Yeşil Başlı Gövel Ördek
Müzik benim en duygusal yanımdır diyor sahnedeki delikanlı. Başlıyor türküsüne. Kuliste iki erkek onunla bir olmuşlar. Biri ağabeyi biri babası. Türkünün yarısında Gökhan yüzüne dönüyor , Murat Boz ayaklarda. Mest ettin diye bağırıyor Murat avaz avaz. Kuliste Hasan gözlerini silmekten helak olmuş. Ördek ,ördek olmaktan çıkmış, herkesin en kıymetlisi olmuştu. Hasan “aslanım benim” diye kucaklıyor ,gözlerinde kıvanç sevgi ,gurur sarılıyorlar. Bir oğlu olmalı insanın denir ya işte o duyguyla.
Hasan için en mutlu günlerinden biriydi o gün.
Oğullarında yaşıyordu yaşayamadıklarını.
Ihlamur yolundan sahile doğru yürürken karışık duygular içindeydi. Temmuz ayı olmasına rağmen hava serindi. Ramazan ayı yaza denk geldi miydi hep böyle olurdu . Bu gün Ramazanın 5.günü oldu bile diye geçirdi içinden . Akşama doğru başına giren ağrı olmasa açlık aklına gelmiyordu.
İlk kez bir bayan arkadaşı olacaktı. Hiç kadın arkadaşı olmamıştı. Yaşı elliyi geçmişti. Yanlışı olmazdı, yine de içinde belli belirsiz bir heyecan duydu.
Genelde kadınların söylemidir “ çocuklarımın hatırına” “çocuklarımın geleceği için “lafları. Erkeklerde de böyle düşünenler varmış dedi kadın. Ne zaman konuşsalar hep bunları söylüyor. Ben de ötesini sormuyorum zaten.
O da söylemiyordu dedi ,bankta oturan kadına. İlişmişti yanına yaşlı kadının. Kadın anlamaz baktı yüzüne .Ne diyorsun der gibi baktı anlamaz. O ise habire huzur apartmanından dem vuruyordu. Yaşı olmayan kadınlardandı. 80 vardı garanti diye düşündü. Her zaman olduğu gibi ikisi de ayrı şeylerden konuşuyor, birbirlerini duymuyorlardı.
Tam bu sırada göründü adam. Kalktı selamlaştılar.
Yüzü aydınlık insanlarda dalavere , kötülük olmaz diye düşünürken, mırıldandığını fark etti.
Hasan edepli bir suskunluk içindeydi.
Karşıdakini konuşturmanın en iyi yolu kendinden söz etmekti. Neresinden denk gelirse yaşanmışlıklardan başladı söz etmeye.
O anlattıkça adamın yüzünde gölgeler dolaşıyordu.
Zamanı geldi deyip everdiler 18 yaşımda, diye başladı Hasan. Delikanlılığım elimde kalakaldı. Hiç yaşamadım o çağları. Ellirmi cebime sokup avare dolaşmadım ara sokaklarda ,mesela hiç arkası kuşlu aynam olmadı, uzanmadım sevgilimin yanına kuytu köşelerde. Gençliğim bir yumrudur boğazımda, yutamadığım.
Peş peşe çocuklar, çocuklarım. Karımla birbirine sağır iki insan olduk kısa sürede.
Ben yetimdim, o duyguyu yaşatmamak için erteledim kendimi. Büyüsünler derken evlensinler demeye başladım.
Hani demiştim ya “yeşil başlı gövel ördek “ işte onu en küçüğüm söyler. O söyler beni deler geçer. Dinledin değil mi. Güzel söylüyor. Ben gurur duyuyorum, onunla da diğerleriyle de.
Gözleri parlıyor ışıl ışıl, muzaffer bir sanatçı edasıyla.
Kadın başını sallıyor onaylıyorum der gibi.
Hiç diyor hiç kadından arkadaş olacağı aklıma gelmezdi. İçimi dökeceğim birine ihtiyacım olduğunun bile farkında değildim.
Kadın ördeğin başı niye yeşille mavi arasındaki bir renkken birde yeşil denmiş ki diye sordu. Böyle soruları severdi. Kimine anlamsız gelse de.
Arada kalan öyle çok insan var ki dedi adam. Bu ördeğe çok anlam yüklenmiş olmalı .Başı yeşil vücudu gök renginde , gövel. Aslında bu ördek sevgili. Sevgili en güzel , en az bulunur, değil midir?
Bir süre dalıp gittiler.
Herkesin az bulunur biri vardır hayatında şu veya bu zamanda karşısına çıkan. Önemli olan O’nu benzerlerinden ayırt edebilmek.
Çay içimi sohbetleri sardı sarmaladı yüreklerini. Akşamı ötelemek mümkün olsa dedi , adam. O’nun duru sesi yankılandı, en kıymetlisinin.
Yeşil başlı gövel ördek
Uçar gider göle doğru………….
Aynı dalgalara binip farklı yönlere giderken bir türkü takıldı adamın diline.” Harcanıp gidiyor ömür dediğin.”
Arkasına baktı.
Kimseyi göremeyince, sanırım ben kendi kendimle konuştum yol boyunca dedi.
Ne O kadın gelmişti. Ne de içini dökmüştü…..Gözlerinde menevişler mi….yok canım. ….
Ben hayal etmiş olmalıyım. İçinde belli belirsin bir hafiflik ……Ihlamur yolunda volta atıp durmuştu. Gece iniyordu ağır ağır.
Her şey yalan bu dünyada, bir türküler bir de oğullarım….
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.