- 3825 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DAĞLIK KARABAĞ HAKKINDA
GENÇ KALEM/ Osman KILIÇKIRAN
Dağlık Karabağ’da Türk kıyımı gerçekleştirilip dışlandıktan sonra, Dağlık Karabağ’ın coğrafi yapısı da tartışma zeminine çekilmiştir. Daha açık bir ifadeyle Ermeniler Karabağ’ın kendi toprakları olduğunu iddia etmeye başlamışlardır.
Bazı tarihi gerçekler
Bazı tarihçilere göre, Karabağ’daki Ermeniler’in çoğu 1800’lü yıllarda göçmen olarak Azerbaycan topraklarına gelmişlerdir.
Bir zamanlar bugün Ermenistan denen topraklar bile Türk yurduydu ve nüfus olarak Türkler’in çoğunluğu bulunuyordu (!) 1930’lara kadar, bugün Ermenistan denen topraklar üzerinde Ermeniler’in nüfusu, Eriva n’da dahil, azınlıktaydı” (Çevik Şenol, Can Azerbaycan, sh. 75).
“O dönemlerde Batı devletlerinin Osmanlı’yı çökertmek için oluşturduğu Ermeni davasına Ruslar da destek vererek yararlanmaya çalışmak ve hedefleri olan Basra Körfezine inen yolda kendilerine yardımcı olacak tampon bölgeler, kendi yerlerine Türkler’le savaşarak yol açacak çeteler, komitalar oluşturmak yoluna gitmişlerdir. Bu iskân politikası 1900’lere doğru iyice hızlandırılarak Doğu Anadolu’daki Ermeniler Kafkaslar’a doğru çekilirler ve tarihin de yardımıyla Osmanlı’nın 1915 techir kararının yarattığı kaostan yararlanarak bir milyondan fazla Ermeni nüfusu bir anda soykırım teraneleri arasında bölgeye yerleştirilir ve dünya kamuoyundan gizlenir” (Çevik Şerafettin, Can Azerbaycan, Burak Yayınları, İstanbul, 1990, sh. 75).
Bir hatıra:
“1828 yılında Güney Azerbaycan’ın Maraga şehrinden göz eden Ermeniler burada da kurdukları köyün adını Maraga koydular. Bundan 150 yıl sonra, yani 1978 yılında buraya göç edenlerin 150. yılı dolayısıyla Maraga köyünde bir abide dikmiş ve abidenin üzerine “Maraga–150” sözlerini yazmışlar. Karabağ’ın Ermenistan’a verilmesini talep ettikleri zaman ise, bu kelimelerin üzerini çimento ile kapatmışlardır” (Vahapzade Bahtiyar, Azerbaycan Olaylarının İçyüzü, Moskova’nın Siyaseti: Tavşana Kaç Tazıya Tutu, Yeni Düşünce Yay., Çev. Aslan Yasin, Ankara, 1990, sh. 25).
“Ermeni tarihçisi Kırakos “Ermeni Tarihi” adlı eserinde bugünkü Ermenistan topraklarında Azeri Türkler’inin yaşadığını itiraf etmektedir. Ruslar’ın 1847’de hazırladığı haritalar 19. asrın ortalarına kadar Ecmladzin hariç, herhangi bir Ermeni yaşayış bölgesi olmadığını göstermektedir. Bu deliller yalnız Karabağ’daki değil, Ermenistan’daki Ermeniler’in bile göçmen olduğunu ispat etmektedir. Uluslararası anlaşmalar ve kanunlara göre, bu ülkede göçmen olarak bulunan etnik gruplar, burada bir devlet kurma hakkına sahip değildir” (Aslan Yasin, Azerbaycan Tam Bağımsızlık Yolunda, İlk Umut Ajans, Ankara, sh. 97).
Azer Tağıyev, Azadi Gazetesi’nde aşağıdaki ifadeleri kullanmıştır:
“Azeri Türkler’inin son 90 yılda 1905, 1922, 1952, 1954 ve 1988’de olmak üzere 6 defa tarihsel topraklarından kovulmasına karşın, hiçbir uluslararası örgüt veya devlet onların haklarını savunmamıştır” (Aslan Yasin, a.g.e., sh. 97).
O dönemleri açıklayan bir yorum da şöyledir:
“Ermeni ihtilalci grupları Taşnak ve Hınçak’ın saldırıları nedeniyle yöreyi terk etmeye başlayan Türk halkıyla birlikte bölgede Ermeniler’in çoğunluğu sağlanmaya başlandı. Peyderpey devam eden saldırılar, yüz binlerce Azerinin hayatına mal oldu. Bu hareketlerin en sonuncusu da 1989 yılında tezgaha kondu. Ve Ermenistan’da bulunan 200.000 Azeri malları, mülkleri ellerinden alınarak kâh dövülerek, kâh öldürülerek kendi ifadeleriyle “topraklarından atıldı”. Benzer şeyler aynı günlerde Karabağ’da yani Azerbaycan sınırları içerisinde oldu ve buradan 40.000 insan aynı metodlarla kovuldu topraklarından. Bütün bunları Gorbaçov müdahale için yeterli sebep saymamış olacak ki, yerinden kıpırdamadı.
1980’lerde cereyan eden hadiseler aynı zamanda Ermeni–Rus ikilisinin oyunlarının da başlangıcıdır. Ruslar, Türklerle doğrudan savaşmanın zorluklarından kurtulmak için geliştirdikleri iskân politikasıyla araya başka milletleri yerleştirmeye çalıştılar” (Çevik Şenol, Can Azerbaycan, sh. 75).
Dağlık Karabağ topraklarının sahipliği mevzuu
Dağlık Karabağ için Sovyetler Birliği Devlet Başkanlarından M. Gorbaçov bir demecinde; “Azerilerin % 60 çoğunlukta olduğu karışık bir bölgedir” demiştir (Yalçın Aydın, Washington’da Dağlık Karabağ Konusunda Bir Toplantı, Yeni Forum, Eylül 1992). (Nüfus oranını yıllara göre değiştiğini biliyoruz).
Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi 5 Temmuz 1921’de “Dağlık Karabağ”ın Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırları içinde bırakılmasına” (Taşkıran Cemalettin, Geçmişten Günümüze Karabağ Meselesi, Genelkurmay Yay., Ankara, 1995, sh. 137) kararını almıştır.
11 Şubat 1996 tarihli bir habere göre, Rusya’nın Duma Meclis Başkanı Gennadi Sliezayou, “Karabağ toprağI Azerbaycan’a aittir” demiştir.
Ermeniler Karabağ içindeki Dağlık Karabağ sınırları içinde (Türkiye’deki Rumlar gibi) toplu halde yaşamaktadırlar. Topraklar uluslararası hukuka göre Azerbaycan devletine ait olduğu için kurdukları devlet meşru değildir. Çünkü uluslararası hukuka aykırıdır.
Rusya F. Devlet Başkanlarından Boris Yeltsin Azerbaycan ve Ermenistan Devlet Başkanılarına gönderdiği bir mesajda işgal topraklarının boşaltılmasını istemiştir. Mesajda, çatışmada taraf olarak doğrudan doğruya Ermenistan yönetimi kabul edilmiştir” (12 Mayıs 1995, Türkiye).
1994 yılına ait bir habere göre, “Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından geri çekilmeyi öngören planı kabul ettiği bildirilmiştir. İtar–Tass Ajansı’nın haberine göre, Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Resul Guliyev ile Ermenistan Parlamento Başkanı Babken Ararkistan, dün sınırdaki bir köyde görüştüler ve Ermenistan’ın “işgal altındaki topraklarından 20 gün içinde geri çekilmesini” öngören bir plan üzerinde anlaşmaya vardılar” (13 Mart 1994, Hürriyet).
AHCP açıklamasında, BM Güvenlik Konseyi, AGİT ve MİNSK Grubu’nun 1992’de kabul ettikleri bütün kararlarda, Dağlık Karabağ’ın statüsünün işgal edilen bütün toprakların boşaltılması, göçmenlerin kendi topraklarına dönmesi ve kalıcı bir barışın sağlanmasından sonra yapılacak MİNSK Konferansı’nda gündeme gelebileceğinin öngörüldüğü vurgulanmıştır” (16 Aralık 1995 , Hergün).
* Bu çalışma Yeni Mesaj gazetesinde yayınlanmıştır.
www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=2010721&tarih=2002-07-39
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.