- 842 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İNSANLIKLA BARIŞMAK
İnsanlık tarihi kadar eskidir savaşlar tarihi… Zaten tarih denince de akla ilk savaşlar gelir, çünkü tarih diye verilen ders müfredatının neredeyse tamamı savaşları anlatır. Kadeş’le başlayıp Kurtuluş Savaşı’na kadar süren tarihsel süreçte devletlerin sosyal yaşantısı ve kültürel yapısı hakkında pek fazla bilgi verilmez ‘tarih’ olarak, savaşlar ve barış antlaşmaları ön plandadır her zaman.
Savaşları neden bu kadar önemsiyoruz, daha da vahimi kutsuyoruz? Kaçınılmaz durumlarda elbette savaş son çaredir ama kendi kendiyle savaş halinde olan bir insanlık anlayışı neden? ‘Bana omuz attı’ deyip adam bıçaklamak, ‘beni terk etti’ deyip kadın vurmak, ‘çok ağladı’ deyip çocuk dövmek nasıl bir iş? İnsanların birbiriyle kavgası bitmediği için çetelerin devletlerle, devletlerin çetelerle ve birbirleriyle olan kavgası/savaşı bitmiyor işte!
Bina yapmak için ağaç kesen anlayışla aynı değil mi kafa kesen anlayış, ne farkı var? Tek bir ağacı bırakın, bir daldaki tek bir yaprağı arayacak duruma gelmek üzereyiz nefes alabilmek için, oksijenimiz tükenmekte! Hala çılgınca yollar yaptık, köprüler açtık, AVM’ler diktik seçim propagandası yapılıyor, bir siyasiden şu kadar ağaç diktik ya da şu kadar alan ağaçlandıracağız diye vaat dudunuz mu? Ya da biz bunları duymak istedik mi?
Kendimizden başka hiçbir canlı türüne yaşam hakkı tanımadığımızın farkında mıyız? Kediler çok sırnaşık eve giriyor diye, köpekler çok havlıyor ya da onlardan korkuyoruz diye onların gözümüzün önünden alınmalarını, barınaklara kapatılmalarını istemiyor muyuz? Onların da tıpkı bizler gibi birer canlı olduğunu hissedebilen tek varlık ne yazık ki çocuklar, onlar da ebeveynlerinin ‘dokunma kirli, bak hasta olursun, ısırır ha’ telkinleriyle zamanla vicdansızlaşıyorlar. Oysa bir sokak köpeğinin başı dokunduğumuz bir korkuluktan, bastığımız topraktan, çok sevdiğimiz paracıklardan daha kirli değil ki! Bir sokak köpeğinin başını okşayıp dilerseniz daha sonra ellerinizi yıkamak neden bu kadar zor geliyor? Yaşadığımız sevgi ve yaşam hakkına saygı eksikliğinin o noktadan başlayıp insanlara kadar ilerlediğini göremiyorsanız Çin’e bakın. Sosyal medya bugünlerde sokak köpeklerinin sırf eğlence olsun diye diri diri yakılıp sonra tabağa servis edildiği iğrenç bir festivalin ve Uygur Türk’lerine yapılan türlü türlü zulümlerin haberleriyle çalkalanıyor. Kendisi gibi olmayana tahammülsüzlük hayvandan başlayarak insana kadar devam ediyor, bunu hep insan yapıyor!
İstasyonumuzun bugünlerdeki misafiri bir kedi ve bir köpek, aynı kaptan yemek yiyip beraber oyunlar oynuyorlar. Onlar meşhur kedi – köpek kavgalarına hiç bulaşmadan barışarak bir arada yaşamayı öğrendiler. Gelin siz de doğayla, hayvanlarla, insanlarla; yani insanlıkla barışın artık. Yaşanası güzel bir dünya kurmanın başka yolu yok!
Dr. Ufuk Bayraktar
Anadolu Hayvan Hakları Federasyonu Başkan Yardımcısı