Sineklerle savaş
Az önce sayfama başka bir öykü yazmaya niyetlenmiştim. Bir arkadaşımın öyküsünü okuyunca caydım ama bu
kez başka bir arkadaşın öyküsü beni de bu gün yaşadığım savaşı yazmaya itti.
Gece belkide uyku sersemliği yüzünden bir türlü başından kalkamadığım bilgisayar yüzünden bazen oldukça
geç yatıyorum. Yatağa yatarken neden daha önce kalkıp yatmadığıma bin pişman olarak. Geç yatınca zorunlu olarak geç kalkıyorum. Amaan kaynanam mı var bana kızacak diyerek yatak keyfini sürüyorum. Amaa bu gün bu pek mümkün olmadı.
Gece ışıkları söndürüp yatağıma girdiğimde sessiz, karanlık çok güzel bir ortamdı. Benim alt kattakiler yatmıştı ki aşağıdan sesleri duyulmuyordu. Yatağın içinde uyku sersemi son bir gayret boyun hareketlerimi yaptıktan
sonra duamı da kısa tutarak başımı biraz yüksekçe başka bir yastığa dayadığım yastığıma başımı koydum. Oh be dünya varmış. Sanıyorum hemen uyudum.
Sabah tepemde vızır vızır adeta bozuk bir müzik aleti çalarak vızıldayan kötü cazla uyandım. İnce yorganı başıma çekerek uyumayı denedim. Belki uyuyunca duymam dedim. Ne mümkün. Kalk kızım sana uyku haram. Önce şu zırıltıların işini gör dedim. İki kara sinekmiş bütün bu gürültüyü yapan. Elime aldığım bir bez parçasıyla sinekleri kovalamaya, ya da öldürmeye çalıştım. Benim kovaladığım kapı yönüne değil de üstüme ya da yatağın üstüne veya penceredeki perdeye konuyorlardı. Bezi elimden atıp avucumla vurarak perdede öldürmeyi denedim. Öldüremedim. Kan ter içinde bir savaştan sonra odanın kapısından kovalamayı başardım.
Bu sırada güzelim uykum da benden kaçmıştı. Kısa bir duraksamadan sonra gözlerimin yandığını duyumsayarak
yeniden yattım. Bir süre sanki önceki sineklerin cazını duyar gibi oldum. Yok canım kimsecikler yok uyumaya çalış dedim kendime ve başardım.
Mutfağa çay demlemek, kahvaltı hazırlamak için girdiğimde yine sinekler dans ediyordu cazları eşliğinde. Mutfak kapısını bugün örtmüştüm, gece hava serinledi diye. Sinekler de aklıma gelmişti. Dışarısı serin evi sıcak bulur girerler diye. Salonun penceresini örtmemiştim ama.. sinekler buradan girmiş. İkinci bir sinek savaşı da mutfakta oldu. Sineklik almayı her zaman unuttuğum için yine elime sert bir kumaş parçasını iyice katlayarak
sinekleri gördüğüm yerde vurmaya başladım. Bazen de mutfak kapısından kovalıyordum. Hiç sinek kalmadı derken bir sinek burnumun ucundan başaramadın derce uçuyordu. Savaş bittiğinde yerde bayağı bir sinek ölüsü vardı. İçim bulandı görüntüden. O an düşünmedim ama şimdi bunları insan ölüsü olarak düşünüyorum da acaba
katil miyiz diye kendime soruyorum. Ölen insanlar sinek değil. Hepsinin birer ailesi, çevresi var. Her oğlu ölen şehit olan evde kaç kişi yas tutuyor. Çocuklar babasız, kadınlar eşsiz, anne babalar evlâtsız kalıyor. Onların yerine koyunca kendimi bu büyük acıyı hissediyorum.
Kelebekler neden sinek kadar rahatsız etmiyor insanı. Sabah beni rahatsız eden sineklerin yanı sıra sarı siyah çizgili bir kelebek ölüsü gördüm karyolanın arka kısmında. O ölü de olsa ezmemeye çalıştım. Ne kadar güzeldi.
O neden ölmüştü acaba? Sineklerin bir rolü var mıydı bunda. Bana bunu bir bilen söylesin. Kelebek hâlâ orada öldüğü yerde duruyor. Atmaya kıyamadım..
26. 08. 2015 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Nazik Hanım sizin yazılarınızda en çok hoşuma giden, içinizden geldiği gibi olma haliniz.
Aslına bakarsanız usta romancılara dikkat ettiniz mi bilmem, romanlarında bilerek veya bilmeyek bu dilikullanırlar.
Gelelim sivrisinek meselesine... Yaz sıcaklarından mıdır artık nedir belediyeler de başedemiyor bu sineklerle. Bizim de baş vuradığımız yer kalmadı sonunda Ana kent Belediyesini aradık. Şimdi çöp toplar gibi haftada üç dört gün ilaçlama ile kurtulduk.
Yani çözumsuz bir şey yok.
glenay
Sizin öykünüzü okumadan, hatta iki üç gündür bu öyküyü yazmayı düşünüyordum. Sizin öykünüzü okuyunca caydım çünkü öykünüz çok
başarılıydı ve benim anlatımım yanında sönük kalacaktı. Belki onu da
bugün yazarım. :)
Öykülerimde neysem o olmaya konuşma dilini kullanmaya çalışıyorum.
Bu yüzden samimi buluyorlar.
Çok teşekkür ederim yorumunuza,
bizim burada da ilaçlama yapılıyor arada bir ama geçen hafta üç gün evimizin hemen yanında köy usulü bir düğün dernek kuruldu. Yemekler
çadırlar, oyunlar türküler derken sinekler buraya üşüştü. Ceremesini
çevredeki apartman sakinleri çekti. Kimse de bir şikâyette bulunmadı
ilginç olanı. (biraz uzattım.)
sevgilerimle..
Bayağı mücadele etmişsiniz sineklerle.
Bir kaç gecedir de bana dadandı yaramazlar.
Sıcak nedeni ile balkonda yatıyorum ve hiç rahatsız etmiyorlardı.
Demek, havalar soğuyunca sıcak yer arıyorlar, camlardan içeriye dalıyorlar.
Sonra da,
bulmuşlar gül gibi avı, iğneleyip duruyorlar zalimler.
Bu gece,
ilk kez salona kaçtım.
Artık balkonda yatma faslı bitti galiba.
Çok hoş bir paylaşım olmuş.
Günlük hayatımızdan kesitleri,
hoş üslubunuzla aktarmışsınız.
Elinize sağlık diyorum.
glenay
Yazmayı sizin öykünüzü okuduktan sonra düşündüm.
Eh, can da yanınca, yazılıyor.
selamlar..