- 371 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYIR…BENİM EVLADIM ENGELLİ O-LA-MAZ
HAYIR…BENİM EVLADIM ENGELLİ O-LA-MAZ
‘’ Derdimi seviyorum. Biliyorum ki derdimi Veren de beni seviyor. Seven, sevdiğinin nazını ölçüyor. Sevilen çekmesin de neylesin. ‘’ Hz. Mevlana
Her anne baba büyük bir heyecanla bekler evladının olmasını. Zor bir durumdur acı haberi duymak… Evladınız engelli olarak doğdu… Tam bir hayal kırıklığı. Dünyanın başınıza yıkıldığı an. Çocuğun engelini bilmediği için aile büyük endişe içindedir. Engellilerin dünyasına hoş gelmemiştir aile. İlk etaplarda anne baba kendisini, yakınlarını ve sağlık çalışanlarını suçlarlar. Çocuklarının engelini öğrendiklerinde bu durumu kabullenmek epey bir zaman alır. Bir süre engel durumu ret edilir aile tarafından. Aynı durum doğuştan değil de sonradan (Trafik kazası, hastalık gibi…) engelli olanlar içinde geçerlidir. Bir süre şaşkınlık, kaygı, moral bozukluğu, isyan gibi duygu hali alır aileyi. Tam bir şok evresi. Gerçekler acıdır ki aile bir tercih yapmak zorundadır. Ya bu durumu kabul edecek, ya da kabullenmeyerek mutsuzluğa yelken açacak. Mutsuzluğa yelken açan bu tip aileler engelli çocuklarının da vebaline girerler ve eziyet dönemi baş gösterir. Aile bir kaosa girer. Engelli çocuklarına öylesine sıradan bakar. Aile çevreden kendisini soyutlar ve yalnızlığı seçer. Çevre de engellilik konusunda duyarsız ve bilinçsiz olduğu için aileye acıyarak bakar. Neticede sarsıntı büyür ve suçlamalar başlar. Neden benim çocuğum gibi soruları içeren sorular arttıkça isyan büyür ve aile paramparça olabilir.
Esasında Sanki çocuk yapmak bizim elimizdeymiş gibi Allahı unutarak yaşanılan bir süreçtir bu… Haşa Takdiri ilahinin eserini beğenmemek kabullenmemek gibi bir şey. Evlat Allah-u Teâlâ’nın takdirinde olup aynı ilmi isteyene zenginliği dilediğime veririm diyen yüce rabbimiz evladımızın da özelliklerini dilediğine göre vermekte ve bize hediye etmektedir. Bu durumu sorgulayamayız. Hayrı ve şerri bilen Allah’tır. Hediyeyi veren mutlaka bir sebep altında hediyesini sunmuştur. Belki de o hediye aile için cennet anahtarıdır. Biz kulların nasıl imtihan olacağımızı belirleme lüksümüz olmadığı gibi imtihanımızı belirleme durumu tamamıyla takdiri ilahinindir.
Engelli çocuklu ailenin ilk etapta yapması gereken şey çocuklarının ne tür bir engele sahip olduğunu, nasıl bir süreçte devam edeceğini, hangi eğitimlerden geçeceğini iyi bir şekilde araştırması gerekiyor. Çocuğunun engel durumuna çok iyi bir şekilde hakim olması gerekmektedir ailenin. Yoksa çocuğunun engel durumunu eksik bilen aileler çocuklarına geleceğine dönük olarak büyük zararlar verebilirler istemeyerek. Çoğu çocuğu engelli olan ailelerde araştırma yoksunluğu gözlenmekte ve ‘’ saldım çayıra Mevla’m gayıra’’ gibi boş verme durumu da gözlenmektedir. Tam manasıyla aile çocuklarının engellerini, çözüm yollarını bilmedikleri için; gereksiz şikâyet ve memnuniyetsiz bir sürecin içine sokar kendilerini.
Engelli çocuklu aileler engel durumlarını
- Sosyal hizmet uzmanlarından
- Psikologlardan
- Hastanelerden
- Engelli derneklerinden yetkililerle ve engelli ailelerle istişareler sonucu öğrenebilirler.
Çocuklarının engel durumlarını öğrendikten sonra başlar Allahın izniyle engellerle mücadele. Çözüm yollarını arama. İlk etapta yaşanılan süreç sonrasında kendisini mutlu bir sürece bırakabilir. Çünkü aile artık çocuklarının engelini bilmekte ve nasıl davranacağını da bilme aşamasında kendisini daima huzurlu hissetmekte olacaktır.
Şahsım olarak engelli camiasının içerisine girdikçe, engelli ailelerin mücadelelerini gördükçe, başarılarına şahit oldukça bende acaba engelli olarak mı doğmalıydım sorularını kendime sormuşumdur. Hamdolsun bir oğlum var ve Hayır benim evladım engelli olamaz dememişimdir hiçbir zaman. Evet engelli çocuğu olan aileler gibi rabbim de takdir edebilirdi benim çocuğumun engelli olmasını. İmtihan biçimi rabbimizin elinde. Önemli olan bu manevi idrakte olabilmek.
Verende o, alanda o,
Nedir senden gidecek?
Telaşını görende can senin zannedecek...
(Necip fazıl)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.