Bayram kabağı
Bu gece ay tutulması vardı, unuttum. Pek çok yapmam gereken güzel şeyi unuttuğum gibi.Kendimi de bir boşluğa salıp orada mı bıraktım yoksa.
Kabak öykümü okuyanlar anımsarlar.Kabaklar ekmiştim. Hem evimin önündeki küçük bahçeye, hem annemin
evinin önüne. Benim evin önündekiler çok güzel oldu; bayağı büyüdü kabakları oldu, oldukça topladım ama
diğer tarafa ektiklerim önce büyüdü, sonra yaprakları bölük ölük oldu nedense. Sonra sarardılar. Üstüne üstlük
oradaki çimleri biçelim derken annemin kabakları da biçmişler. Güdük kalmışlar. Canım sıkıldı.Onları sulamıyor
bakmıyorum artık.
Dün annemin evinin önündeki kabaklar ne halde diye merak edip baktım. İçim acıdı. Öyle hevesle ekmiştim ki. Neyse önemli değil.
Kabakların yanına gidince hemen kabak ektiğim yerle burun buruna olan alt kat pencere aralanır orada oturan
teyze görünürdü. İlk kabağı ektiğimde ona, sen de koparır yersin demiştim. O da habersiz koparmam. Önümde dizili olsa da almam demişti. Ben de o zaman ben sana koparıp veririm demiştim. O zaman olur demişti. Orası
teyzeyle sohbet yerimiz olmuştu. Her oraya gittiğimde pencerenin önüne gelir, bacaklarının ağrısından. Kızını ona verdiği elli lirayı eve gelirken cebinden düşürdüğünden, eski gecekondu evinden ve oraya giren hırsız yüzünden oğlunun birinin yanında bir süre kaldıktan sonra gelinin oğluna, ya annen ya ben dediğinden en sonunda onu bu eve taşıdıklarından. Bu ev rutubet aldığı için bacaklarının şiştiği ve ağrıdığından söz ederdi.
Dün yine kabakları öylesine kontrole gittiğimde teyzenin dairesinin penceresinden sesler duyuluyordu. Teyze beni görünce yine pencerenin önüne geldi. Bayramın mübarek olsun gelemedim dedim. O da ben dün annene
çıktım bayramlaşmaya. Sizler yoktunuz biraz balkonda oturduk. Buyur gel beklerim seni. İnşaallah gelirim. Kızı
yanına gelip konuşmaya başlayınca perdeyi çekip girdi içeri.
Teyzeyle sohbetlerimiz tatlı kabak tadındaydı. Yiyenler bilir, bal kabağını biraz da şeker ekip pişirdiysen ve de
dibine tutturduysan çok güzel olur. Özellikle dibi.
Acaba aşağıdaki benim kabaklar büyüdü mü? İki üç gün önce iki tane koparmıştım. Büyüyenler vardı daha, sularken baktığımda. Olmazsa teyzeye bu kabaklardan götürürüm. Acaba tatlı kabak tadını verir mi ki? Yoksa
ayıp mı olur? Belkide unuturum kabak götürmeyi, ayı seyretmeyi unuttuğum gibi. Kim bilir bayram şekerinden
daha tatlı gelir teyzeye, bayram kabağı..
28. 09. 2015 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Hoş bir kabak yazısı olmuş.
On beş gündür, İç Anadolu, Güney Ege ve Batı Akdeniz turundaydık ailece.
Küçük bahçemiz yetim kaldı bu nedenle.
Yağmurları ile meşhur Doğu Karadenize de,
şansımıza sadece bir kez yağış düşmüş.
Oysa bizler, Kaş'ta az daha sele kapılıyorduk gezelim derken.
Neyse...
Kabağa dönelim biz.
O bahçede iki adet kabağımız vardı yetişen.
Bir tanesi yamaçtan aşağıya sarkıyordu.
Teveğini koparmasın diye düz alana çekmiştim onu.
ya bu yer değiştirme, ya da susuzluk nedeni ile gelişmesi durdu.
Yazık oldu kabağa yani.
Zor bu kabak yetiştirme işleri.
onca çiçek açıyor, onca kocaman yapraklar oluşturuyor,
ürün vermeye gelince oldukça cimrileşiyor.
Bu nedenledir ki,
ilgi ile okudum yazınızı.
Kabaklar konusunda kaderimiz aynı sizinle.
Genellikle hüsran.
glenay
Aşağıya indikçe üstünden güneşi eksilmeyen fasulyelere ve kabaklara su
indiriyorum. Sulamayı evden hortumla yapıyorum. Özellikle bayram öncesi
sebzeler oldukça ucuzdu su parasını düşününce ektiğine pişman oluyor insan ama ektiğinin büyümesi gelişmesini izlemek çok güzel.
Susuzluk iyi gelmiyor kabağa, üzüldüm sizin kabağa.
Güzel yorumunuza çok teşekkürler,
selamlar..