- 441 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İlk Hareket Ettirici
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Suyu kimse akış yaptırıp ta buhar ettirmiyordu. Akışın ve buhar oluşun baskı ve basıncı kendisindeydi. Isı da kendisiydi. Soğuklukta kendisiydi. Duranda kendisiydi. Hareket enerjisi olan sıcaklıkta kendisiydi.
Ya da her şey suyu akışa ve akış yapmamaya frenleyişle buharlı kılıyordu. Çünkü iç ve dış olan, her şey olan; kendisi ve aynı şeydi. Doğaldır ki bunu anlamak çok çok zor ya da çok çok zor olacaktı.
Diğer farklı katkı unsurlarla birlikte buhar, yağmuru kesikli sürekli yapıyorsa; yağmur da kendi süreçleşmesinden sonra buharı kesikli sürekli oluşla destekleyip özel bağıntılı çevrim yapıyordu.
İyi de yağmur ve buhar neydendi? Kuşkusuz ki sudandı. Buhar, yağmur; suyun hal değişen; hali dönüşen özellikle, bağıntı yapan bir özdeki özellik yansımasıydı.
Suyun özellik yansıması sadece buhar olma, yağmur olma değildi. Örneğin donma yapma özelliği vardı. Viskozite yapma farklılığı vardı. Taşıma, yüzdürme yansıması vardı. İçinde tepkime oluşturma (PH) vs. türü yansımalı özellikler vardı. Suyun bu özellikleri bin bir tür bağsan ilişkili çevrimler yansımalarına dönüşüyordu.
İyi de su nedendi? İşte burada durun. Su ise, su olmayan bambaşka özellikle yansıyan hidrojen ve oksijendendi. Oksijen 1 protonla çekirdek ve 1 elektronla hidrojendeki; çekirdek ve enerji valans bant seviyeli elektron sayıları değişen (8 proton ve 8 elektronla) hidrojendendi.
Hidrojen, kuant düzlemlidir. Kuantik düzlemli (parçacık dalga özellikli) çevrimlerin özel bağıntılı sentezlerinin bir düzen ilişkili özellik yansımalarından dönüşmeydi. Yani bir ve aynı şeyin ısı, nicelik vs. gibi düzey düzen ilişkileriyle değişip dönüşme çevrimli, bağıntılılığı vardı.
Kuantumdan ötesi saf enerji daha ötesine gidemeyeceğim. Zaten ötesi şimdilik teori yapmamıza olanak vermiyor. Ya da biz fikren fark edemiyoruz. Her durum ve çevrimde, öte olan nokta; "varlık yokluk bağıntısıdır". Yani özdeğin bir ve aynı olan yüzüdür.
Varlık-yokluk, başlangıç ve son olan şeydir. Aynı var sanı (oluş) düzlemi üzerinde özel bağıntılı girişme ve anlayış olan şeyler düzleminde annelik var, ama cinsellik yoksa. Yani salt iki özelliği karşılaştırırsak. İki özelliği ve anlayışı belirleyen seçme ayıklama ölçütüne göre bu iki özellikten biri kapalı fren engeli yansıma bağıntılı özellik olur.
Yani şeyimiz üzerinde annelik ve cinsellik anlayışlı devinmeler, korunan özellik oluşuyla vardırlar. Ne var ki bunlardan birini, söz gelimi; anneliği yeğleyen özel bağıntılara tabii isek, diğer özellik bize kapalı olup, yok hükmünde bir öznel ve nesnel oluşun engelini oluştururlar.
Yani nasıl anneniz varken, annenizin diğer bir yansıma özelliği olan cinsellikti öznel değer duygusunun cinsel cazibe oluşu evladına kapalıdır. Aynı şey evlattaki cinsel cazibe oluş ta annelik bağıntısıyla anneye kapalıdır.
Annelik-evlatlık özel bağıntısına göre haldeki öznel değer duygusu içinde bağsalın oluşun aralarında, birbirine cinsellik yoktur. Annenizin, sizin anneniz olduğu bu süreler içinde; size değil ama babanıza veya dışarıdaki başka tür özel bağıntı ilişkilerine cinsellik oluşla yansıması hala vardır.
Demek ki yokluk hiç yokluk olmayıp var olan durumla eş zamanda süren devam eden özellik yansımasıdır. Sizlerin şeylere, şeylerin de size eğimli oluşu sizin genel bir alanın parçası oluş özel bağınız nedenle sizin dışa dışında siz zaten yönelim oluşu vardır. Genel bağıntı içinde özel bağıntı oluyordunuz. Özel bağıntıyla seçme ayıklama yapıyordunuz.
Bu özellik yansımasından biri ya da bir kaçını seçme ayıklamayla özel bağıntı değinimi yapıyordunuz (dokunum-birleşme- etkileşme vs. yapıyordunuz). Dışta olanı bir özellik bağıntısı kılışla seçip ayıklayışın değinim, bitişim, katışım, aktarım bağıntı vs. yüzeyleriyle bağıntı olanı içe alıp duygu ve eylem sellik bağıntılı bir davranış yansıtma biçimi kılabiliyordunuz.
Ama bir bağıntı şekli içinde, diğer özellikler kullanılmayan durum olmasındaki aksamalar oluşla var olmasına, yok diyoruz. Bir kullanıcı (bağıntı yapıcı) bir özelliği kullanmıyorsa o özellik her zaman annenin (özdeğin) cinsellik oluşla cinsellik taşımadıkları şeklinde yoklukları demek değildir. Bu anlamda yokluk kapalılık özelliğine denk geliştir.
Unutmayın ki siz bağlanıcıya, “anne olan durum da”; babanıza göre yoktur. Kısaca varlık-yokluk, varlığın birbirine değişen dönüşen bağ yapan ve bağ yapmayan özelliği olarak belirmekle bir başlangıç ve sondur. Annenizin som varlığı size anne olarak başlangıç yapan bağken; bu başlangıçta cinsellik size göre son ve yoktur.
Kadın (adam) oluştaki cinsellik, anne (baba) bağıntılı öznellikle yaptığı başlangıç içinde son ve yok olmaktadır. Annenizin som varlığı babanıza ya da adam nesnel oluşuna göre bağıntı olurken, anne som varlığındaki cinsel cazibeyle anneniz bu kez KADIN oluşuyla babanıza (adama), başlangıç noktası olup; anneliği kapalı olacaktır.
Size anne olandaki annelik, babanıza bağıntı olmamakla yoktur. Bu şu demektir. Aynı şeydir baş ve son olmak ve aynı şeydir var ve yok olmak. Annelik kavramı olan öznellik hem var olan hem yok olandır.
Size anne olan kadın dışa anne değildir (anne yoktur). Dışa anneliği olmayan aynı kadın da, aynı zamanda size annedir (anne vardır). Bu üst üste zamanlardır. Aynı şeyin aynı andakilerdi özellikler yansımasının bağıntı olan ve bağıntı olmayan yönü olmakla o şey aynı şey olmaktadır.
Böylesi aynı şeydir var ve yok olan. Bir seçme ayıklama bağıntısıdır. Durum o şey ile bağıntı olmakla var. Diğer özelliğiyle bağıntı olmakla o bağıntı yoktur. Hâlbuki somluk aynı ve yerinde durmaktadır. Bağıntı olmayacak olan yoktur. Su yüzme bilene boğma özelliği oluşla yansımaz.
Yani yüzme bilene suyun boğma özelliği yansıyamaz. Su, yüzme yapışla boğma bağıntısını kuramaz. Ama bu durum, suda o anda boğma özelliğinin hiç yokluğu deme anlamına gelmez.
Aynı anda, aynı havuzda; biri yüzme bilen, diğeri yüzemeyen iki kişiden oluşan olaylaşma zamanına ve zaman akışına bir bakalım. Yanınızdaki yüzme bilmeyene su, boğma oluşla olaylaşır ve yansırken zaman, yanınızdaki için boğulma ve ölüm oluşla akar.
Sizin içinse zaman; yüzme oluşa keyif etmeyle olaylaşır ve yansımasını yapar. Sizin için zaman yüzmeyi keyif ediş olarak akar. Bir durumun burada boğulmanın size yok olan yüzme, yüzü; Aynı anda diğerine yüzememe yüzü olan boğulma ölümün var yüzü olarak yansır. İşte çevrenin seçme ayıklama, olan girişme budur.
Size boğmama oluşla yansıyan yüz diğerine, boğma oluşla aynı anda yansır. Yani baş ve son aynıdır. Size son olan aynı anda öbürüne başlangıçtır. Size yok olan aynı anda öbürüne vardır. Size var olan aynı anda öbürüne yoktur. Bu yüzden aynı şeydir baş ve son; varla, yok.
Kısaca som oluş özdekiliktir. Girişme özelikler bağıntılı yansıma da özdekiliğin kendisidir. Özdekilik ilkin kendisi üzerine bağıntı oluşla girişir ve yansır. Üzerinde bir durum ortaya koyar. Sonra pek çok durumla olur.
Yani özdek aynı anda baş ve son oluşla, var ve yok oluşla; değişme ve dönüşümle vs. yola çıkar. Bunlar da bir ve aynı olan şeylerdir. Yani özdek aynı anda var ve yok oluşuyla ortaya çıkar. Yani yok olan, durduran yüz olmakla; özdeki oluş aksar.
Frenlenir. Unutmayın, akan (eylem olan enerjiyle) fren ilişkisine dönen enerji; aynı enerjidir. Bu bir sürecin sürekli olamayıp özel bağıntıyla kesikli olmasıdır. Kesikli oluş zaten frendir. Kesikli olanın, nicelikler kazanmasıyla; kesikli olan yeni sentez özellikleri sayesinde akış yapıp süreklilik kazanır. Özdek, som özellikler ve sentez özelliklileri kazanışla yansılanır.
Bu nedenle varlığa ve yokluğa geçiş baş ve son oluş özdeği devindirir. Devinme özdeği frenler (oto kontrol). Fren özdeği kesikli sürekli yapar. (seçme ayıklama). Kesikli olanın yanında yüzmenin (kesikli oluşunun) yanında boğulma türü genel akış vardır. Bu genel akış nedenle farklı kesikli sürekli durumlar vardır.
Kısacası, ilk etki özdeğin kendisi olan var yok bağıntılarıyla bir hareket ediş olan devindiricisi; çevrimli kesikli sürekli oluştur. İlkin, ilki; ilkinin de ilki; diye bir şey yoktur. Her şey baş ve sonunu içinde taşır. Yani her şey ilkini ve ilkin ilkini içinde taşır.
İlk olan ve ilke ilk olan aynı şeydir. İlk olan özdek ve özdeğin yansıyan varlık olan yokluk; baş ve son olma bağıntılı girişmesidir ilk. Her durum bu baş sonu; hareketi zamanı, yeri vs. ilk oluşla, var oluşla, üzerine aksedişle içerir. Bu diyalektik etkidir.
Ne demiştik her şey bir ve aynı şeyin, değişik bağıntıyla görünmesidir. Bir şey her şey; her şey bir şeydir. Var ve yok özellik yansıması oluşla belirirken; özellikler var ve yok oluşla kendisine yer açabiliyorlardı.
Bunlar da değişme dönüşme ve sürekli oluşla ileri akıştı. İşte ilk buydu. İlk olan tüm olandı. Tüm olan parçalı beliriş yapıp, parçalı yansıyabilendi. Bu geri bağlanım ve geri beslenimle geri iletişme yansımasıydı. İlk oluş geri bağlanım yasasının kendisiydi. Bu yüzden ilkin ilki gibi sorgulayıcı ve çelişkin duruyordu.
Taşan sütte kabaranla, kabaran öncesi (ilk olanı) aynı şeydir. Kabaranla taşan kesikli sürekli niceliksel bir durum oluşla, akış ve durum değişme bağıntısıdır.
Özellik yansıması baş ve son olan durumların çevrim yapmasıydı. Baş ve son çevrimsel süreçte aynı şeydi. Ve aynı yerdi. Çember çizmeye başladığınız nokta, hem başlangıç noktasıdır; hem çemberin devri daim çizim yaptığı son noktadır.
Çevrime giren şey de özdekteki özellikler yansımasıydı. Meşruiyetlik yazı dizimde bigbeng çevrimindeki saf enerjiye döngüler yaptıran başlangıcın evrenin bir başka çevriminin baş ve son olması oluşla ima etmiştim. Tıpkı dünya çevriminin suyu buhar yağmur döngüsüne çevirmesi gibi.
Evren bu başlangıcın hem yol akışı durumudur, hem sonlu kesikli sürekli bir düzey ve durumla belirir olan durumudur. Ve hem de o belirir yerde kalmama halidir.
Bir genel bağıntılı çevrim; kendi içinde evren çevrimlerine dönüşmektedir. Bu dönüşmede bir ve aynı şey olan özdek, bu çevrimlerle bir baş ve son olmanın özellik yansımasıyla, akıl almaz çevrimin; olay, olgu kesikli sürekli olma özellikli bağıntılarına dönüşüyordu.
Akıl, genel olandan özel bağıntılı kılınan bir kesikli süreklilik olmakla; yalıtılmış olduğu genelliği akıl almaz bulması gayet tabiidir. Sürekli olmasıyla genelliğe yansır (genel olandan bir parçayı daha özeline katar).
04.01.2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.