz. şimdi de elif görse mertek sanacak adamlar gargat ağacı arıyorlar işte aynı şey.
yeri gelmişken cem yılmaz'ın da bir sözü var; "dünyada 4 element var, ateş, su, toprak, tahta" neyse bir tarafımızdan element uydurmadan bitireyim yorumu. elinize sağlık hocam, sanal alemin bu tür yazılara ihtiyacı var.
paylaşmaya hazır mehdi bekleyen binlerce müslüman var zaten :)
yok,sul
bi ekliyeceğim olacak izniniz ile
şu an hükumet mehdi falan beklemiyor çalışıyor, onu da biz nasıl takoz olsak diye etmediğimizi koymuyoruz
siyaset yapmak değil inanın amacım öylesine aklıma geldi
sağlıcakla
sami biberoğulları
Bence İsrail bizlere ( Aşağı yukarı Tüm müslüman ülkelere) GDO lu ve genetiği ile oynamış tohumları sata sata, ve biz de onlardan ürettiklerimizi yiye tam manasıyla beyinlerimiz süngerleşti. Bu süngerleşmiş beyinlerle de İsraili yok etme işini yine her zaman olduğu gibi Allah'a havale ettik.
Dediğin doğru. Eğer bu bir zayıf hadis ise ben de İsrailin yerinde olsam kuvvetli bir hadismiş gibi propagandasını yapar, müslümanları böyle bir hadisle oyalardım.
Haa Mehdi bekleyenlere de bir müjdem var ki çoğu biliyor zaten. O mehdi gelmiş. Adı da İskender Evrenesoğlu. İnanaların tabiriyle İskender Ali Mihr. Bana ''Hocam sen de gel Mehdimizin şanlı bayrağın altına'' dediler. '' Ben almayayım sağolun '' dedim
Ne başlarken her zamanki gibi ''Sayın Hocam '' var, ne biterken '' Selam var'' Vardır bir hikmeti dedik . ''Eyvallah '' dedik.
Enteresan bir konu.
Bu ağacı duymuştum ama, zeytin ile ilişkilendirildiğini ilk kez öğrenmiş oldum.
Çok saçma bence.
sami biberoğulları
Bu derce bizlerin akıllarıyla oynuyorlar. Daha doğrusu oynadıklarını sanıyorlar.
Selam ve sevgilerimle.
İnsanoğlu salaktır hocam. İnanır, inanır...Hani 2012'de kıyamet kopacak da bundan yanızca bir köy etkilenmeyecek deyu (köyün adını da unuttum) oraya sığınan yüzlerce insan olduydu hatırlarsan...
Not: Fotoğrafların birindeki hükümet-Soma- zeytin üçlemesini yapan yazı hükümete oy verenlerle dalga geçmek maksadıyla yazılmış bir yazıdır. Bunu bir çok yerden teyit ettim. Bunlar aha da bu kadar salaktır demeye getiriyorlar.
Saygılarımla.
sami biberoğulları
12.12.2012 de kıyamet koptuğunda kıyametten etkilenmeyecek üç yeren birisi İzmir'in rKöyüydü .
Kıyamet mıyamet kopmayacak kardeşim siye öylesine propaganda yaptık öylesine açık oturumlar, paneller düzenledik ki Brad Pit ile eşi Angelina bile rezervasyonlarını iptal ettiler. Oysa bu fırsatı çok güzel paraya çevirebilir, yolunacak kazları bir güzel yolabilirdik..
Gargat'ın zeytin ağacına dönüştürülmesi ise ülke içindeki ve dışındaki şer güçlerin boş durmadıklarını, amaçlarına ulaşmak için ayet ve hadislere bile el attıklarının en önemli göstergesidir.
Selam ve sevgilerimle.
Değerli usta dost.
Makaleyi okudum, kuşkularına katılıyorum.
Fazka uzatmadan şunu bilmemiz lazım:
1. Başına kuş pisliğe düşse piyango bileti alan
2. Tekkeya varip dilek için bez bağlayan
vs.
gibi hurafelere inanan insanların sayısı çok olduğundan, bazı ''hoca ve ilim adamı'' geçinenlerin da türemesi bu iktidar açısından oldukça yararlı ve çok iyi satılan bir siyaset ürünü.
Şunu hiç unutmamalı ki; Hz. Peygamber!imizin yaşadığı devir, Arap aleminin en karanlık devriydi. Okuma yazma oranı o kadar düşüktü ki; başka kabilelerden okuma yazma bilen insanlar çağrılırdı.
5.10 bin senelik eski yazıtlara rastlanmasına rağmen, İslam aleminden o devirden kalma bir yazılı esere ve kalıntıya rastlanmamaktadır. Şu soru akla geliyor hemen: Bu kadar önem taşıyan Islam dinini yaymak için neden kalıcı biçimde girişim olmadı? O zaman Araplar genellikle göçebe kabileler halinde yaşamaktaydılar. Yazma ve okuma yerine iletişim dilden dile olurdu. Okuma ve yazma, İslamiyetin yayılması açısından önem kazanmış, kabileler birleşerek yerleşik yaşam tarzı edinmişler ve 7.nci yüzyılın sonlarına doğru bilim ve ilmin yayılması yazılı olarak gerçeklerşmiştir. Benim öğrendiği bu kadar.
Hadis konusuna gelince:
Eğer bugün rivayet edilen hadislerin tamamı gerçekten Hz.Peygamber ile hasabeleri arasındaki iletişimden kaynaklanmış olsaydı, darlık ve yokluk içinde yaşayan o insanların işi gücü bırakıp 40-50 yıl başbaşa oturup sohbet etmeleri gerekirdi. O zaman da bence hep aç kalmış sayılırlardı ki, bunu da olağan saymak akıl işi kabul edilemez.
Birçoğu, çeşitli İslami akımların (Süleymancılar, Nakş-ı Bendi tarikatçıları, Fethullahçılar vs.) sırf kendi dini görüşlerinden ve menfaatlerini koruyan uydurmalardır bence. Zaten az önce yazdığım gibi; bu doğrultuda herhangi bir sabit bulguya neden rastlanmıyor, düşünmek lazım.Hatta; Hz. Peygamberimize atfedilen birçok hadis dahi gerçekleri yansıtmıyor. Keza; O Yücde İnsan, İslamiyetin başlamasından vefatına kadar geçen 22 yıllık yaşamının büyürk bir kısmı savaşlarla, göçlerle, yokluk ve darlık içinde geçmiş, aynı zamanda da geçim için çalışmak zorunda kalmıştır.
Benim öğrendiğim ve bildiğim bu kadar. Yanlışım varsa lütfen düzeltin.
Esenlikle kalınız.
Selam ve saygılar
sami biberoğulları
Bir dine ya inanırsın, ya inanmazsın. Ben dinin şurasına inanıyorum ama burasına inanmıyorum diye şey yok. Diyerek başlayayım sözlerime.
Dinim islam mı? O halde onun kitabına inanırım. Kitabında ne yazarsa inanırım.
O dinin peygamberine de inanırım. Ama Peygemberin sözleri diye ondan yüzlerce sene sonra yazılmış ve adına hadis kitabı denmiş olan kitaplara inanmak gibi bir mükellifiyetim yok. Peki hadislere inanmama gibi bir lüksüm var mı? O da yok. Çünkü eğer hadisler Peygamberimin sözleriyse ve ben onlara inanmıyorsam o zaman peygambere de inanmamış oluyorum.
Bu durumda ne yapmak lazım peki? İşte bu durumda Kur'anda sık sık geçen ve tekrarlanan '' İnsanlar akletmiyorlar mı'' ayetini rehber edinmek lazım.
Bu yazdığım olayda da durum budur.
Ben kendimce, kendi aklıma göre pek çok mantıksızlıklar gördüm bu hadiste ki tek tek dile getirdim.
Bunun dışında her dinde o kadar çok hurafe var ki. Mesela siz hâla hem de Vatikanda şeytan çıkarma ayinlerinin yapıldığını biliyor musunuz? Ama Avrupa'da kilisede şeytan çıkarma ayinleri yapıldığı halde Avrupa bilimde ve sanayide geri değildir. Çünkü orada din adına konuşma yetkisi sadece din adamlarındadır. Bizde ise din adına konuşma yetkisi herkestedir. Kahvede pişpirik oynayanda, dağdaki, koyun güdende, simitçi, kahveci, gazozcu herkeste...
İşte bizdeki karmaşanın ve bazı sorunların Arap saçına dönmesinin sebebi de budur.
Hani bir oyun vardır. Telefon oyunu deriz biz ona...Bir cümle söyleriz arkadaşımızn kulağına, o da arkasındakine n tekrarlar o cümleyi, snra bir arkadakine derken en arkadakine kadar gşder mesaj. Lakin siz '' Benim Babam da İnegöllüydü'' dersiniz, en son kişiye gittiğinde bakarsınız cümle '' Benim babamın ineği öldü'' olur.
O hesap işte....
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Ben ''Garkat''ı oluşturan harflerden bir kombinasyon yakalamaya çalıştım ama bir şey tutturamadım.
Hani şu Medusa
Med-Usa gibi bir şey çıkmadı....Uğraşıyorum. Bulacağım sonunda ))))))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
Ben bu hadisle ilgili bir yerde yine bir yazı okumuş ve şaşmıştım v bu nasıl bir inanış diye!
Hele son zamanlarda olanlardan, yazılı ve görsel medyadan okuyup gördüklerimizden neredeyse bir i-İslam dini mensubu olmaktan utanır hale geldik. Aslında genelleme yapmayayım da geldim diyeyim.
Allah bu beyni boşuna mı vermiş de insanlar sorup sorgulamıyor, hadistir, kuranda yeri vardır diye bilip bilmeden bunlara inanabiliyor. Şakayla karışık o kadar güzel anlattınız ki, daha başka nasıl anlatılır bilmem.
Çok sevgiler ,
Billur T. Phelps tarafından 10/6/2015 12:53:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Kederli dosta da yazdığım gibi bütün bunlar bir şeyi okuyarak öğrenme yerine kulaktan kulağa aktarma yapmamızdan kaynaklanıyor. Öyle olunca da ilk söylenen ile son söylenen o kadar farklı oluyor ki.
Selam ve sevgilerimle.