Seni sevdim mi?
Sanıyorum mevsim bahardı. Yağmursuz açık bir gün. Üstelik seninle olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Başka hiç bir şey umurumda değil.
Çok uzaklardan geliyorsun sanki. Oysa iki adım ötemdesin hep. Yollara buzlar döken ben olmalıyım
eriyip gideceğini bile bile..
-İyi günler, nereye böyle?
O gözlere bakınca dilim tutuluyor. Sahi nereye gidiyorum. Sadece seninle karşılaşmak için yürüyorum desem olur mu acaba?
- Şey..arkadaşıma, hani bilirsin Fatma.
-Anladım.
İnsan o bakışlarda yıllarca kalır ayrılamaz ama burada kaldırımda insanların gelip geçtiği yerde böyle
durmak olmaz ki. Biri arkama çarpıp geçiyor özür bile dilemeden. Böyle duramayız. Onun bakışları da benden ayrılmak istemiyor belli. Yine de hoşça kal demeli..
İkimiz biden açıyoruz ağzımızı:
-Hoşça kal, görüşürüz.
Gülümseyerek ayrılıyoruz, Az sonra ikimiz birden arkamızı dönüp bakıyoruz birbirimize.
Canım hiç bir şey yapmak, yazmak istemiyor. Gidişini yazsam ne kazanacağım. Gelecek misin.. Yooo!
Kuru bir yalnızlık, üzüntü,içini acıtan bir anımsama.
Bir bayram günü. Kalabalıklar arasındasın. Gözlerimiz yine buluyor birbirini. İki elinin arasında başın
gözlerini benden ayırmadığını görüyorum. Yanıma gelmiyorsun. Herkes geçit resmini, sen beni izliyor
seyrediyorsun. Daha sonra bir toplulukta karşılaştığımızda benim arkadaşlarla gülüşerek yaptığım bir
el hareketini yapıyorsun. O zaman anlıyorum ki gözlerini hiç ayırmamışsın benden
-Acı patlıcanı kırağı çalmaz!
İyi geceler derken söylediğin bu söz yıllarca aklımdan çıkmadı nedense. O zamana kadar bu sözü hiç
duymamıştım. Belkide bu yüzden etkilendim.
Ayaklarımı uzatmışım, rahat koltukta sensizliğimi yazıyorum; kırık kırtık anıları anımsayarak. Neden
diye soruyorum kendime.herkes işini bulmuş, eşini bulmuş, çoluk çocuğa karışmış. Zaten alın yazısına
inanırım. Senin eşinle olan ilişkisini duyduğumda, tamam dedim bunlar evlenir. Çünkü kız annene
benziyordu.
Kapım çalındı sendin. Bir süre konuşmadan bakışıyoruz. Neden sonra konuşuyorsun. Ne diyorsun, niçin
gelmiştin her şeyi unuttum. Sadece bakışların ve karşımdaki suskunluğun kaldı aklımda.Ha, bir de o
günlerde çamaşırı elde yıkardık. Sen gidince çamaşır yıkamaya devam edişim.
Senin düğününe neden gittim ki. Çok huzursuz oldum bütün gece. Gelin gözüme dünyanın en çirkin kızı gibi göründü epçik yüzüyle.Gülmek hiç yakışmıyordu.Ağzı mı büyüktü,bana mı öyle geldi. Kulaklarına değiyordu sanki. Tebrikler diye elimi uzattığımda aramıza bu küçük suratın girdiğini ve ayrıldığımızı
anladım. Belikide bu yüzden geldim düğüne.Veda ederken içim son derece rahattı.Dengini bulmuştun.
Ben kavuşmadaki değil, uzağımdaki seni seviyordum. Biliyordum şiir senden uzakta, özlemekte idi.
Sahi neden yazdım bu gereksiz şeyleri. Yılları katlasak kaç kilometre yol olur. Canım sıkılıyor. Seni
neden düşünüyorum. Sana yazdığım ilk şiir geldi aklıma, sen bilmezsin.
Seni düşünüyorum şu anda
Kalbimin biricik sevgilisi
Nerdesin, öyle merak ediyorum ki
Sahi sen de beni düşünüyor musun
Benim seni düşündüğüm kadar
Sana neden yazdım ki..seni sevdim mi? Yoksa sendeki sevgiyi mi sevdim. Bilmiyorum..
20. 06. 2015 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Uzaklardan,
zamanın derinliklerinden,
hatıraların gölgelerde kalan esintilerinden,
güzelliklerin asla unutulmayan kokusundan bir şeyler yakalamak,
yakalayarak ana, hayatın sevimsizliğinin arasına çiçek güzelliğinde serpiştirmek ne hoştur.
Masum, saf, temiz ve de ücrete tabi olmayan mutluluk çisesi düşürür insanın hayatına.
Güzeldi.
Dilimizin zenginliği kalemimizin enginliği kadar anlasaydık bilseydik sevmeyi eğer, dünya işte o zaman olurdu yaşamaya değer...
Dilde her şey çok kolay. Ama gerçek güzellikleri değerleri hayata geçirmek ancak edebiyatta oluyor demek.
Bana edebiyat yapma! denmemiş boşuna.
Emeğinize sağlık.
glenay
Eskiden düşünürdüm,
gerçek yaşamda aşklar,
neden şarkılardaki kadar güzel değil diye.
Tabii bu edebiyat için de geçerli..
Çok teşekkürler,
sevgiler..
glenay
Son günlerde tam yazı yazayım derken vazgeçiyorum nedense..
Beğenmenize sevindim.
saygılarımla..