7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
974
Okunma
Nedenleri içimi acıtsa da biraz eski günlere döneceğim.
Dün facede gördüğüm bir paylaşım anımsattı. Bunu gülünsün diye fıkra şeklinde anlatmışlar, tabii herkes
gülüyor,ben hariç. Olay şöyle. Bir kadın evini sildiği anda gelen kocasının içeriye ayakkabılarıyla girmesine
çok kızarak adamı öldürüyor. O anda nasılsa polisler geliyor ve kadını yakalayıp götürmek istiyorlar. Kadın da
onları yerler kurumadan eve almıyor.Bu fıkraya herkes gülüyor.Ardından bende kendi öykümü yazıyorum yorum
yerine.
Yeni evliydim. Evlendiğim kişiyi daha yeni yeni tanımaya çalışıyordum. Adam erkek ya her fırsatta bana erkek
olduğunu hatırlatmaya çalışıyordu. iki katlı ahşap bir evleri vardı. Üst katta biz, altta büyük elti çoluk çocuk
çoluk çocuk oturuyorlardı. Bir de küçük elti vardı. O eşiyle benim oturduğum yerin yan tarafında otururdu.
Neden bilmem bu eltilerin beni kıskandığını hissederdim. Onlar köylüydü. Küçümsemek için söylemiyorum bunu.
Çarşıya veya bir yere oturmaya giderken bile başlarına evde örttükleri yazma ile giderlerdi. Ben kasabalı
giyimimle yanlarında daha kentli görünümdeydim. Makyaj yapmadan dışarı çıkmazdım o zaman. Adımı
sosyeteye çıkarmışlar. Şimdi bunlara gülüyorum ama o zaman kızardım.
İşte bu eltiler kendi aralarında, birde yanlarına kaynanamı alarak beni çekiştirirler bunları allayıp pullayıp daha
büyüterek eşime iletirlerdi. Bir gün gelir kısa kollu giyme der ertesi gün makyaj yapma. Pantolonla dışarıya çıkma derdi. Bir iki sözünü tuttum tartışma çıkmasın adam beni daha tanımıyor dedim fakat bunların ucu sonu gelmeyince ben de resti çektim. Kısa kol giyme dediği gün neden giymeyecekmişim. Sen nasıl giyiyorsun ben de
giyerim dedim ve şunu yapma demeyi bıraktı.
Daldım gittim konuyu unuttum.
Şu an nedenini unuttum ama kesin bizim eltiler yine bir şeyle benimkini doldurmuşlar,üstüme salmışlar. Adam
burnundan soluyan boğa gibi ayakkabılarıyla oturma odasına daldı. Öcalan gözlerini üstüme dikerek ayaklarını
bana uzattı. Ayakkabılı ayaklarını uzattı demeliydim:
- Ayakkabılarımı çıkar!
-Hem ayakkabıyla eve dalıp, hem de çıkaracakmışım öyle mi?
-Evet. Eşşek gibi hem de!
-Allahallah!
Az ye de ayağına bir hizmetçi tut dedim mi acaba? Sinirlenince gayet düzgün ve hızlı konuşurum. Normal zamanda sözcükler zor ve yavaş çıkar ağzımdan.
- Çıkarmayacağım. Nerden aldın bu öğüdü? Dışarıya çık, kendin çıkar.
Adam söve saya yumrukları sıkılı söylene söylene dışarıya çıktı. Arkasından çıktım kızgınlıkla.. Tuvalet merdivenin başındaydı. Ayakkabılarıyla tuvalete girdi. O sırada ben de söyleniyor olmalıyım. Şuna bak bir de tuvalete girdi diye..
Daha sonraki günlerde alt katta duyulan hararetli konuşmalar üzerine yere kulağımı dayayıp dinledim ki neler
duydum dersiniz. Bizim en yakın bildiğimiz kiracımız Ayşe gelmiş onunla bu ayakkabı konusunu konuşuyorlar.
Ayşe:
- Değil ayakkabısını çıkarmak biz heriflerin donunu bile çıkarıyoz.
Büyük elti:
- Ayakkabısıyla girmiş de ne olmuş yani. Valla gız, bizim eve temelli ayakkabısıyla girerdi de bi şi dimezdim.
Kaynanam:
- Bi kara pantul giydi oğlanı tavladı. Nesini aldıysak şunun.
Daha fazla dayanamadım kulağımı çektim yerden. Başka bir seferde yine akrabaları olan benimde çok sevdiğim
teyze kızlarıyla beni konuşurken. Aşağıya inmiş ne kadar yanlış konuştuklarını, işin aslının hiçte öyle olmadığını yüzlerine haykırmıştım. Doğrucu olduğum için sevilmedim.
Sabah televizyon gazetesini izlerken. Sunucu yine benzer bir haber okudu. Bir kadın sırayla evlendiği üç adamdan da dayak yemiş. Dördüncüyle evlenmiş. Bu kişi de içip içip geliyormuş eve. Kadın dayanamamış artık.
Üç kocadan gördüğünü bu adama uygulamış. Adamı bir güzel dövmüş. Sunucu ne kadınlar var dedi. Ben dayanamayarak söylendim. Adamlar dayak atarken ne adamlar var demiyorsunuz ama.
Evlilik öykümde boş yere yediğim dayaklar da var ama şimdi anlatmayacağım. Burada kalsın. Kadınları güçsüz
gören güçsüz adamların işidir dayak. Güçlü bir erkek dayak atmaz. Hatta kadına el bile kaldırmaz. Düşünün bir
kadını dövüyorsunuz sonra da onunla aynı yatağa giriyorsunuz. Çok ayıp ve de günah.
21. 09. 2015 / Nazik Gülünay