Doğayı katlederken
İnsan hayatının önemini, düşünür ölenlerimize üzülürken doğaya yapılan katliamları, ölümünü
pek düşünmeyiz. Nerde nefes alacağız, nereden besinimizi elde edeceğiz? Bu soru belkide en
ihmal ettiğimiz konulardandır.
Birkaç gündür Doğu Karadeniz’de Çoruh nehri üzerinde yapılan gereksiz barajları ve tünelleri
gösteren duruma eleştirel yönden bakan bir program izledim, tv kanallarından birinde. Bizim
için en önemli yanı ise insanımıza vermediğimiz değeri doğaya da vermiyoruz. Kötü bir terzi
gibi bu hassas, dokunmaya kıyamadığımız kumaşı hiç bir işe yaramayacak biçimde parça bölük
edip elimizden atıyoruz. Burada yaşayan insanlar ise umurumuzda olmuyor. Ellerinde olan en
büyük değerleri olan az miktarda da olsa verimli topraklar göz ardı ediliyor. Söz gelimi Artvin’in en güzel verimli, ekilip biçilen düzlüğüne baraj inşa ediliyor.
İşin bir de ekonomik yönü var. Barajlara aktarılan para bir yana buralara ulaşmak için yapılan yollara, tünellere ise dünya dolar harcanıyor. Dağların karnının deşildiği, heyelanlara neden
olması ise bu bilinçsizce hareket edilen bu işlerin sonucu. Daha az ve az kapasitede olması gereken bu barajlar halkın cebindeki yıkıma neden olacak boyutta. Nasıl bu denli kör ve aymaz olabiliyoruz. İnsan bindiği ağacı keser mi? Ne yazık ki ülkemizde uygulanan politikada
bindiğimiz bütün dallar kesilmede. Bir tünelin metre karesi 30 milyon dolara mal oluyormuş.
Diğer yerlerde olduğu gibi Doğu Karadeniz’de de nerdeyse adım başı tünel, adım başı baraj.
Bunun ceremesini yine yoksullaşan halkımız çekecek. Bu yıkımda ise kim bilir hangi rantçılar
veya dış güçler yararlanacak. Ülkemizin her yönden yıkımını tasarlayanlar nasıl bir vicdanla
uyuyacaklar.
Her yörede halkımızın uyanık olması, bu fırsatçılara yol vermemesi gerek. Akdeniz’de, Ege’de
Karadeniz’de ve bütün yurtta. Vatan evlâtlarına üzüldüğümüz gibi üzülüp, sahiplenmeliyiz topraklarımızı. Biz sahiplenmezsek elimizden uçtuğunda ah vah demeye bile hakkımız olmaz.
Son olarak sadece Karadeniz bölgesinde yapılan pek çok barajdan birazını sıralıyorum.
Dilerim toprak, su, para ve bunun sonucu olarak insan kıyımına son veririz..
Alaca Barajı
Almus Barajı ve Hidroelekrtrik Santrali
Alpu Barajı
Altınkaya Barajı ve Hidroelektrik santrali
Ataköy Barajı ve Hidroelektrik Santrali
Atasu Barajı ve Hidroelektrik Santrali
Beyle Barajı
Bezirgan Barajı
Borçka Barajı ve Hidroelektrik Santrali
Boztepe Barajı,Tokat
Çakmak Barajı, Samsun
Çatak Barajı
Çorum Barajı
Demirözü Barajı
Derbent Barajı ve Hidroelektrik Sanrali
Deriner Barajı
Derinöz Barajı
Dodurga Barajı
Erfelek Barajı
Görmeçtepe Barajı
ve daha pek çok baraj ve tünel.
Doğayı kendi başına bıraksak, bu denli hırpalayıp öldürmesek, eminim ki
bize bizden acımasız olmayacak. O tertemiz verişiyle bizi her türlü doyuracaktır.
Doğayı katlederken ne yaptığımıza iyi bakmalıyız. Çocuklarımıza kıyabilir miyiz.
Ne yazık ki bu yolla çocuklarımızın geleceğine, onlara kıyıyoruz.
31. 07. 2015 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Güzel ve anlamlı bir yazı.
Televizyonda,
genellikle belgeselleri,
özellikle de Doğu Karadeniz ile ilgili olanlarını seyrediyorum.
O güzel görüntüler,
gerçekten insanı dinlendiriyor.
Bu güzelim yörenin güzelim doğası,
maalesef yollar, barajlar ve HES'ler nedeni ile bozuluyor.
Bu yörenin insanı olarak gerçekten çok üzülüyorum bu duruma.
Bu günlerde çok tatilci var buralarda.
Havalar da sıcak seyretmekte ya,
deniz kenarları tıklım tıklım.
Ancak,
maalesef denize girecek kumluk alanlar çok az kalmış,
sahil yolunu için yapılan dolgular, eli yüzü düzgün bir yüzecek alan bırakmamış.
Barajlar ve HES'ler de bu şekilde etkiliyor yöreyi.
Üzülüyoruz yeşilin katledilmesine.
ANCAK...
Bizlerin,
yöre insanının yaşayabilmesi için,
yemeğe, işe, yola, elektriğe de ihtiyacı var.
Bir yere geliyorsunuz,
karnınız açlıktan guruldarken, yeşilin güzelliği cazibesini kaybediyor gözünüzde.
Doğum yapacak kadınları, yaşlı hastaları hastaneye götürecek yolunuz yoksa,
ne kıymeti var yeşil ağaçların, şarıl şarıl akan suların.
Ve,
elektrik meselesi.
Bir kaç dakika elektriğimiz kesilse,
yaygarayı basmıyor muyuz hepimiz?
Petrolümüz mü var?
Başka enerji kaynaklarımız mı yada bizim bilmediğimiz?
Doğalgazdan üretiyoruz elektriği, ona da avuç avuç dolarlar sayıyoruz.
Nükleere de toptan karşıyız zaten.
Kala kala bir derelerimiz kaldı elektrik üreteceğimiz.
Ona da, doğa nedeni ile karşıyız.
Ne olacak peki?
Eleştirmek kolay da,
çözüm yolu gösteren yok.
Yöre halkı aç, yöre halkı işsiz.
Elektrik çalmıyorlar, vergi kaçırmıyorlar, vatan hainliği yapmıyorlar.
Yaylaları turizme açalım da, insanımız üç beş kuruş kazansın diye düşünüyor birileri,
bir ''Yeşil Yol'' projesi üretiyor,
ona da toptan karşıyız.
Ne demeli?
Ölsün bu millet.
glenay
Öyle geçen araç da yokmuş. onca saat yol gidilmiş.
Bu işin götürüsü, getirisini kat kat aşıyormuş.
Hangi akıla kulluk yapıyorlar anlamak zor.
Bir yüzü soyulmuş dağ, bir gereksiz tünel görünce için sızlıyor inanın.
Vah yurdum diyor, üzülüyorum. Dağ taş devriliyor, topraklar gözardı
ediliyor. Özellikle Artvin'de yaptıkları şey af edilesi değil.
Ne bu gün, ne de geleceğimiz düşünülüyor.
İnanın bunu parti kaygısıyla söylemiyorum.
Yorumunuza çok teşekküler,
selamlar..
Merhabalar Nazik hanım
Yakın zamanda defterde ki sayfaların birinde okumuştum.Gerçi bilinen bir sözdü hafızamda kaldığı kadarıyla ‘’insanlık günü geldiğinde satın alacağı bir şey kalmadığında paranın yenilir bir şey olmadığını anlayacaktır’’ gibi bir sözdü.çok doğru üstelik
Doğayı tahrip etmenin karşılığında elde edilen kazanç, tahrip edilen doğanın yeniden yerine koyulmasının yanında çok küçük bir rakam kalıyor.
Kaleminize emeğinize duyarlılığınıza sağlık
Saygı selamlarımla
glenay
Doğu Karadeniz'de yapılan tahribat çok fazla.
Yapılan masrafa elde edilen üretim değmiyor inanın.
Mühendizlerimizde bir şey söylemiyor. Bu işle ilgilenen
üzülen bir kişi var. Adını not almayı unuttum.
Çok teşekkürler,
selâm ve saygılar..
Sadece kar mantığıyla yapılan her iş, kaynakların tükenmesi ile sonuçlanır, bu uygulamalar sonucu elimizde olan vatan kabul ettiğimiz bu coğrafya parçası, yaşanmaz hale gelecektir. İdari kadroların yeni planlamalar yaparak bu çarpık gelişimini değiştirmeleri umuduyla... Saygı ve selamlar
glenay
dilerim bundan sonrası için plânlar sadece insan ve doğa için yapılır.
selâm ve saygılarımla..
Merhaba,
Evi temizliyorum diye ortalığı velveleye vermeye , tozu dumana katmaya
gerek var mı ki ! demekten alamadım kendimi.
Güncel bir konuyu okurun dikkatine sunan değeri kaleme çok teşekkür ede-
rim saygılar .
glenay
Bu konu sürekli zihnimi kurcalayan ve ülkemiz adına beni çok rahatsız eden
bir durum. Kıyımlar ve inşaat hali bir türlü bitmediği için de her zaman güncel.
Selâm ve saygılar..