Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy

TIP TIP TIP...

Yorum

TIP TIP TIP...

11

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

1362

Okunma

Okuduğunuz yazı 21.5.2015 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
TIP TIP TIP...

TIP TIP TIP...

Tıp tıp tıp…

Anlamsızım, ansızım, külfeti ağırmış inanmanın.

Tıp tıp tıp…

Duyulmaz bir akıntının ortasında ruhumu teslim etme arzusuyla yanıp tutuşurken aynı ses çalınıyor kulağıma.

Tıp tıp tıp…

Bunca dalga bunca rüzgar bunca yalan bunca kelam işe yaramadı işte. ‘’Oysa her şey çok farklı olabilirdi’’ demek çok yorucu. Ve safça hala inanmak yanıldığımı bilsem de sürüklenmek o hortumda. Bir öyleyim bir böyleyim. Bir ağlıyorum bir gülüyorum. Ne de olsa karışıklık doğamda var. İki ucu keskin bıçak gönül dediğin: İdame ettirirken yürekte saklı olanı bir ucu sürekli batmakta. Her gün devam ediyorum yaş almaya ve yas almaya. Her gece ölüyorum sessizce ve doğduğuma inanıyorum ertesinde gecenin.

Sevgili kalem, sırdaşım, yegane dostum yeri geldi mi sokan bir yılan gibi zehir pompalıyorsun kanıma. Kana kana içiyorum o acı suyu ve kana kana ağlıyorum doyamazken hüzne. Ya öncesi…

Öncesi var mıydı ki? Hatırlamıyorum o ıssızlığımı hatta düşünmek dahi istemiyorum. Kimler kimler girip çıktı o kapıdan ve kovulmadığım kapı kaldı mı ki ya da çarpıp çıktığım ve arkama bakmadan uzaklaştığım. Tıpkı o gün gibi…

Kaç miladım var şu ahir ömürde. Tarih affetmez beni ben nasıl affedeyim…

Sessiz sakin, muzip, sevgide cömert bir o kadar saf ve sınır tanımaz ihlal edilen özgürlüğünü idame ettirmek adına.

Mevsimlerden iklimsiz bir günün kaçıncı saati kim bilir öyle ya zaman ile hiç işim olmaz ya da mevsimlerle. Hissettiğime odaklı bir mevsim benimki. Kış ortasında çiçek açan ya da baharın ılık esintisinde buz kesen. Ben insanlığa değil kainat uymalı bana. Ve atmalı kalplerimiz eş güdümlü. Mutsuzsam ıslanmalıyım yağmurda ve güneş bile itibar etmeli bu hüzne. Saklanmalı bulutların ardına ve konuşlanmalıyım siperimde görünmezlik iksirimi içtikten sonra.

Hep salık veririm kendime:’’Asla böbürlenmeyeceksin ve egona karşı sonuna kadar mücadele vererek yeneceksin nefsini.’’ Oldu bayağı bu düşünceyi pompalayalı zihnime. Okula yeni başlamıştım ve tam bir oyunbazdım. Zor oldu annemden ve oyuncaklarımdan ayrı düşmek. Tanımadığım onlarca çocuk ve hiç tanımadığım bir kadın bağırmayı marifet sanan. Ve gördüm ki; yapmam gereken bu gruba uyum sağlamam… Derken harflerle tanıştım ve sihirli bir dünyanın girizgahıydı yaşadığım bu macera. Bugün yaşamamakta hiç biri kelimeler sadece terk etmedi beni. Çoktandır ölüler ve her yeni gün yeni eklentilerle artmakta sayıları…O gün bu gündür inanılmaz bir mücadele içerisindeyim. Sevsem de ayrı düştüğüm her ne ya da her kim ise gitgide sertleştirdi kabuğumu ama hala yumuşak içim. Görüntüye aldanmayın siz yine de, derim.

Her ölünün kanı üstüme başıma bulaştı: Bazen bir kelime ondan hatıra kalan bazen bir koku bazen bir nefes bazense bir dokunuş dokunmamış bile olsa tahayyül ettiğim… Bende yaşam bulan ama bir yandan benden çalan… Bölünen uykularımda yaşayan ve gün içerisinde orada burada gördüğüm her gölgede bir nebze de olsa içimi sızlatan.

Olanca ağırlığıyla asılı boynumda kocaman bir taş parçası gibi suyun dibine çeken, kurtulamazken o ağırlıktan gelişen tahammül gücüm ama hala kendimi yetersiz ve anlamsız hissettiğim…

Bunda hemfikirim iç sesimle: Fazlasıyla yetersiz ki kendime bile yetemezken kime ne verebilirim ya da hangi beklentisini karşılarım bir Allah’ın kulunun. Nadiren buluyorum cevaplarını bu bitip tükenmez sorularımın ve en bariz sunumuyla hayatımın en zor sınavı. Kabullenmesem de geçemediğim tek sınav ve ömür billah muaf tutulma hakkı tanınmayacak… Tecrübeyle sabit kısaca.

Biteviye suçluluk duymak bir yana başkalarının hatalarını yüklenmek…

Ruhumun aynasına bakıyorum her boş sayfada ve dolmaktayken o beyazlık yeniden doğuyorum ve inan ki bu güzelliği anlatmaya mecalim yok. Başı bozuk bir güruh peyda olmuşken bilmediğim ve görmediğim biliyorum ki onların gözünde bir boşluğum içini acıyla doldurdukları. Yadsıyamam ama izah da edemem lakin duyumsuyorum bu acıyı ve yıkanırken ruhum saf tutuyorum en önde.

Ve sır tutuyorum sırlı gecelerde ama veremiyorum sırrımı kimselere. Bu büyü bozulmamalı ve benimle yaşamalı, birlikte gömülmeliyiz. Sözün azaldığı yerde yazıyorum, yazıyorum durmaksızın bazen teklesem de sığındığım mabedimde şükrediyorum ve sığınıyorum Yaradan’ın kollarına.

Görmediğime vakıfım ve duymadığıma aidim. Sessiz bir çığlık benimki için için devinen. İnsanlara tuhaf geldiğimi de bilirim ama değişmek değil marifet sadece saklamak bilinmezliği yürekte ve saklanmak her ne kadar mümkün olmasa da… Tüm bu bilinmezlik değil mi o geri dönüşsüz değişikliğin ve bitimsiz sevgimin belirtisi. İçinde saklı iken niyetim ve anlam yüklemeye çalışırken anlamsızlığıma…

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Tıp tıp tıp... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tıp tıp tıp... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TIP TIP TIP... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
şaire şebnem örs
şaire şebnem örs, @airc-ebnemc-rs
1.6.2015 17:29:15
ÇOK ANLAMLI GÜZEL BİR YAZI CANIM ABLAM
HEPSİNE TEK TEK YORUM YAPMAYA ÇALIŞACAĞIM..
BURAYA GELMEYİ HEP UNUTUYORUM..
Kübra.48
Kübra.48, @kubra-48
22.5.2015 23:25:19

Tek kelimeyle ;

HARİKA..
Her zaman sizin yazılarınızın tadı bende farklıdır.
Ama bu daha başkaydı.
Semiray Sezgin
Semiray Sezgin, @semiray-sezgin
22.5.2015 19:26:05
kutluyorum seni...kutluyorum geç kaldım pardon...sevgiler...
nur49
nur49, @nur49
22.5.2015 13:09:53
Güzel bir ruh... Kendini, hayatı irdeleyen çok güzel bir yazı yine...
Öyle coşkun bir pınar var ki bu yürekte, her an çağıl çağıl güzellikler taşıyor...
Okunmaya doyulmuyor.
Gönülden kutlarım sevgili Gülüm... Okumak zevkti. Günün yazısı olmayı nasıl da hak ediyor.
Sevgiler ve selamlar tüm kalbimle...
CaNMaYBuLL
CaNMaYBuLL, @maybull
22.5.2015 09:22:36




Nasıl doğarız ve nasıl ölürüz ? Neden doğduk ve neden ölüyoruz ? Nerden geldik ve nereye gidiyoruz? Kim bu dünya ? Evren ne kadar? Ben kimim ve neciyim? Ruh bedenimin nesidir? Aynada gördüğüm ben miyim? Bana anlam veren ne?...Aşk nasıl bir şey ? Sevgi aşkın neyidir?
Kim bu insanlar, zamanı sırtlarına alıp ,ne kadar daha yaşarlar? Ölümün anlamı ne? Sorgu soruşturma nereye kadar?



Bütün soru işaretleri insanın kendisini tanımasına, anlamasına, anlatmasına, korumasına, yaratıcı ruhunu dünyaya üflemesine katkı sağlar. Bu sırada geçtiği yolları, daha önce geçenler gibi, tek tek sorgulayarak ruhunu doyurmaya çalışacak. Her şeye anlam vermeye çalışırken ,asıl anlam vermek istediklerine asla ulaşamaz. İşte asıl arananın sebep olduğu şey ,varoluş yasasını kıyametler kopartarak ,insanlığın sahip olduğu dini inançları kendine rehber ederek ulaşmaya çalışır. Bütün bu çabanın sonucunda ‘amin’ kelimesinin ötesine geçemeyeceğini bilerek boyun eğecek. Belki de bu saatten sonra içindeki dünya ile dışındaki dünyanın karşılaştırmasını yaparak, asıl olmak istediği dünyasına ulaşır…Peki biter mi o an bu rüya?



Asıl mesele o zaman başlayacak…Taşıdığı bedenin kendisini aldattığını ,onu üzerinden çıkartıp attığında anlayacak…


Bütün aynaları kırmak lazım, yalanlarımızı yüzümüze vuran tek gerçek onlar…


İnsanın kendisini sorgulaması en büyük erdemliktir…Doğru-yanlı, iyi-kütü bu sorgusunda saklı.




Güzel yazınızdan ötürü kutların değerli dostum.






Saygılar,sevgiler..
Fatma Oral
Fatma Oral, @fatmaoral
22.5.2015 07:09:24
Değerli üstadım her kelime si her cümlesi ile muhteşem olmuş inanın baştan başa birkaç kez severek okudum yureginize sağlık
Leyla UYGUN
Leyla UYGUN, @arim
22.5.2015 02:20:58
Sevgili Camlısoy,

Bu günlerde acı,ama fazlasıyla güzel kalemlerle karşılaşıyorum.
Üstelik bu dar zamanlarımda böyle kalemlerle karşılaşarak kendimi mükafatlandırımış gibi hissediyorum.

Şöyle efkarı başında ,kendini sorgulayan ve sorduğu soruların çoğuna cevap bulamayan,aynada kendi suretine bile bakamayıp kaçan,başını her yastığa koyuşunda yığınlarca düşüncenin altında ezilen ve gittikçe kendisine yabancılaşan;'böyle bitmemeliydi'cümlesini ağır bir vebale bürüyerek kendisine biraz daha acımasız davranan,çığlıklarını içine kusan,kurallı cümleleri eksiltili cümlelerle boğan kocaman bir iç monologdu.Kendimi buldum o yüzden teşekkürler iç sesinize...
Kutluyor ve damla damla (tıp tıp tıp) sevgilerimi sunuyorum.
hüzün şairi
hüzün şairi, @huzunsairi7
22.5.2015 00:56:54
Çoğu zaman içimde çoğalanların izahı olmadı ve hatta izafi bir görecelikte kazanmadı. Ya somuttu s/akladıklarım ya da soyuttu k/araladıklarım. Yol çizmek gibi değildi rotaya gözlerini dikmek. Ucunda öğrendiğim ilklerle tanışma merasimi olsa bile.

Biriktim, biriktim ve yine biriktim... Çok zenginim demek içinde henüz çok erken. Cümlelerden halliceyim hepsi bu. Kelimeler orta direk geçinirken, harfler ihtişam içinde yüzüyordu ama ben hala dalgalarla savaşıyordum. İmlam kısır döngü de. Ağlasam mı dedim ama biliyorum ki gözyaşıma yazık edeceğim... Bu olsa olsa KALB-EL VUKU... Varlığıma sökün eden ise sadece İÇ HUZURUM...

Yine bendi sanırım. Bak klavyemin çenesi düştü işte. Ve yine b/ana dair.

Varlığın güzellikti.

Her daim tebrik ve sevgimle.

Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
22.5.2015 00:21:46
DEĞERLİ SEÇKİ KURULUNA VE GÖNÜL DOSTLARIMA YÜREK DOLUSU TEŞEKKÜR VE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM...

EN DERİN SAYGILARIMLA VE GÖNÜL DOLUSU SEVGİMLE...
Etkili Yorum
Davidoff
Davidoff, @davidoff
21.5.2015 14:42:52


Bu yazının adı ne olmalıydı biliyor musun Gülüm, "TIK TIK TIK."

Ve tek tek gelip kapılarımızı çalmalıydı, uyandırmalıydı bizleri. Kalkın hu huu, hala uyuyor musunuz siz?

Bu kadar yazdım okumadınız mı? Daha ne yapayım?

Okuyun lütfen, tek kelime ile "Muhteşem." Benim de bugünkü 10 puanım bu yazıya.



Tebriklerimle.


AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
21.5.2015 12:57:51
gönülden dökülen incilerdi gönül sesiniz
kutlarım güzel anlatımlı yazıyı
saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL