- 431 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mesaj
Mesaj
İnsanlık, görünenden gösterilene ulaşmak zorunda! Eserden kasıt, eserin yapılış amacıdır! Eserin amacına değil de eserin sahibine yönelmek, amaca dair yönelişi perdeler!
Sual: “Eserden, eserin sahibine ulaşmak!” konusu, yeterince anlaşılıyor mu? Ya da eser sahibinin, eserdeki amacı bizzat kendisi mi? Yani eser sahibinin eserini överek eser sahibinin eserden maksadı anlaşılır mı?
Dünyaca ünlü bir ressamın eserini gören biri, bu ressamın eserindeki anlatılan her ne ise onu anlamamış olsa ama eserden, eserin sahibine güya ulaşmış olsa! Ve eser sahibiyle baş başa yemek yese! Sohbetler etse ama onun ressamlık alanındaki görüşlerini anlamasa “Eserden, eser sahibine ulaşmak!” konusu halledilmiş oluyor mu?
Maksadını göstermek için bir eser üreten sanatçı, eserden kendisine ulaşılıp kendisine övgüler yağdırılmasını mı amaçlar, yoksa eserindeki mesajın anlaşılmasını mı ister? Hakiki bir sanatçı hangisini hedefler?
Cevap: Hakiki bir sanatçının amacı ürettiği eserdeki maksada ulaşmaktır! Bizzat kendinin değil, mesajının anlaşılmasını ister! Mesaj anlaşıldığında eser de maksadına ulaşmış demektir! Bu her alanda gözlemlenebilir! Çocuklara nasihat eden bir büyüğün, çocukların kendisine saygı göstermesini amaçlaması, mesajı perdeler! Komedi filmlerindeki gibi olur; yaşlı bolca nasihat eder, gençler aralarında gülüşerek “Öpeyim amca ellerinden, büyüklere saygı gerekir!” der ve kendi bildiklerini yaparlar! Yaşlı da; “Ne kadar saygılı gençler bunlar der!” mesaj, güme gider!
Bunu evrensel açıdan düşünelim; evrenin mesajı nedir? Bilimsel olarak evreni, uzak- yakın, büyük-küçük alanda izlemek ve incelemek “Evrenin mesajını anlamak” için yeterli midir? Belgesel açıdan ayrıntılar, insanlara evrenin mesajını iletiyor mu? Evren Tanrı’nın eseri ise evrenden Tanrı’nın mutlak varlığına mı ulaşmak amaçlanmış yoksa Tanrı’nın mesajı mı amaçlanmış! Tanrı’nın mutlak varlığı, tanımsız ve görünenin gayridir! O halde evren yani eser, insanları bilinmez ve bilinenin gayrı olana ulaştırmayacak! Ama O’nun mesajını anlamayı sağlayacak! Yani önemli olan mesajın alınmasıdır, eseri görüp içeriğindeki mesajı görmeden bilinmeze doğru yol aldığını sanmak, mesajı perdeliyor! Eserden maksat olan “Mesaj” güme gider ve 3.boyutta, sınırlı boyut; “(Madde, zaman-mekan ve görecelilik olan) Dünya boyutunda da eser sahibine ulaşılamaz!
“Melek ve şeytan” eser olarak düşünülebilir! Eserin mesajı ise işleyişe dairdir! Çocukların kızaklarını tepeye zar zor çıkartıp aşağı zevkle kayması gibi düşünülebilir! "Melek-şeytan" soyut olarak tasarlanmamış olsa, karşı fikir oluşmadığı için hiçbir fikir oluşmaz idi. Kızak, tepeye çıkarılmasa, aşağı doğru kaymaz! Kızağın tepeye çekilmesi zahmeti, kızağa bir potansiyel enerji yüklüyor! Bunun olumsuz sembolü “Şeytan”! Kızağın, yüklenen potansiyeli kullanarak kayması, olumlu sonuç için sembolü “Melek” olarak düşünülebilir! Yani bir fikrin karşıtı yoksa, o fikir oluşmaz. Zıtların cemi konusu! Zıtlar birbirini gösterdiği için bir şeytan ve melek, soyut olarak gerekmiş. Belki de tüm zıtlar uydurmadır bu boyutta, Dünya boyutunda yani 3. Boyutta; zıtlar birbirini gösterirken tüm boyutlarda asıla dair iş görüyor! Yani görünen zıtlar, asıl işleyişi gösteriyor asıl olan görünen değil, görünenin gösterdiği asıl! Gece, gündüzü gösterdiği gibi! Birbirlerini gösterirken aslında arka plandaki işleyişin hakikati gizlenmiş. Şeytan da melek de birbirini soyut olarak, boyutlarda gösterirken, asıl işleyişe dair soyut kıyas sağlıyor, bu kıyasın amacı, somut olarak onları bilmek değil de soyut olarak işleyişi anlamak olduğu için kendileri görünmüyor! Bir işleyişin anlaşılmasına dair soyut olarak tasarlanıyor! Somut olarak bilinmiyor! Yani eser, içerdiği mesaja dair işliyor!
Son tahlilde; eser sahibine bilinçsizce yağdırılan bin bir övgü, eserin mesajı anlaşılmadığında fayda sağlamaz! Eser sahibi, eserindeki mesajı anlamadan kendini övenleri değil de eserindeki mesajı anlayanları (Övmeseler bile) dikkate alır! Evrensel işleyişteki mutlak adalet bunu gösteriyor! Evren bir eser ve mesajı, eserin sahibine dairdir! Evren, bir “Eser” olarak ve evrensel işleyişi de “Mesaj” olarak düşünülür ise eser sahibinin mesajı anlaşılır! Zaten eski zamanlardan beri işleyişe dair “İlahlar” üretilmiş! Mesaja ulaşmak yerine mesaj sahibine ulaşmak isteği “İlahlar” doğurmuş. Oysa evrenin mesajı gayet açık, mutlak adaletle işleyişi mesajın ta kendisidir! Ayrıca bir mesaj arayanlar, aracıların eline düşecek, mesaj sahibini arayanlarda “İlah” üretecektir! Unutmayalım ki eserden eser sahibine değil, eser sahibinin mesajına ulaşılabilir! Mesaja ulaşınca zaten “Eser sahibi” bilinir!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
"...Mesaja ulaşmak yerine mesaj sahibine ulaşmak isteği “İlahlar” doğurmuş. Oysa evrenin mesajı gayet açık, mutlak adaletle işleyişi mesajın ta kendisidir! Ayrıca bir mesaj arayanlar, aracıların eline düşecek, mesaj sahibini arayanlarda “İlah” üretecektir!..."
Buradan, 'mutlak adalet'ten kastedilenin irdelenmesi zorunluluğunu çıkardım... Herhalde, bütün yazıların baştan, bir bütün olarak okunmasıyla anlaşılacaktır...
Burası, "Görelim Mevlam neyler/ Neylerse güzel eyler" inancını çağrıştırdı diğer yandan...
Aynı zamanda, bir başka yazınızdaki yorumuma kaydettiğim gibi, "Allah'tan başka her şey puttur" inancını da hatırlamak yerinde olur sanıyorum...
Saygılarımla.