- 772 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
UZAK DİYARLARIN PRENSESİ
Yıl 1969 ya da 1970 olmalı. Yani ilk gençlik yıllarım...
Yaşım on altı mı, on yedi mi?
Bir gece rüyamda Uzak Doğulu bir kız gördüm.
Boyu benden daha kısa, siyah düz saçlı, gözleri siyah ve az çekik, saf ve temiz bakışlı, sade giyimli bir kız...
Bir süre bakıştık, sonra yavaşça yürüyerek yanıma geldi, başını göğsüme yasladı, durdu bir süre...
Uyandığımda yapayalnızdım...
"Acaba benim için seçilmiş gelecekteki eşim miydi? Ya da gelecekte böyle bir kız ile mi evleneceğim" diye düşündüm. Belki de bu rüya yalnızca bir yanılsama idi...
Bir zaman usundan gitmedi bu hafiften çekik gözlü, esmer, suskun kız. Zaman zaman anımsadım mahzun bakışını...
Neredeyse aradan yarım yüzyıla yakın bir zaman geçti ve 3 Aralık 2014 günü yine Uzak doğulu bir kız ile tanıştım. Ancak bu kez rüya değil, internet denilen teknolojinin aracılığı ile...
Davranışlarını izlemesem de fotoğraflarını gördüm. Koyu kahverengi saçlı, derin kahverengi gözlü, kırılgan ve düzgün yüzlü, "melek yüzlü" dedim kendi kendime...
Çok fotoğrafını gördüm, bazılarını düzenledim. Kısa öyküleri ve şiiri seviyormuş, kendisine şiir yazdım, hatta bir de şiir sitesi açtım.
Benim kızımın yaşında kendisi. On iki yaşında kızı varmış, Amerika’da babası ile birlikte imiş, onu çok özlüyormuş. Yalnızmış ve akrabalarında kalıyormuş, yalnızlık çekiyormuş...
Bizim köyün fotoğraflarını görünce ilgi duydu, eğer Türkiye’ye gelirse görmek istediğini belirtti.
Adını Tin olarak yazmıştı, Christina imiş, ben Tina da diyorum.
Tina, yarım yüzyıla yakın süre önce rüyamda gördüğüm on altı yaşındaki kız değildi ama kırkına merdiven dayamasına karşın bana göre hala on altısındaydı. Yüzü o kadar saf ve temiz görünüyordu. Bu kadar genç ve güzel olmasının sırrı neydi acaba? Her gün yatmadan önce banyo yaptığını söylüyordu, acaba ondan mıydı?
Christina, Tina, Tin...
Uzak diyarların bebek yüzlü prensesi...
Uzat ellerini uzat, mutluluğa uzat!
Mutlu ol...
Süleyman ÖZEROL
31 Aralık 2014, Ankara
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.