HAYAT PINARI !
HAYAT PINARI !
YAZAN :YAHYA AKSOY
Çocukluğumuz geçtiği Oğulcuk köyümüzde İlkokula yakın "Hayat çeşmesi" vardı. Büyük musluktan gürül gürül akan suyu ile kurda- kuşa,taşa- toprağa,canlıya -cansıza, atı veya eşeği ile gelen yorgun yolcuya ve binek hayvanlarına hayat verirdi. Bağa-bahçeye can suyu olurdu.
Hayat çeşmesi taşında şunlar yazılı idi:
"Ne saray isterim, ne de başıma taç
Gönlüm bir avuçsuya muhtaç."
Köyün batı girişinde halkın deyişi ile "İhtiyar pınarı, güney girişinde "Ahmet pınarı",doğusunda " öküz pınarı", köyün ortasında "ihtiyar pınarı" ger gelene can suyu veririr, elini yüzü yıkayan insanlar çeşme başında biraz konaklar ve serinleyerek yorgunluk atarlardı.
Hayır sever insanlar ellerindeki üçbeş kuruşlarını çobanlar ve sürüleri ile kırlarda yaşayan tüm canlılar su içsinler diye köy çevresinde bulunan su kaynaklarına harcayarak bu çeşmelerin yapımına katkı sağlarlardı.Buralardan yaban kuşları ve keklikler sabahları su içerler ve o tatlı nağmeli ötüşleri ile köy halkını selamlarlar.
Yeryüzünün büyük bölümü sularla kaplı. Su ve toprak yaşamın iki temel ögesi. Efsaneler,destanlar, masallar, atasözleri,öyküler, türküler ve şarkılar su toprak üzerine kurulmuştur.
Çeşmelerle ilgili anılar, çeşme başı suhbetleri öyküler ve türküler yaşam felsefesine ışık tutarlar.
Çeşme başın sohbetlerinde iyi niyet çerçevesinde gelin-kaynana dedikodular da yer alır ve manilere yansır: " Kaynanayı nitmeli /Kaynar kazana atmalı/Yandım anam dedikçe / Altına odun atmalı."
Gençler, suyun en iyi haberci olduğuna inanarak ,gürül gürül akan çeşme suları başında coşan ve su gibi akan duygularını, birbirlerine olan sevgilerini manilere aktarırlar:
"Üşüdü gül üşüdü/Kar yağdı gül üşüdü/ Bir güldün aklım aldın/O nasıl gülüşüdü."
Çeşmelerin üzerine düşülen sözler de derin felsefe içerir. Çok şey anlatırlar:
"Bu çeşme ne güzelmiş, su içece tası yok, kırma insan kalbini yapacak ustası yok!..."
Kırsal alanda dağ yamaçlarında bulunan su kaynakları su boruları ile köy meydanına getirilir ve bir oluktan gürül gürül akarak insanları, kurdu, kuşu, hayvanları ve bahçelere hayat verir. Çeşmelerin ön yüzüne "HAYAT PINARI- HAYAT ÇEŞMESİ " yazarlar.
Yunus emre bir şiirinde şöyle demekte : "Ab-ı Hayatun çeşmesi âşıklarun visâlidür /Sohbeti ışkıla ,der susamışları yakmağa..."
Ünlü şair Kemalettin Kamu, Erzurum yakınlarında bulunan Kop Dağı tepesinde gördüğü çeşme için şiir yazar:
"Kop Dağı’nda bir çeşme var/ Serçe parmak kalınlığında suyu/Akarda akar..."
karacaoğlan bir gün su içmek için çeşme başına varır. Çeşme başında ellerinde su bakraçları ile kümelenmişler sohbet etmekteler. İçlerinden birisi "amca gel suyunu iç " diye seslenir:
"Çeşme başında bir kız bana amca dedi..." diye şiirine aktarır.
Çeşme başı sohnetleri başlı başına bir söz , gönül ve kültür zenginliğidir. Bu ları
Âşık sefil Selimî , "Can Pınarından" şiirinde halkedenle, halk arasındaki anlamlı bağı şöyle dile getirmiş :
"Hayat çeşmesinden, can pınarından/ Damla damla, pırıl pırıl akan O /Altı cihetinden, dört kenarından/ Enginlere yükseklere bakan O/... Ey Sefil Selimî,ondaki odur/ Ya öyleyse sendeki nedir/ O bir halk edendir, bendeki sudur/ Suları sel edip bentler yıkan O ."
Şair Şevki Akar, Yaşam ve su ilişkisini "SUSUZ YILLAR " şiirlerine aktarmış: "... Suyu kuyuda gördüm/Benim göllerim yoktu/ Kuğuları bilmezdim/Göklerimi sığırcıklar süslerdi./Benim göllerim yoktu/ Kıraç topraklara bırakılmış gibiydim/Sam rüzgârı ölümüne eserdi/ Mutluluğum arpa boyu/Sevinçlerim kaçamaktı..."
Yurdumuzun dört bir yanında tarihi çeşmeler üzerlerinde tarihi sözlerle geçmişe tanıklık ederler. Can pınarları toprağın bağrından fışkıran suları alır doğaya, insana ve tüm canlı -cansız her şeye ulaştırırlar.
Ne yazık ki ülkemizde yer altı kaynaklarının yanlış kullanımı sonucunda cana can katan can pınarları , azalan kaynak suları yüzündan can çekiştirmekteler.
Kaybolan yer altı kaynakları, kaybolan -kuruyan çeşmeler ve yapılamayan çeşme başı sohbetleri kültürümüz ve ülkemiz için büyük bir kayıp olarak değerlendirilmelidir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.