- 1400 Okunma
- 18 Yorum
- 2 Beğeni
PALTO...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İşte, dedim işte hele ki portmantodaki paltoyu gördüğümde. Biçilmiş kaftandı bir önceki sahibine. Nasıl olmasın. Bedeni kesinlikle bire bir tutuyordu hele ki rengi ve o pötikare deseni.
Bir tek rozeti eksikti eh, onu da odamdaki kutudan tedarik eder iliştiriverirdim yakasına. A, evet bir de paltoya uyumlu bir şapka. Kolaydı yapmam gereken ama en zoru sona kalmıştı.
Kapattım gözlerimi garson çayımı servis etmeden evvel dakikalarca hem de. Birazdan içim ısınacaktı ya gerisi hiç mi hiç önemli değildi.
Boştu karşımdaki sandalye ama doluydu kalbim.
Boş boş etrafını süzen iri kıyım bir kadına rast geldim ve hafif bir reveransla selam verdim hangi akla hizmetse. Demeye kalmadı ki yanıma geldi koşar adımlarla:
‘’Sorry, do I know you?(pardon, sizi tanıyor muyum)’’ demesine kalmadı ki anladım ki şapa oturmuşum.
Derken izah etmeye başladım. Kadın nerden bilecekti bir düş avcısı olduğumu. Allem ettim kallem ettim meramımı anlattım kadına ve iyi dileklerimle yolcu ettim.
Sandalye hala boştu sahiplenmeyi bekleyen o gölgesiyle resmen rest çekmişti bana. Yine aklıma düştü portmantodaki palto. Sahibi var mıydı acaba, dememe kalmadı ki az evvel yolcu ettiğim meraklı turist ilişti bir kez yanıma:
‘’This is for you.(bu sizin için)’’Elinde tuttuğuna baktım. Minik bir biblo. İtiraz etmeme izin vermeden elimin üzerine koydu elini ve hiçbir soru sormama fırsat vermeden dönüp gitti.
Son sözü çınlıyordu kulağımda:’’Be happy.(mutluluk dilerim)’’
Cidden bu kadar mı belli oluyordu huzursuz ve mutsuzluğum.
‘’Hatıra sandığıma ekleyeceğim yeni bir obje’’ deyip koydum çantama.
Garson belli ki ya uyuya kalmış ya da beni adam yerine koyup getirmeye tenezzül etmiyordu soğumuş çayımı. Ellerim o kadar soğuk ve uyuşuktu ki.
Allah vere de ben gidene kadar palto hala asılı kalırdı yerinde.
Her şey çok yerli yerindeymiş gibi neyi dert ediyordum. Eminim ki bunu birine anlatsam oldukça dalga geçerdi. Sandalye hala sahiplenmeyi beklerken ben beklememeye karar verip bir hışımla kalktım yerimden. En azından bir de garsonla restleşip bir kavgaya mahal vermemek adına üstüne üstük paltoya sahiplenmek maksadıyla harekete koyulmalıydım. Turist kadının biblosunu da çantama koyduğum gibi hızla ilerledim amacıma. Kimseler görmeden ele geçirmeliydim. ‘’Umarım kamera yoktur girişte’’ düşüncesi tam esir almışken umarsızca küfrettim içimden. En kötü ne olabilirdi ki, düşüncesi bile tesir etmemişti ve hangi akla hizmetse kapıverdim paltoyu. Allah’tan sahibi yoktu görünürlerde ve gümbürtüye gitmemiştim.
Sonra ne mi oldu… Sadece koştum bir ganimet bulmuşçasına bir yandan da paltoyu okşuyordum. Hafiften yağan yağmura aldırmadan otobüs durağına kadar koştum. Öylesine tıkanmıştım ki yine de dert etmiyordum hiçbir şeyi ta ki biri koluma yapışana kadar. İçime doğan gelmişti başıma. Durduk yerde başıma iş almıştım.
‘’Kızım sen şaşırdın mı?’’
‘’Kötü bir niyetim yoktu inanın ki hem ne ise cezam çekmeye razıyım. Bakın memur bey, o kadar o kadar…’’
‘’Çıkar ağzındaki baklayı. Neden çaldın paltoyu?’’
‘’Çalmadım. O zaten bize ait. Ona ait.’’
‘’Tanımadığın bir adamın paltosu nasıl sana ait oluyor üstelik o dediğin de kim?’’
‘’O benim babamın paltosu.’’
‘’Nasıl bunu iddia edebiliyorsun? Ya baban nerede ve nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?’’
‘’Babam bizi terk ettiğinde üzerindeki paltoydu çünkü.’’
‘’Ne zaman oldu bu üstelik sen ne dediğinin farkında mısın?’’
‘’O gittiğinde ki ben henüz on yaşındaydım.’’
‘’Ne yani, sen o paltonun babanın olduğunu mu iddia ediyorsun?’’
‘’Bakın, paltoyu buldum. Eminim ki peşi sıra babamı da bulacağım.’’
‘’Sen benimle dalga mı geçiyorsun yoksa cidden kafayı mı sıyırdın?’’
‘’Hatta hep taktığı rozeti de iliştirdim mi yakasına…’’
‘’Dua et ki senden şikâyetçi değil hiç kimse. Hadi çek git kaybol gözümden. Aklını başına devşir de bir daha düşme buralara.’’
‘’Nerede?’’
‘’Kim nerede?’’
‘’Paltonun sahibi?’’
‘’Çoktan çıktı gitti bile.’’
‘’Ya, ismini söyledi mi size?’’
‘’Sence?’’
‘’Yakup muydu ismi söyleyin bana?’’
‘’Yaptıkların yetmezmiş gibi bir de kulak misafiri mi oldun?’’
‘’Lütfen, söyleyin ismi Yakup muydu?’’
‘’Ne olmuş ki Yakup ise. Milyonlarca aynı ismi taşıyan insan var memlekette.’’
‘’Söyleyin çok oldu mu gideli? Ya adresi var mı sizde lütfen yardım edin bana.’’
‘’Az evvel çıktı. Allah’ım aklıma mukayyet ol neler diyorum ben.’’
‘’Memur bey, inanın ki bu o bu babam. Çok teşekkür ederim size çok hem de.’’
‘’Daha görmeden nasıl emin olabiliyorsun bu kadar?’’
‘’Çünkü annem babamın adını yakasının içine işlemişti. Bu o evet, bu o.O palto babamın ve o adam benim babam sadece benim babam.’’
YORUMLAR
Alışmışız mutlu sonlara babasına kavuştu mu acaba,tebrik ederim saygılarımla.
Gülüm Çamlısoy
Keşke hayatı da kurgulayabilsek.
Teşekkür ederim efendim.
Saygılarımla...
Değişik.
Ama arayış içinde olan bir insanın yapacaklarının da sonu olmadığının göstergesi.
Güzeldi.
Tebriklerimle.
Gülüm Çamlısoy
Çok çok teşekkür ederim. Var olun.
Sevgi ve selamlarımla...
Yüreğine kaleminize emeğinize sağlık. Gülüm hanım, bu öykü gerçekten güzel olmuş! Okumaktan büyük bir keyif aldım. Yazı sayfasına pek bakamıyorum.. İşte zaman zaman vakit oldukça uğruyorum..
Tebrik ederim. O güzel yüreğin var olsun!!
Sevgi ve Selamlarımla.. Her şey gönlünüzce olsun!!
Gülüm Çamlısoy
Vakit darlığı gerçekten bir sorun bu yüzden ne zaman dilerseniz sevgili dostum.
Çok sağ olun. Çok mutlu oldum.
Sevgi ve selamlarımla...
Güzel şiirlerini her daim zevkle okuduğumuz güzide kalem öykü de asli kişiliğini buluyor ve hüviyetini kazanıyor
Kuşkusuz ne yazsa başarılı
Ama bu öykü, bana gül bahçesi vaat ediyor
Günün ve günlerin yüreğini, emeğini, kalemini, kelamını selamlıyorum.
Gülüm Çamlısoy
Yüreğiniz dert görmesin.
Tüm yüreğimle teşekkür ediyorum
En derin saygılarımla ve yürek dolusu selamlarımla...
Var olun kıymetli dostum.
Bazı nesneler var insanın aklınından kolay kolay çıkmaz; sevdiklerimizin(annne-baba veya eş vb) giydikleri elbiseye kokuları sinmişse nerde olsa tanınır. Öyküdeki palto babasını arayan karakter için bir ipucudur; en azında hayata olduğunun kanıtı.
Sevili Gülüm, denemelerden sonra öyküye geçiş yapmanız iyi fikir ve kaleminizin çok geliştiğine inanıyorum.
bu bir başarı öyküsüydü aslında Gülüm için ve başarıların devamını temeni ederim
Sevgilerimle can
Gülüm Çamlısoy
Evet, son zamanlarda öykü yoğunluklu yazılar çıktı ortaya. Hoş bir duygu doğrusu. Umarım sizleri utandırmam.
Çok sağ ol sevgili arkadaşım. Varlığınız ve katkılarınız benim için öyle özel ve muhteşem bir duygu ki.
Tüm güzellikler seninle olsun.
Sonsuz selam ve sevgilerimle yürek dolusu.
Bir kez daha: Çok çok teşekkür ederim.:)
DemAN
Ben sürekli yazılarını okuyorum fakat cevap yazmaya fırsat bulamıyor veya yeni gelenlere az bir katkım olsun diye kıt zamnımdan zaman ayırıp onlara yazıyorum...
gerçekten bu öykü okurken "İşte Gülüm arkadaşımın kendini bulduğu çalışma" dedireten bir öyküydü.
Peki bu öykünün devamını getirecek misin? sanki bu öykü devam edecek bir algı kaldı benden yanılıyor muyum?
Başarılar diliyorum; inanmıştım ve inancım sana tamdır
Gülüm Çamlısoy
ne yapacağım hiç belli olmaz sanırım bu öyküyü tadında bırakmalıyım.
ama ne isterdim biliyor musun: bir roman yazmak. acaba bir gün başarabilir miyim?
sağ ol sevgili arkadaşım hem desteğin hem varlığın için.
DemAN
bu duruma uygunluğunu tespit ettim:
Durum (Kesit) Hikâyesi: Bir olayı değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir Serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz Belli bir sonucu da yoktur. Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir. Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır.
sanırım devam etmeli algımı geri aldım.
devam etmeli algıma gelincce sanki öykü polisiye hikayelerini çağrışımdan dolayı devam etmeli demiştim. teşekkkürler can
DemAN
bu duruma uygunluğunu tespit ettim:
Durum (Kesit) Hikâyesi: Bir olayı değil günlük yaşamın her hangi bir kesitini ele alıp anlatan öykülerdir Serim, düğüm, çözüm planına uyulmaz Belli bir sonucu da yoktur. Merak ve heyecandan çok duygu ve hayallere yer verilir; fikre önem verilmez, kişiler kendi doğal ortamlarında hissettirilir. Olayların ve durumların akışı okuyucunun hayal gücüne bırakılır.
sanırım devam etmeli algımı geri aldım.
devam etmeli algıma gelincce sanki öykü polisiye hikayelerini çağrışımdan dolayı devam etmeli demiştim. teşekkkürler can
DemAN
:)
ben hep olay öyküleri yazdığım için böyle bir yanılgıya düştüm sanırım...
Gülüm Çamlısoy
Güzel yüreğine selam olsun.
Yürek dolusu sevgilerimle...
ÇOK GÜZELDİ SONUNDA ŞİFREYİ YAKADAKİ YAZI DA BULMUŞ BASASI OLDUGUNU NE GÜZEL KALEMİNİZE SAĞLIK GÜLÜM HANIM GÜNÜN BU YAZISINI KUTLARIM TEBRİKLER
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim bana eşlik ettiğiniz için.
En derin saygı ve selamlarımla...
Eksik olmayın.
Durun! Önce içinizdeki mağmayı harekete geçiren bir şeyler yazayım.
Sizin bir çok denemenizi okudum. İşlediğiniz hüzün değilse de hüzünlüydü işlemeniz. Benim hoşuma gittiler yoksa yorum yazmazdım. Zira bir müddettir yorumlarımı sadece hoşuma giden eserlere yapıyorum. Eser derken de çok samimiyim. Yazanlar sağ olsunlar, Allah onlara uzun ömürler versin ki biz de ömrümüz oldukça okuyabilelim.
Fakat son iki üç gündür paylaştığınız öykülerinizi okuyorum ya, ne de güzeldirler, denemelerinizin papucunu dama attılar benim nebzimde.
Denemelere konu bulmak zordur. Bir müddet sonra kendi kendilerini tekrara girerler. Aynı cümleler aynı kelimelere kahır çektirmeye başlar.
Öyküler öyle mi ya? İster durum, ister olay, ister karma hatta ister küçürek olsunlar sonsuz konularıyla her türlü yüreğe seslenirler. Durum farklıdır, olay farklıdır ya, kelimeler de farklılaşır, cümleler ağlamaya, gülmeye başlar.
Okuyucu ise, ezberlediği aynı yoldan bıkmış laboratuvar faresinin özgürlüğe kavuşanı gibi, önünde açılan yeni dünyalarda kaçacak delik arar ve sebebi bıkkınlık değil, mutluluktur.
Uzatmayayım, öykü size yakışıyor. Daha yakışıyor.
Gülüm Çamlısoy
Çok da mutluyum diğer yandan.
Çok çok haklısınız değerli yazarım inanın ki o duyguyu ben de yaşıyorum hani şu insanın kendini tekrarladığı yazılar.
Çok teşekkür ederim. Ne mutlu bana ki güne sizlerin varlığı ile başladım.
Yorumlarınız baş tacımdır ister menfi ister müspet.
Selam ve saygılarımla değerli dost...
“Hepimiz Gogol’ün Palto’sundan çıktık!” der Dostoyevski..
Okuduğum bütün "Palto" hikayeleri de Gogol'ün Paltosu'na götürür beni.. Yine öyle oldu..
Palto hikayelerinin hep bir büyüsü oluyor, güne gelmesinden de belli değil mi bu?
Tebrikler..
Gülüm Çamlısoy
Evet, palto hikayeleri bizler için farklı ve unutulmaz anlamlar taşıyor.
Çok çok teşekkür ederim eşlik ettiğiniz için.
Var olun.
Sevgi ve selamlarımla...
Harika bir öyküydü yürekten kutlar saygılar sunarım
murat özden tarafından 9/5/2015 12:11:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
Var olun.
Selam ve saygılarımla...
DEĞERLİ SEÇKİ KURULUNA VE ÇOK KIYMETLİ GÖNÜL DOSTLARIMA YÜREK DOLUSU TEŞEKKÜRLERİMLE...
İYİ Kİ VARSINIZ.
SONSUZ SEVGİ VE SELAMLARIMLA EFENDİM...
Kemnur
Kaleminiz öykü yazmaya çok yakışıyor. İnanın. Paylaşmanız vesilesiyle yazınızı okumak imkanım olduğu için mutluyum...Konuyu işleme şekliniz ve tarzınız okumaya keyif katmakta. Güzel paylaşımınıza,edebiyata verdiğiniz emeğe ve yaşattığınız okuma keyfine teşekkürler... Tebriklerimle... Saygıyla...
Gülüm Çamlısoy
Sonsuz selam ve saygılarımla...
Ömrünüz çok olsun.
Türk filmlerini andıran bir hikaye, hani filmdeki has oğlan birdenbire seviverdiği yabancı adama 'sana baba diyebilir miyim' diyor ya o geldi aklıma bir an.
Bütün bunlar filmerde ve kurgulanmış öykulerde kalıyor sevgili Gülüm. Babası tarafından, hemde aklının erdigi dönemde terk edilen hiçbir çocuk ondan bir hatıra aramaz. Umut yerine nefret fidanlarinı büyütur içinde.
Babası öldüyse durum farklı...
Tebrik ederim, sevgilerimle.
Gülüm Çamlısoy
Hiç bir terk ediliş kolay değil.
Çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle...
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim eşlik ettiğiniz için.
Var olun sevgili yazarım.
Sevgi ve selamlarımla...
Romanın bir bölümünü okumuş, birazdan çayımı yudumlayıp sonraki sayfasına geçecekmiş tadını hissettirdiniz. Sonu da samimiydi, duyguluydu. Akış, anlatış, hepsini beğendim. On on on puan :)
İsabella tarafından 9/4/2015 4:39:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
Sizlerin varlığı aslında yazdıklarıma anlam katan.
Var olun.
En içten sevgilerimle ve en iyi dileklerimle...
Gününüz ve ömrünüz aydınlık geçsin.
İlginç bir hikaye.
Baba sevgisi, özlemi,
gerçekten değişik bir hikayede hayat bulmuş.
Babam, şu anda 88 yaşında ve hep yanı başımda.
Bir an hikayedeki gibi,
on yaşında ayrı düştüğümüzü düşündüm.
Zor olurdu herhalde hayat.
Hikaye güzel olmuş ama. Konusu üzücü olsa da...
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ederim değerli dostum
Sonsuz saygı ve selamlarımla...
Babanızın ellerinden öpüyorum.
muhteşem bir kurgu. sanırım öyküyü uzatabilirdiniz. okur iyi veya köyü olayın noktalanmasını istiyor. okuması çok zevkliydi. çok tebrik ederim.
Gülüm Çamlısoy
Yorum ve varlığınız altın değerinde efendim.
Selam ve saygılarımla hocam...
nitemtran
Araya girdiğim için umarım bana kızmadınız.