- 787 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
HOŞÇA KAL MAVİ ÇOCUK
Yine bir sonbahar vakti, yine hüzünlü bir Eylül.
Kana bulanan mavi dünyada mavide boğulan mavi çocuk: “Hoşça kal mavi dünya.” Dedi giderken gülümseyerek. Minik ellerinde ıslak ıslak pembe düşleri ile mavi umutları vardı.
Siyaha boyamıştı mavi umutlarını mavi diye güvenip sımsıkı sarıldığı bu acımasız kara dünya. Sığdıramadık minik bedenini şu koca yeryüzüne; yürürken mavi gökyüzüne doğru bir gözünde yaş var idi diğer gözünde gülücük. Bir sözü ağıt idi diğer sözü oynak bir türkü…
Ah be mavi çocuk, sokaklarda anacığının kucağında masum bakışlarla bakarken gözlerimizin içine uzun uzun dünya bizim avuçlarımızdaydı; ama seni sığdıramadık.
Umut ettiğin mavi yarınlarını gömdün denizin en kuytusuna; minik bedeninse salınmış denizin ıssız bir kumsalına. Ruhun, ruhun ise mavi gökyüzüne doğru yürürken el sallayarak gülümseyip: “Hoşça kal mavi dünya” diye fısıldıyordu. Hayır, çocuk, dünya mavi değildi; öğretmediler mi sana? Mavi olan senin umutlarındı, senin yarınlarındı, senin yüreciğindi:
-“Hoşça kal mavi çocuk…”
YORUMLAR
:(
acı olaylar o kadar çokki ,
bu olayların insan kandırılması , toplum mühendisliğinde kullanılması daha da acı .
insan sevgisi ile duygularının dünya malına peşkeş çekilmesi , hele ki bunu insan denen yaratıkların yapması daha da acı .
bu tip vicdanları paraya , ikbale yönelik aramızdaki insan görünümlü yaratıklara ben İNSANSI diyorum.
ve biz insanlar azınlıktayız :(
selamlar.
Ayşegül AKDAĞ BARUTÇU
Yaratılışımızdaki özden uzaklaşıyoruz git gide...
Halbuki insan olabilmek bizim an temel görevimizdir.
Nacizane yazıma ayırdığınız vakit için çok teşekkür ederim.
selam ve saygı ile,