Van Üstüne Bir Yazı/Edremit Van’a Bakar
Van adına ilk aşinalığımız coğrafi bilgilerden önce bir türkü vesilesiyle oldu. Bizim çocukluğumuzda şimdiki gibi gelişmiş iletişim araçları yoktu. Büyüklerimizin merakla beklediği ajans( haber) saati geldiğinde, nefessiz haber dinledikleri kocaman pillerle çalışan ahşap radyodan biz de türküler dinlerdik. Yurttan sesler korosunun yurdun her köşesinden seslendirdiği türküler bize bizi anlatırdı. Aliye AKKILIÇ, Nezahat BAYRAM Selahattin ERORHAN, Mürüvvet KEKİLLİ, Osman TÜREN, Yıldız TEZCAN, gibi sanatçılar da güzelim türkülerimizi okurdu iştiyakla radyoda...
O zamanlar siyah beyaz televizyon dahi yoktu. Radyonun gizemi bir başkaydı .
İşte o gizemli radyoda kulak verdiğim ve şaşırdığım bir türkü vardı:
“Edremit Van’a bakar
İçinde Şamran akar
Öyle bir yar sevmeşim
Her gören ona bakar” Şaşkınlığım o zaman ki coğrafya bilgimle Van’ın da Edremit adlı bir beldesi olduğunu bilmemekten kaynaklanıyordu. Amcamın asker olduğu Balıkesir Edremit’ten gönderdiği asker mektuplarının üzerinde yazan Edremit/Balıkesir yazısından dolayı Edremit’i orada hayal ediyordum. Edremit’in Van’a bakmasını bir türlü hafsalam almıyordu. Daha sonra öğrendiğim Van Edremit’i yıllar sonra görmek nasip oldu. Görev münasebetiyle gittiğim Van’da Van kedisini fotoğrafta ;ama Edremit’i bizzat gördüm. Van’ın Edremit’e Edremit’in Van’a baktığını da teşhis ettim. Hatta ve hatta Gençlik Spor Müdürlüğünün tesisinin iskelesinde denize dahi girdim.( Yerliler göle deniz diyor haklılar da bence ) Türküde geçen şamran kelimesinin de Urartu’lar döneminde Van’a su getirmek için yapılan 51 km’lik kanalın adı olduğunu da yeni öğrendim. “Vanlıyam şanlıyam kılıcı kanlıyam” Türküsüne henüz sıra gelmedi.
Göçün doğudan batıya olduğu genel kanaatim iken Van’ın hem göç veren hem de göç alan bir il olduğunu söyledi Vanlılar. Su olan yerde hayat vardır ilkesince “Van harika bir şehir” cümlesini tereddütsüz kullanabilirim. Her köşesi cennet yurdumuzun cennet köşelerinden biri Van. Doğal güzellikleri ve tarihi dokusu ile emsalsiz bir kent. Tatvan’la Van arasında çalışan feribota İran’dan gelen Tren ve vagonlarının yüklenerek taşındığını daha önce duymuştum. Onu da bizzat yerinde görmek kısmet oldu.
Aslında gezilecek görülecek yerlerinin hayli çok olmasına karşın; güvenlik gerekçesiyle şehir merkezinde ve Edremit dışında bir yere pek gidemedik. Çarşıda biraz dolaştık. Cuma namazını Yukarı Norşin camiinde eda ettik. Vaaz ve hutbe oldukça etkileyici, camii cemaati alabildiğine kalabalıktı. Gördüğüm manzara karşında duygulandım. Merhum Akif’in “ Girmeden tefrika bir millete düşman giremez /Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” dizeleri yadıma düştü, bir dua gibi okudum içimden. Cuma hutbesini okuyan kardeşimin sesi o kadar etkileyici dili o denli fasih idi ki gözlerim yaşardı. Cemaatin huşu ile kulak vermesi ayrıca etkiledi beni. Böyle bir birliktelik varken, aynı kıbleye yönelen kardeşlerin arasına emperyalizm ve onun hempaları asla ve kat’a girmemeliydi. Nasıl oldu da buraları bizden daha önce de koparmak isteyen başta İngiltere olmak üzere diğer emperyalist uluslar bu kadar mesafe kat etti diye düşündüm. Üzüldüm. Van halkının günahı neydi de yaşadığı toprakları terk edecek raddeye gelmişti insanlar. Malum örgütün Van’ın kenar mahallerinde akşamları belli bir saatten sonra kontrolü elinde tuttuğunu öğrenince daha da kahroldum. Bu ülkenin insanları doğulusuyla batılısıyla bu oyuna gelmemeliydi oysa.
Yazıya noktayı koyarken Edremit Van’a bakmaya bayrağımız Ülke genelinde ve dahi Van semalarında nazlı nazlı dalgalanmaya devam etsin inşallah. Kardeşliğimiz bereketli olsun, minarelerimizde ezan sesi dinmesin. Fitne fesat yuvaları darmadağın edilsin. Emperyalist güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin hevesleri kursaklarında kalsın. Allah bize milletçe basiret ihsan etsin. Sabah olsun hayır olsun ülkemizde. Karanlıklar zevale ersin. Gözlerimiz aydın , günlerimiz aydınlık olsun
Ankara,01.09.2015 İbrahim KİLİK
.