Popüler Alan

• 4 Ağustos 2015 Salı 15:05:54

Popüler Alan

Tutulan, genel, yaygın, çoğunluğun tercihine dair olan!

Popüler olan kişiler, görüşler, tavır ve davranışlar, gerçekte “Doğru” olanlar mıdır?
Bir şey, popüler ise genel olarak insanı “Doğru” yönde etkiler mi?
Popüler sanatçılar, popüler liderler, popüler din adamları, popüler öğretiler ve meyiller, gerçekten insanları “Doğru” yöne yöneltir mi?
Çoğunluğun aktığı mecra, “Doğru” yöne akar mı?
Popüler alanda, popülerliğe göre yol alanlar, “Doğru” yolda mıdır?
Bu sorulara “Evet” denilebilir mi?
Yoksa “Popülerlik” bir yanılsama mı?

Sorulara, cevap bulmaya çalışacağım.

Popüler kişiler gerçekte “Doğru” kişiler mi?

Cevap: Bir soruyla devam; popülerlik, bireyin özde kendisi olmaya devam etmesiyle devam eder mi? Eğer popülerlik, bireyin özgün halini bozmuyor ise (çoğu zaman onu popüler yapan kesimin görüşüne akarak bozulur ya da değişir) sorun çıkarmaz! Birey, kendini popüler yapan kitlenin meyillerini kollamak zorunda hissedip kendi özgün halini oluşan popüler alana kaptırır ise zaten kendisi de kalmaz! Popüler alanın çekimi, popüler olmak isteyenleri o alandaki meyillere doğru çeker! Alanda bu alanda kişi, kendi özgün haliyle barınamaz! Bu alandakiler, “Kendi olmak” yerine popüler alanın meyil ve tercihleri nasıl ise öyle olmak zorunda hisseder! Zaten popüler alan, kişileri yok edip genel bir “Kalıp” sunar! Bu da popüler alana sıkışmayı getirir! Alanda genel kabul gören “Doğru-yanlış” her ne var ise ezbere kabul edilmesi ile bu popüler alanda kalmak sağlanabilir gibi düşünülür! Popüler alanda olanların gerçekte “Doğru” olmasından ziyade popüler alanın “Doğru” algısı önem kazanır! Bu da “Mış” gibi yapmak ve “Mış” gibi yaşamları doğurur! O alanda geçerli olan her ne ise o şekilde “Mış” lı yaşamlar, “Mış” lı meyiller o alandakileri teslim alır! Mesela; hayvan severler arasında, hayvan sevmeyenler, “Hayvan sever” miş gibi yapmak durumunda kalır! Yoksa o alanda, boy gösteremeyeceğini düşünür! Bu alanda, popülerlik kapmak için ikincil bir kişilik geliştirilir! Bu ikinci kişilik “Mış” gibi yapar! Ve “Kısır döngü” devam eder!

Bir şey, popüler ise genel olarak insanı “Doğru” yönde etkiler mi?

Cevap: Popüler alanın her zaman “Doğru” olması beklenemeyeceği gibi “Yanlış” olması da gerekmez! Önemli olan bu alandakilerin “Mış” gibi yapmaması! Bu alan kişiyi karşıladığında zaten “Mış” gibi yapmak gerekmez! Sorun alanda değil, sorun, alanın çekimine kapılan kişinin kendini riyakarlığa itmesi! Kendi gibi olmayı başardığı sürece seçtiği “Popüler alan” onu benliğinden uzaklaştırmayacaktır! Alandan dışlanmak korkusu ile özde değil de görünüşte değişik davranmaya kendini mecbur hissettiğinde zaten alan onu yutmuştur! Ya da öyle zannedilir! Sonuçta birey, ikilemle yaşar ve bunu popüler alanda göstermek de istemez! Bazı bireysellik ön plana çıkar, o zaman da kişi kendini ele verir! Paparazziler popüler alanda boy gösterenlerin, özel alandaki hallerini ifşa ederler! Aslında kişinin her hali kendine güzeldir! Popüler alan her zaman kişiyi karşılamaz! Öyle de olmalı! Sorun şu; kişi her haliyle kendi tercihleri ve meyilleriyle var olduğunu kabul eder ise “Paparazziler” sorun çıkaramaz! Yeter ki birey “Bu benim yaşamım!” diyebilsin!

Popüler sanatçılar, popüler liderler, popüler din adamları, popüler öğretiler ve meyiller, gerçekten insanları “Doğru” yöne yöneltir mi?

Cevap: “Doğru-Yanlış” bireysel kavramlardır! Herkesin hem fikir olduğu durumlar, temel konularla sınırlıdır! Popüler alanda “Doğru” olarak sunulması, sadece bu alanda boy göstermek isteyenlerin kabul etmesi ya da kabul etmiş gibi görünmesi sonucunu doğurur! Bazı “Mış” gibi yapmak devreye girer! Bu nedenle popüler sanatçılar, popüler liderler, popüler din adamları, popüler öğretiler ve meyiller, gerçekten insanları “Doğru” yöne yöneltmez! O alandaki “Doğru” algısına dair bir yönelmeyi sağlar! Bu yönelmenin gerçekliği yine bireyseldir! Bu alandaki popüler idoller, alana dair oynar! Seyirci, kendine sunulan “Doğru” algısını seyreder! Kabul, başka bir şey! Popüler alanı korumak ve devam ettirmek için bazı abartılar ve hakikatte sunucunun kabul etmediği şeyler de sergilenir! Hem sunucular, hem de izleyiciler, bu abartıları zaman içinde kabul etmiş görünmeye kendilerini zorlar! Bu da alanı aslında sınırlar! Abartılar ve gerçek dışı popüler meyiller ile alan aslında sınırlanır! Sınırsız olan insan zihni ve meyilleri kendi mecrasında akmak yerine bu alanın yapay mecrasında akmaya zorlanır! Sonuç, bu alanda “Doğru” olarak sunulan ve kabul edilen ya da kabul edilmiş gibi yapılanlar, yapay olarak şekillenmeye zorlanır!

Çoğunluğun aktığı mecra, “Doğru” yöne akar mı?

Cevap: Koyunları bilirsiniz, baştaki nereye akar ise sorgulamadan diğerleri de oraya akar! 500 koyunun uçurumdan aktığını duymuştum! Baştaki koyunu takip edip sürü topluca intihar etmiş. Otoyollarda da bu durum olur; bir koyun yola atlar, diğerlerini durdurmak imkansızdır! Yani çoğunluğun aktığı mecra, her zaman “Doğru” yöne akmaz! Bireysellik, gereklidir!

Popüler alanda, popülerliğe göre yol alanlar, “Doğru” yolda mıdır?

Cevap: Yine bireysellikte saklı! Birey, hangi popüler alana katılacağını ya da ne kadar o alandan etkileneceğine kendisi karar verdiği sürece, kendisi açısından sorun yaşamaz! Popülerliğe göreceli yol almak yukarıdaki misaller ışığında değerlendirildiğinde; birey, kendi benliğini kaybetmediği sürece sıkıntı yaşamaz! Popülerliğin yanılsamalarını dikkate alan birey, bu alanın abartı ve “Mış” gibi hallerine kapılmaz ise kendince “Doğru” yoldadır! Bu alanda kendine sunulan “Doğru” ya meyletmek adına özgün olmayan şekilde davranmaya kendini mecbur eder ise doğru yolda olmaz!

Yoksa “Popülerlik” bir yanılsama mı?

Cevap: Popülerlik bir gerçektir aslında! Frekans ile alakalı! Frekans; bir olayın birim zaman içinde hangi sıklıkta tekrarlandığı! Evrende mutlak “Doğru-yanlış” yoktur! Tüm işleyiş açısından kusursuzluk ve mutlak adalet gözlemlenir!
İşleyişte bilince bakar, bilinç frekansı belirler! Yani tek bir kişinin bilinci, bilinçsizce tekrarlandığında işler!
Bir tercihin “Doğru-yanlış” olması evren açısından değil, insanın tercihi açısından önemli! Yani bir şey, tercihe açık ise evren açısından bunun “Doğru-yanlış” olması değil de frekansı önemlidir! Evren açısından hepsi aynı mesajı içerir! Yani ”Doğru-yanlış” tercih seçimini, evren yapmaz! Yapılan tercihleri frekansa dair işletir!
İsteklerin sıkça, ısrarla tekrarlanması veya ritüellerin devamlı tekrarlanması bu maksatla! Frekansı çok olan tercih, işleyeceği için bilinçli olan bir tercihin, bilinçsizce tekrarlanması da evrensel açıdan gerçekleşmesini sağlar!
Şuurlu veya şuursuz, popüler kabuller üzerinden taraf olunan her ne var ise mutlaka yaşanacak! Ayrıntı şu; popülerlik adına veya bilinçaltına bir şekilde giren ve kabul edilen, hatta kabul edildiğinin farkında olunmayan bir hal, yaşama geçince birey bundan etkilenir ama bu illa yaşanacak! İnsanların yaşadıkları, (Evrensel mutlak adalet) kendi kabulünün yansımasından başka değildir!

Çoğunlukla insanların kabul edeceği ve tüm insanların birey olarak kendini ifade edebileceği ve diğerinin tercih alanını ihlal etmeyecek “Evrensel eşit insan prensibi!” gibi bir “Frekans” üretilip evrene işlemesi için yayılabilir mi? Neden olmasın?

Son tahlilde; popüler alan frekansa dairdir! Frekansı çok olan, işler! Bu frekansın kaynağı da bireydir! Birey ürettiği frekansı, başkalarının üretip popüler ettiği alandan da seçebilir; kendisi de üretebilir! Önemli olan tercih ettiği ve frekans olarak çoğalttığı her ne ise o yaşanacak! Popüler alana katkısını bizzat kendisi de katkısı kadar yaşayacak! Sebep-sonuç ilişkisinde, sonucundan memnun olacağı popüler şeyleri yapması kendi tercihidir! Yani tercih ettiğimiz ve popüler alanda frekansını çoğalttığımız her şey bir boyutta yaşanır! Sonuçtan yakınılmayacak ise veya “Ben yapmadım, o yaptı veya yaptırdı; ben sadece göz yumdum veya taraf oldum!” demeyecek ise sorun olmaz! “Karışmamak” başka; bireyin her alana karışması, yetişmesi mümkün değildir! Bu nedenle birey, sadece karıştığı, dahil olduğu alanın frekansından sorumludur! Popüler alanın bireysel sorumluluğu hep vardır, olacaktır! Tercih bireysel, sonucu da bireysel olacaktır!

Saygılarımla,

Ahmet Bektaş